40,9369$% 0,51
47,8901€% 0,57
55,5290£% 0,60
4.409,84%0,61
3.350,07%0,43
10.885,72%0,14
18 Ağustos 2025 Pazartesi
Türkiye’de mart ayında meydana gelen don olayları, sebze ve meyve fiyatlarını olumsuz etkiledi. Meyveler ağaçlarında zarar görürken, sebzelerin fiyatları da artış gösterdi. Şiddetli don sebebiyle rekolte düşüklüğü, meyve fiyatlarının yükselmesine neden oldu.
Meyve fiyatlarındaki artışın bir diğer sebebi de yüksek enflasyon. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı temmuz ayı Tarım Üretici Fiyat Endeksi (Tarım ÜFE) verileri, üretimden tüketime kadar uzanan zincirde fiyatların nasıl yükseldiğini ve alım gücünün nasıl düştüğünü gösterdi.
TÜİK verilerine göre, yıllık bazda fiyat artışlarında yumuşak ve sert çekirdekli meyveler, yüzde 244,14 oranıyla zirvede yer aldı. Bu grupta kiraz, vişne, şeftali, erik ve kayısı gibi yumuşak çekirdekli meyveler ile elma, armut ve ayva gibi sert çekirdekli meyveler bulunuyor.
Bir ekonomist, ekonomi yönetiminin uyguladığı politikaları eleştirerek, sabit gelirli bireylerin yüksek enflasyon ve vergilerle mağdur olduğunu dile getirdi. Ekonomist, Türkiye’de halkın büyük bir kısmının, özellikle kiraz gibi pahalı meyveleri alamadığını ve bunun ciddi bir sorunu ortaya koyduğunu ifade etti. Günümüz ekonomik koşullarında en büyük banknotun 200 lira olduğunu ve bu miktarla sadece bir kilo limon alındığını, yarım kilo peynirin ise alınamadığını vurguladı. Ekonomi yönetiminin başarı hikayeleriyle gerçek durumu inkar etmelerinin, daha büyük bir sorun yarattığını belirtti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Temmuz 2025 ayına ait konut fiyatları endeksi (KFE) verilerini açıkladı. 2025 yılı Temmuz ayında, bir önceki aya göre yüzde 0,95 artış gösteren konut fiyatları endeksi, bir yıl önceki döneme göre nominal olarak yüzde 32,8 oranında bir artış kaydetti. Ancak reel olarak değerlendirildiğinde, yüzde 0,5 oranında bir düşüş yaşandı.
Üç büyük şehirdeki KFE değişimleri incelendiğinde, Temmuz ayında bir önceki aya göre İstanbul’da yüzde 0,6, Ankara’da yüzde 1,2 artış gözlemlenirken, İzmir’de ise yüzde 1 oranında düşüş kaydedildi.
Endeks değerleri bir yıl önceyle karşılaştırıldığında, İstanbul’da yüzde 33,5, Ankara’da yüzde 42,9 ve İzmir’de yüzde 31 yükseliş göstermiştir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Haziran 2025 dönemine ait kısa vadeli dış borç istatistiklerini açıkladı.
Kısa vadeli dış borç stoku, önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 azalarak ikinci çeyrekte 168,2 milyar dolara gerilemiştir. Vadesine 1 yıl veya daha az kalmış borçları gösteren kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku ise 220,3 milyar dolar olarak kaydedilmiştir.
Bu dönemde, bankalardan kaynaklanan kısa vadeli dış borç stoku, bir önceki çeyreğe göre yüzde 6,7 azalış göstererek 72,7 milyar dolara düşmüştür. Merkez Bankası kaynaklı yükümlülükler de yüzde 2,8 azalarak 29,3 milyar dolara gerilemiştir.
Bankaların yurtdışından kullandıkları kısa vadeli krediler ise önceki çeyreğe göre yüzde 44,5 azalarak 10,3 milyar dolara düşmüştür. Yurt dışı yerleşik bankaların yurtiçindeki mevduatları ise yüzde 2,6 artışla 19,1 milyar dolara yükselmiştir.
Banka hariç yurtdışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı, yüzde 7,4 artışla 20,9 milyar dolara çıkmış, TL cinsinden mevduatları ise yüzde 5,2 artarak 22,4 milyar dolara ulaşmıştır.
Diğer sektörler kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku, bir önceki çeyreğe göre yüzde 9,2 artarak 66,3 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Dış ticaret işlemlerinden kaynaklanan ticari krediler yüzde 8,4 artarak 61,3 milyar dolar, nakit krediler kaynaklı yükümlülükler ise yüzde 19,9 artarak 4,9 milyar dolara yükselmiştir.
Döviz kompozisyonu incelendiğinde, kısa vadeli dış borç stokunun yüzde 37’sinin dolar, yüzde 27’sinin avro, yüzde 21’inin Türk lirası ve yüzde 15’inin diğer döviz cinslerinden oluştuğu gözlemlenmiştir.
Haziran itibarıyla kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stokunda, bankalar ve diğer sektörlerin kredi yükümlülükleri yaklaşık 59 milyar dolara gerilerken, ticari kredi yükümlülükleri de yaklaşık 62 milyar dolara gerilemiştir.
Suriye ordusunun SDG’ye yönelik askeri operasyon hazırlığı, bölgedeki gerginliği artırdı. SDG’nin hiçbir taahhüdünü yerine getirmemesi, durumu daha da karmaşık hale getirdi.
Rakka ve Deyrizor’dan, SDG’yi etkisiz hale getirmek için Suriye ordusunun 50 bin asker sevk ettiği bildirilmektedir. Bu durum, Suriye’de Esed’in devrilmesinin ardından kurulan geçici hükümet ile terör örgütü SDG arasında 10 Mart’ta imzalanan mutabakatın ardından gelişti. Mutabakata göre, SDG’ye bağlı silahlı unsurlar Suriye ordusuna entegre olacaktı. Ancak bu süre zarfında SDG, mutabakat şartlarına uymamanın yanı sıra ayrılıkçı girişimlerde de bulundu.
SDG’nin askeri eylemlerini sürdürmesi üzerine, uluslararası basında ABD ve Türkiye’nin, SDG’ye Suriye ordusuna katılmaları için 30 gün süre verdikleri iddiaları yer aldı. Ayrıca, ABD’li yetkililerin, SDG’yi Suriye hükümetinin saldırması halinde uluslararası koalisyonun onları koruyamayacağı konusunda uyardığı bildirildi.
BAE merkezli bir medya organı, Suriye ordusunun SDG’ye yönelik geniş kapsamlı bir operasyon hazırlığında olduğunu ifade ediyor. Suriye ordusunun amacı, Rakka ve Deyrizor’dan terörist unsurları temizlemektir.
Bölgedeki kaynaklara dayandırılan haberlere göre, Suriye ordusu operasyon için Palmira, Sukhnah ve Rusafa’ya 50 bin asker sevk etti. Ayrıca, bu operasyon sırasında terör örgütü karşıtı Arap aşiretlerin de destek sağlaması bekleniyor. SDG bünyesindeki 70 bin kişilik silahlı grupların yüzde 30’unun Arap kökenli olduğu belirtilirken, olası bir çatışma durumunda Arap kökenli unsurların Suriye Ordusu tarafına geçebileceği yorumları yapıldı.
Bugün Beyaz Saray’da Zelenskiy’nin yanı sıra Avrupalı liderleri ağırlayacak olan ABD Başkanı, Truth Social hesabından Rusya-Ukrayna sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Başkan, birden fazla Avrupalı lideri ağırlamaktan duyduğu gururu ifade ederek, barışa giden süreçle ilgili önemli görüşmeler yapacaklarını belirtti.
Başkan, Zelenskiy’e, “İsterse Rusya ile savaşı anında sona erdirebilir ya da savaşa devam edebilir.” şeklinde bir göndermede bulunarak, eski Başkan Obama’nın Kırım’ı kaybettiğini ve buranın geri alınamayacağını belirtti. Ayrıca, Ukrayna’nın NATO’ya katılımının artık gündemde olmadığını ifade etti.
Bugün Beyaz Saray’da önce Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile bir araya gelecek, ardından Avrupalı liderlerin de katılımıyla geniş katılımlı bir görüşme gerçekleştirecek.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, ABD’deki görüşmeleri için Washington’a varmış durumda.
Zelenski, sosyal medya platformu üzerinden Trump ile görüşmek üzere Washington’a ulaştığını duyurdu ve daha sonra Avrupalı liderlerin katılımıyla bir toplantı yapacaklarını belirtti.
Zelenski, “Hepimiz bu savaşı hızlı bir şekilde sona erdirmek için güçlü bir istek duyuyoruz. Barış kalıcı olmalı. Yıllar önce Ukrayna’nın Kırım ve Donbas’tan vazgeçtiği gibi olmamalıdır.” ifadesini kullandı.
1994’te verilen güvenlik garantilerinin işe yaramadığını vurgulayan Zelenski, “O dönemde Kırım’dan vazgeçilmemeliydi, tıpkı 2022’den sonra Ukrayna’nın önemli şehirlerinden vazgeçmediği gibi.” dedi.
Ukraynalıların topraklarını ve bağımsızlıklarını koruma mücadelesine dikkat çeken Zelenski, “Halkımız, destekleri için her zaman minnettar olacak.” şeklinde konuştu.
Rusya’nın başlattığı savaşı sona erdirmesi gerektiğinin altını çizen Zelenski, “Umarım Amerika ve Avrupalı dostlarımızla ortak gücümüz, Rusya’yı gerçek bir barışa zorlar.” dedi.