40,9416$% 0,51
47,8136€% 0,57
55,4984£% 0,59
4.403,10%0,46
3.349,55%0,41
10.879,88%0,09
18 Ağustos 2025 Pazartesi
1970’li yıllara damgasını vuran pop müziği şarkıcısı Banu Kırbağ, yaşamını yitirdi.
74 yaşında aramızdan ayrılan sanatçının vefat haberi, Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) tarafından duyuruldu. MESAM Başkanı, üzücü haberi paylaşarak ailesine ve sevenlerine baş sağlığı dileğinde bulundu.
Sanatçının kaybı, birçok meslektaşı ve hayranını derinden sarstı. Nilüfer, Banu Kırbağ’ın bıraktığı güzel şarkıları hatırlatarak ona Allah’tan rahmet diledi. Melike Demirağ ise, Banu’nun dostluğu ve eserleriyle asla unutulmayacağını ifade etti. Attila Atasoy da duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Banu Kırbağ, müzik kariyerine 1969 yılında okul orkestrasında amatör olarak solistlik yaparak başladı. İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda eğitim aldıktan sonra, profesyonel müzik hayatına adım attı.
1972 yılında, kardeşi ile birlikte kurduğu grupta 4 adet 45’lik ve 1 albüm çıkardıktan sonra solo kariyerine yöneldi. 1978, onun için önemli bir yıl oldu; “Ölsem de Bir Kalsam da Bir” ve “Unutulur” adlı eserleriyle büyük başarılar elde etti.
Çağdaş Dershane’de müzik eğitimi aldıktan sonra, Sovyet-Türk Kültür Etkinlikleri kapsamında yurtdışında konserler verdi. Bir müzikalde rol alarak farklı bir sahne deneyimi yaşadı. 1982’de “Anlatamıyorum” albümü için birçok besteci ile görüşse de başarıya ulaşamadı.
Daha sonra, yoğun bir şekilde beste çalışmalarına yöneldi. 1984 yılında, şairlerin eserlerine yaptığı bestelerle dikkat çekti. Özellikle, ilk Türk kadın aranjör unvanını kazanarak müziğe yeni bir boyut kazandırdı.
1987 yılında gerçekleştirilen Kuşadası Altın Güvercin Müzik Yarışması’nda, kendi bestelediği “Bir Bahar Aşkısın” parçası ile önemli bir başarı elde etti ve Türk pop müziğinde ilk kadın orkestra şefi unvanını aldı.
1991 yılında, TRT tarafından Zerrin Özer’in seslendirdiği “Bırak Ellerimi” ile yılın en iyi bestesi ödülünü kazandı. Müzik kariyeri boyunca birçok önemli parçaya imza atan Kırbağ, ürettiği 15 albümle müziğe damga vurdu. 2000 yılında Ankara Büyükşehir Kent Orkestrası’nda solist olarak müzik hayatına devam etti.
Günümüzde dünya genelinde doğum oranları azalırken, yaşlı nüfusun artışı devam ediyor. Bu durum, devletlerin evliliği teşvik etmek amacıyla çeşitli sosyal ve ekonomik destekler sunmasına yol açıyor.
Evlenme ödeneği olarak bilinen çeyiz yardımı, yalnızca kız çocuklarına sunulmaktadır. SSK, Bağ-Kur veya Emekli Sandığı kapsamındaki yetim maaşı alan kız çocukları evlilik durumunda, aylıklarının iki yıllık tutarının bir defaya mahsus olarak SGK tarafından ödenmesini sağlayabiliyor. Ancak bu yardımdan yararlanmak için, resmi evlilik kayıtlarının nüfus kütüğüne işlenmiş olması ve SGK’ya dilekçe ile başvuruda bulunulması gerekmektedir.
Mevzuat gereğince istifa eden çalışanlara kıdem tazminatı ödenmezken, kadınlara evlilik sonrası özel bir hak tanınmaktadır. En az bir yıl çalışma süresi olan kadın işçiler, evliliklerini izleyen bir yıl içinde iş akitlerini feshettiklerinde kıdem tazminatı alabilmektedir. Bu sayede kadınlar, evlilik nedeniyle işten ayrıldıklarında hak kaybı yaşamadan çalışma hayatlarına ara verebilirler.
Devletin sunduğu bir diğer destek, çeyiz hesabı uygulamasıdır. Evlilik öncesinde açılan bu hesapta en az üç yıl birikim yapıldığında ve 27 yaş dolmadan evlilik gerçekleşmesi halinde, birikimin yüzde 25’i oranında devlet katkısı sağlanmaktadır. Böylece genç çiftler evlilik öncesinde maddi yönden desteklenmiş olmaktadır.
SGK, dul ve yetim aylığı alan kadınların evlenmesi durumunda, bir defaya mahsus 12 aylık maaş kadar evlenme ikramiyesi ödemektedir. Ancak evlilik sonrası bir yıl içerisinde boşanılması halinde, aylık tekrar bağlanmamaktadır ve bir yılın ardından yeniden başvuru yapılması şarttır.
Evlenme yardımı yalnızca bir kez verilmektedir. Ancak farklı eşlerden kaynaklanan yetim aylığı hakkı doğması durumunda, yeni bir evlenme ödeneği alma imkanı doğabilmektedir.
Bu konuda verilen çeyiz yardımı, kıdem tazminatı, çeyiz hesabı desteği ve evlenme ikramiyesi gibi uygulamalar dikkatle incelenmeli ve mevzuatta belirtilen şartların takibi yapılmalıdır.
Çinli elektrikli araç üreticisi BYD’nin Manisa’da kurmayı planladığı 1 milyar dolarlık fabrika projesinin ilerleme kaydedemediği bildirildi. Eğer bu yatırım gerçekleşirse, yerli otomobil üreticisi Togg için önemli zorluklar ortaya çıkabilir.
BYD’nin Türkiye’de kurmayı planladığı büyük üretim tesisi, geçen yıl Cumhurbaşkanı’nın katıldığı bir törenle duyurulmuştu. Ancak, üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, yalnızca birkaç konteyner ve nadir görülen hafriyat kamyonları sahada görünmekte. Fabrikanın resmi olarak 2026’da faaliyet göstermesi planlanıyor, fakat gecikme olasılığı giderek artıyor.
Türkiye, Avrupa Birliği ile olan gümrük birliği, düşük işçilik maliyetleri ve yüksek yakıt fiyatları sayesinde Çinli elektrikli araç üreticileri için stratejik bir merkez haline geliyor. Ayrıca, başka bir Çinli üretici Chery’nin de Türkiye’de 1 milyar dolarlık yatırım yapmayı düşündüğü konuşulmakta. Türkiye’de elektrikli araç talebi de önemli ölçüde artış gösterdi; 2025 yılının ilk yedi ayında satılan elektrikli araç sayısı 100 bini aşarak, geçen yılın aynı dönemine kıyasla %147 artış sağladı.
2023’te piyasaya sürülen ve devlet destekli hızlı bir şekilde iç piyasada lider konuma ulaşan Togg için bu gelişmeler kritik olabilir. BYD’nin planladığı fabrikanın yıllık 150 bin araç üretim kapasitesine sahip olması, pazarda ciddi bir rekabet yaratma potansiyeli taşıyor. Uzmanlar, böyle bir rekabet ortamında Togg’un sürdürülebilirliğinin zor olabileceğine dikkat çekiyor.
Avrupa Birliği, Türkiye’de üretilen fakat üretiminde %60’tan fazla ithal malzeme kullanılan araçlara ek gümrük vergisi getirebileceğini belirtti. Bu durum, Çinli üreticileri Türkiye’de yerli tedarik zincirlerine yatırım yapmaya zorlayabilir. Ancak, Manisa’daki fabrikanın yavaş ilerlemesinin arkasında, AB ile Çin arasındaki elektrikli araç ticareti anlaşmazlıklarının olduğu düşünülmekte.
Çin’in Türkiye’deki doğrudan yatırımları toplamda yaklaşık 5 milyar dolar civarında kalıyor ve bu rakam Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkelerle kıyaslandığında daha düşük. Siyasi ilişkilerde normalleşmeye rağmen, Türkiye’deki hukuk politikaları ve yatırım ortamındaki belirsizliklerin, yatırımcılar üzerinde olumsuz etkisi olduğu vurgulanıyor.
BYD ve diğer Çinli üreticilerin Türkiye’de üretim yapmaya başlaması, otomotiv sektörüne önemli bir sermaye girişi sağlayabilir. Ancak bu durum, Togg gibi yerli üreticiler için pazar payı kaybı riski de taşımakta. Önümüzdeki süreçte Avrupa-Çin ticaret görüşmeleri ve Manisa’daki fabrika inşaatının ilerleyişi, Türkiye’nin elektrikli araç pazarının geleceğini şekillendirecektir.
2017 yılında inşası yasaklanan stüdyo daireler için yeni düzenlemeyle yeniden inşaat izni verilmeye başlandı.
Özellikle öğrenciler ve yalnız yaşayan kişiler için ideal olan 1+0 daireler artık yeniden yapılabilecek.
Bu gelişmeye ilişkin yapılan yorumlarda, konut piyasasının olumlu yönde etkileneceği ifade ediliyor.
“3+1’den Küçük Olanlar Daire Sayılmıyordu”
Yasağın arka planına dair bilgiler veren uzmanlar, stüdyo dairelere yönelik itirazların çoğunlukla “uygunsuz kullanımlar” gerekçesiyle ortaya çıktığını belirtiyor.
Bu durum, bazı bireylerin “3+1’den küçük ev daire sayılmaz ve 1+0’da oturulmamalı” gibi düşüncelere sahip olmalarından kaynaklanıyordu.
Uzmanlar, küçük metrekareli yaşam alanlarının hem satış hem de kiralama açısından avantaj sağladığını vurguluyor.
Bu tür dairelerin özellikle öğrenciler tarafından tercih edilmesi bekleniyor ve düzenlemenin kira fiyatlarını düşürebileceği öngörülüyor.
Stüdyo dairelerin kira bedellerine dair yapılan yorumlara göre, 1+1 dairelerin kirası 10 bin TL civarındayken, 1+0 daireler 7-8 bin TL’den başlayıp 5 bin TL’ye kadar inebilir.
Hatta bazı bölgelerde bu daireler 3 bin TL’ye kadar bulunabilir. Bu durum, genel kira piyasasında da fiyatların aşağı çekilmesine yardımcı olabilir.
Yeni imar yönetmeliği ile stüdyo dairelerin tekrar inşa edilmesi, konut çeşitliliğini artıracak ve kiralık ev bulmakta zorlanan kişiler için yeni bir alternatif sunacaktır. Uzmanlar, bu adımın konut piyasasında dengelendirici bir rol üstlenirken, kira fiyatlarında belirgin bir düşüş sağlayabileceğini savunuyor.
Gayrimenkul uzmanlarına göre, stüdyo dairelerin yeniden inşa edilmesi, özellikle büyük şehirlerde kiralık ev bulma sorununu geçici olarak hafifletecektir.
Düşük metrekareli dairelerin piyasaya girişi, kısa vadede kira fiyatlarını düşürse de, uzun vadede talep artışı nedeniyle fiyatların yeniden yükselebileceği öngörülüyor.
Bu bağlamda, yalnızca stüdyo dairelere izin verilmesi değil, farklı gelir gruplarına hitap eden konut projelerinin de desteklenmesi gerektiği ifade ediliyor.
TEKNOFEST kuşağı tarafından geliştirilen sosyal medya platformu Next Sosyal, kısa sürede 1 milyon kullanıcıya ulaşarak önemli bir başarıya imza attı.
Temiz ve güvenli bir sosyal medya deneyimi sunan bu platform, birçok kişi tarafından benimsenmeye başlandı.
“Sosyal ağ” kategorisinde mobil uygulama mağazalarında en çok indirilen ücretsiz uygulamalardan biri olan Next Sosyal, yeni kullanıcılar kazanıyor.
Bir kullanıcı, platformda yaptığı ilk paylaşımında, Erdem Bayazıt’ın “Birazdan Gün Doğacak” şiirine atıfta bulunarak “Hazır mısınız?” ifadesini kullandı.
Bu paylaşımda sık kullanılan emojiler olan Türk bayrağı, dünya ve roket simgeleri de yer aldı.