40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
29 Temmuz 2025 Salı
Habertürk’ten Nazif Şahin Karpuz’un haberine göre; Melike Şahin, Harbiye Açıkhava’da sevenleriyle buluştu. Şahin’i dinlemeye gelenler arasında ünlü oyuncu Birce Akalay da yer aldı.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Birce Akalay, son günlerde ülkemizin çeşitli bölgelerinde yaşanan orman yangınlarından dolayı tatil planlarının olumsuz etkilendiğini ifade etti. Akalay; “Sadece bayramda tatil yaptım. İstanbul’da dinlendim. Son zamanlarda meydana gelen yangınlar nedeniyle tatil yapacak enerji bile kalmadı.” şeklinde konuştu.
Birce Akalay, 19 Haziran’da 41. yaşını kutladı ve doğum gününde sevgilisi Hakan Kurtaş’ın kendisi için aldığı hediyeyi açıkladı. Akalay; “Siz bana Hakan Bey’in hediyesini soracaksınız. Birbirimize çok istediğimiz şeyleri hediye ediyoruz. Bana canlı kayıt yapabileceğim bir mikrofon aldı. Hakan’ın da çok güzel şarkıları çıkıyor. Şu günlerde onun da prodüksiyonu ile ilgileniyoruz. ‘Sen Hep Varsın’ adıyla çok duygusal ve güzel bir parça yayımladı ama o, bana yazılan bir şarkı değil. Her şeye söylenebilecek bir parça.” ifadelerini kullandı.
Birce Akalay, şarkı söyleyip söylemeyeceği sorusuna ise “Biz birlikteyken zaten şarkı söylüyoruz. Bazen de diyoruz ki ‘Keşke kaydetseydik.’ Ancak bu tür şeyler zamanla yarışıyor. Bazı şeylerin zamanı var, hemen olmuyor. Zaten ben tiyatro sahnelerinde sürekli yer alıyorum… Şarkıcı olarak kendimi çok da düşünmedim. Ancak amfitiyatrolarda yakın arkadaşlarımızın sahnelerine çıkıp onlara şarkılarda eşlik ettiğim oldu.” yanıtını verdi.
Bu arada Melike Şahin’in eşi Sedat Arpalık, konseri ön sıradaki yerine oturmak yerine sahnenin karşısındaki balkon bölümündeki kameraların bulunduğu alandan izlemeyi tercih etti.
Fotoğraflar: Ht magazin, Instagram
Fidelity International, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimi sürecine girmesiyle altın fiyatlarının 2026 yılına kadar ons başına 4 bin dolara ulaşabileceği yönünde öngörülerde bulunuyor. Şirket, doların değer kaybetmesi ve merkez bankalarının rezervlerini artırmak amacıyla altına yönelmesinin bu fiyat artışını destekleyeceğini vurguluyor.
Fidelity’nin çoklu varlık fonu yöneticisi Ian Samson, değerli metaller hakkında olumlu bir bakış açısının devam ettiğini belirterek, bazı portföylerin altın fiyatlarının Nisan ayında rekor seviyelere çıkmasının ardından yaşanan düşüşten faydalanmak için harekete geçtiğini ifade etti.
Samson, konuyla ilgili yaptığı yorumda şöyle dedi:
“Federal Rezerv’in daha güvercin bir tutum sergileyeceği konusunda daha net bir işaret gördüğümüz için bu duruma ulaştık.” Ayrıca, bazı fonların geçen yılki altın tahsisatlarını iki katına çıkardığını da sözlerine ekledi. Samson, yaz aylarının piyasa açısından zayıf geçtiğini belirtirken, bu dönemde çeşitliliği artırmanın mantıklı olduğunu ifade etti.
Altın, son zamanlarda Orta Doğu ve Ukrayna’daki çatışmalar ile ABD’nin ticaret politikaları gibi etkenler nedeniyle yatırımcılar için güvenli bir liman olmaya devam ediyor. Bu gelişmeler neticesinde altın, yıl içinde %25’ten fazla bir değer kazanmış durumda.
Ancak, ABD ile diğer ülkeler arasındaki ticaret görüşmelerinde yaşanan olumlu gelişmeler, küresel ekonomi için daha iyi senaryoları beraberinde getirirken, güvenli liman talebini bir miktar zayıflatmış ve altının son aylarda dar bir fiyat aralığında hareket etmesine neden olmuştur.
ABD’nin ithalatına uyguladığı vergi politikalarının olası etkilerine değinen Ian Samson, şunları söyledi:
“Belki de yılın başlarında beklenen kötü senaryoları aşmayı başardık; ancak ABD ekonomisinin yaklaşık %11’ini oluşturan ithalat üzerinde %15 civarında bir vergi uygulama sürecine giriyoruz. Bu gerçekten önemli bir vergi artışı. Ekonomide bir yavaşlama bekleyebilirsiniz.”
Fidelity’nin altınla ilgili olumlu beklentileri, benzer şekilde 4 bin dolarlık hedefi savunan Goldman Sachs ile örtüşüyor. Bununla birlikte, Citigroup gibi bazı kurumlar ise fiyatların düşebileceği yönünde temkinli bir tahmin yürütüyor. Son işlem verilerine göre, spot altın fiyatı 3.310 dolar seviyelerinde işlem görmekte.
Bu hafta yapılacak Fed toplantısında politika faizlerinde bir değişiklik beklenmese de, piyasanın dikkatleri Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarında olacak. Uzmanlar, işgücü piyasasındaki yavaşlama konusunda dikkat çeken üyelerle birlikte güvercin kanadın daha etkin olabileceğini öngörüyor.
Samson, doların zayıf büyüme ortamlarında değer kaybetmeye yatkın olduğunu ifade ederken, ayrıca Powell’ın görev süresinin gelecek Mayıs ayında sona ereceğini belirtiler. Powell’ın, düşük faiz oranları için baskı yapan bir politikacıdan, borçlanma maliyetlerini düşürmeye daha yatkın birisiyle değiştirileceğini düşündüğünü ekledi.
Wall Street’te bu yaz kaydedilen sert yükseliş, hisse senetlerinin değerlemesini tarihi zirvelere yaklaştırırken, piyasalardaki coşkunun sürdürülebilirliği konusunda endişeler artıyor. S&P 500 endeksi temmuz ayında art arda rekor kırarken, yatırımcılar hisse senedi piyasasının aşırı ısındığını ve balon aşamasına girdiğini savunuyor.
Yükselen piyasa fiyatlarıyla birlikte, ABD’deki şirketlerin borçlanma maliyetleri de ciddi ölçüde gerileyerek onlarca yılın en düşük seviyelerine yaklaştı. Bu durum, Donald Trump’ın ticaret politikalarının yol açtığı bahar aylarındaki dalgalanmanın ardından dikkat çekici bir dönüşü işaret ediyor.
Başkan Trump’ın ithalat vergilerinde önemli artışlar yapılmasını içeren ticaret anlaşmalarını imzalamasından sonra piyasalarda dalgalanma sinyalleri artarken, özellikle büyük teknoloji hisselerindeki fiyatlamalar yatırımcıları ikiye bölüyor. Yarı iletken devi Nvidia’nın piyasa değeri 4 trilyon doları aşarak halka açık şirketler arasında ilk kez bu seviyeye ulaşması, yüksek coşkunun en çarpıcı örneklerinden biri oldu. Benzer şekilde, 2021 yılındaki “meme hisse” çılgınlığını andıran bir şekilde, bireysel yatırımcılar GoPro ve Krispy Kreme gibi daha küçük şirket hisselerine yöneliyor.
Tahvil devi Pimco’nun baş yatırım sorumlusunun Dan Ivascyn, mevcut durumu 2000’lerin başındaki internet balonuna benzetiyor. “Genellikle piyango bileti zihniyeti ile hareket ediliyor. Bu oldukça tehlikeli bir yapı,” değerlendirmesinde bulundu.
Bloomberg verilerine göre, S&P 500 şirketlerinin ortalama fiyat/satış oranı 3,3’ün üzerine çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Barclays’in oynaklık, türev işlemler ve piyasa duyarlılığını baz alan “hisse senedi coşkusu” göstergesi ise normal seviyesinin iki katına çıkarak geçmiş varlık balonları ile ilişkilendirilen eşiği aştı. Bankanın ABD hisse senedi türev stratejileri başkanı Stefano Pascale, bu göstergenin piyasanın aşırı coşkulu bir zemin üzerinde olduğunu açıkça ortaya koyduğunu belirtti.
Ticaret cephesinde, ABD ile Japonya arasında yapılan ve Japon ürünlerine %15 vergi getiren yeni anlaşma, yatırımcılar tarafından olumlu karşılandı. Avrupa Birliği ile benzer bir düzenleme olasılığı da gündemde. Bu oranlar Trump öncesi dönemin çok üzerinde olsa da, yönetimin geçmişte gündeme getirdiği daha agresif vergi tehditlerine kıyasla daha ılımlı bir duruş olarak görülüyor. Pictet Asset Management’ın baş stratejisti Luca Paolini’ye göre, “Bu ilk anlaşmalar kötü; ama yatırımcılar, tam kapsamlı bir ticaret savaşı dışında kalan her gelişmeye olumlu yaklaşıyor.”
Piyasalarda bu yazın önemli dinamiklerinden biri, ABD hükümetinin hızla artan borçlanmasına ve Federal Rezerv’in bağımsızlığına dair artan şüphelere rağmen yatırımcıların hisse senetlerinden geri adım atmaması oldu. Bu duruma, yıl başındaki satışların ardından güçlü bir şekilde toparlanan büyük sermayeli teknoloji hisseleri öncülük etti. Nvidia, yılın en düşük seviyesinden itibaren yüzde 100’lük bir yükseliş kaydederken, Meta’nın hisseleri aynı dönemde yüzde 49 arttı.
Research Affiliates’in kurucusu Rob Arnott, S&P 500’deki fiyat/satış, fiyat/nakit akışı, fiyat/defter değeri ve fiyat/temettü oranlarının rekor seviyelere yakın olduğuna dikkat çekerek, endekse yön veren dar kapsamlı teknoloji hisselerine yatırım yapmayı “bir silindirin önünde kuruş toplamaya” benzetti. Arnott, piyasada mevcut yapay zeka liderlerine yönelik fiyatlamaların, bu şirketlerin gelecekte rakipsiz kalacağı varsayımı üzerine kurulu olduğunu, ancak yatırımcıların aynı zamanda popüler hisselerden uzaklaşmakta temkinli davrandığını vurguladı.
Büyük teknoloji şirketlerinin dışında, daha küçük ölçekli bazı hisselerde görülen agresif yükselişler de dikkat çekiyor. Savunma şirketi Palantir, kamu ihalelerinden gelen güçlü gelir akışı sayesinde nisan ayından bu yana yüzde 130 değer kazandı. Kripto para borsası Coinbase’in hisseleri ise, Trump’ın kasım ayındaki olası zaferine dair iyimserlik ile güçlenen dijital varlık piyasasındaki beklentilerle yüzde 180’e yakın prim yaptı. Bitcoin ise geçen hafta ilk kez 120.000 dolar seviyesini aştı.
Bu iyimser hava yalnızca hisse senedi piyasasına özgü değil. Kurumsal kredi tarafında da yüksek kaliteli ABD şirketlerinin borçlanma spreadleri, devlet tahvilleri üzerine yalnızca 80 baz puanlık farkla 2005’ten bu yana en düşük seviyeye geriledi. Bu gelişme, yatırımcıların risk alma iştahının oldukça yüksek olduğunu gösteriyor.
Deutsche Bank analistleri, Perşembe günü yaptıkları değerlendirmede, hisse senedi alımlarını finanse etmek için artan borç kullanımının 1999 ve 2007’de gözlemlenen “en sıcak coşku” dönemleriyle benzerlik taşıyıp taşımadığını sorguladı.
Piyasanın mevcut seviyeleri, bazı yatırımcılar için ciddi getiriler vadediyor. Ancak bu atmosferin aynı zamanda geçmişteki balon benzeri yapılarla benzeştiği, uzmanlar tarafından giderek daha yüksek sesle dile getiriliyor. Piyasanın bu kadar coşkulu bir çerçevede ne kadar daha yükselebileceği, temkinli yatırımcılar için asıl merak edilen konu haline geliyor.
Konut ve araç fiyatlarındaki artış, yatırımcıların dikkatini tarlalara ve imarlı arsalara çekti. Sektör uzmanları, son dönemde arsa satışlarına yönelik yoğun bir ilgi yaşandığını ifade ediyor. Günde ortalama 5-10 kişinin arsa satışı için başvurduğu, buna karşın 3-4 alıcının da arsa peşinde olduğu belirtiliyor. Fiyatlarda uzun süredir kayda değer bir değişiklik gözlemlenmemesi, arsa yatırımlarını daha çekici hale getirdi.
Uzmanlar, bu durumu “kriz değil, fırsat dönemi” olarak değerlendiriyor. 2023 ve 2024 yıllarında gayrimenkul yatırımlarının en karlı alanlarından birinin arsa olacağını belirten uzmanlar, “Bakmakla yetinmeyin, harekete geçin” uyarısında bulunuyor.
Arsa yatırımı sırasında en büyük risklerden biri dolandırıcılık olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, tapu kontrollerinin kapsamlı bir şekilde yapılmasının önemine dikkat çekiyor. Tapudaki ada ve parsel bilgilerinin, satıcı tarafından sağlanan belgelerle tam olarak örtüşmesi gerektiği vurgulanıyor. Taraflar fiyat üzerinde anlaştığında ve tapu bilgileri doğrulandığında, risk büyük ölçüde azalıyor.
Ayrıca yatırımcılara güvenilir ve kurumsal firmalarla iş yapmaları öneriliyor. Firmanın geçmişi, referansları ve önceki projeleri, yatırım kararını etkileyen önemli kriterler arasında yer alıyor.
Arsa yatırımı, kısa vadede yüksek kazanç beklentisi yerine, uzun vadeli getiri sağlayan bir seçenek olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, arsa satın alan bir yatırımcının en az 5 ila 10 yıl boyunca bu yatırımı göz ardı ederek beklemesi gerektiğini belirtiyorlar.
Diğer yandan, şehir merkezindeki konutlar, kısa sürede gelir elde etmek isteyenler için daha uygun bir alternatif olarak değerlendiriliyor. Bu durumda, yatırımcıların beklenti sürelerine uygun bir yatırım stratejisi geliştirmeleri tavsiye ediliyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen kapsamlı bir soruşturma çerçevesinde, Aziz İhsan Aktaş liderliğindeki suç örgütüne yönelik İstanbul, Antalya, Çanakkale, Trabzon, Bursa ve Giresun illerinde eş zamanlı operasyonlar gerçekleştirildi.
Yürütülen soruşturma dosyasında, suç örgütünün İSFALT ve İETT’den aldığı bazı ihalelerde fesat karıştırdığı belirlenmiştir. Bu kapsamda, ihalelerin komisyonlarında görevli olan ve ihale yetkilileriyle birlikte toplam 25 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramalarda çok sayıda dijital materyal ve belgeye el konuldu.
Gerçekleştirilen operasyonlar sonucunda 20 zanlı gözaltına alınmış, diğer beş şüphelinin yakalanması için çalışmalar devam etmektedir.
Gözaltına alınan kişiler arasında dikkat çeken isimler şunlardır:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Aziz İhsan Aktaş suç örgütü”ne yönelik yürütülen soruşturmada, İSFALT ve İETT’den alınan ihalelerde fesat tespit edildiği belirtilmiş ve şüphelilerin adreslerinde arama ve el koyma işlemlerinin gerçekleştirildiği, gözaltına alınmalarına karar verildiği ifade edilmiştir.
Abdullah Karlıdağ – Haberler.com