40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
29 Temmuz 2025 Salı
SGK Uzmanı Özgür Erdursun, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, 2025 yılı içerisinde emeklilik dilekçesi vermeyenlerin önemli ölçüde gelir kaybı yaşayacaklarını belirtmiştir.
Erdursun’un verdiği bilgilere göre, başvurularını 2026 yılına erteleyenler, maaşlarında %5 ila %10 arasında kalıcı bir düşüşle karşılaşabilir.
Erdursun açıklamasında, “Emeklilik başvurusunu 2026’ya bırakanların kaybı ortalama %5-10 arası olacak gibi görünüyor! 2024’de emeklilik başvurusu yapmayıp 2025’e bırakanların kaybı %31 olmuştu! Emeklilik için başvuru tarihi oldukça önemlidir. 2024’te emeklilik başvurusu yapmayanlar zararlarını brüt aylıklarına göre 5-10 yılda telafi edecekler gibi görünüyor! Emekliliğimi hak ediyorum ancak emekli olduktan sonra aynı işyerinde çalışma iznim yok diyenler, doğru emeklilik tarihini belirlemeye özen göstermelidir.” dedi.
Geçtiğimiz yıl yapılan değerlendirmelere göre, 2024 yılında emeklilik dilekçesi vermeyen birçok vatandaş, yıl sonunda maaşında %30 ile %35 arasında bir kayıp yaşadı.
Bu durum, yüksek enflasyon dönemlerinde yapılan emeklilik başvurularının, daha düşük emekli maaşları ile sonuçlandığını ortaya koymaktadır. Aynı durumun 2025 yılı için de geçerli olabileceği öngörülmektedir.
Uzmanlar, emeklilik hakkı kazanmış ancak çeşitli nedenlerle başvurusunu erteleyen vatandaşları bu süreci uzatmama konusunda uyarıyor. Özellikle aynı iş yerinde çalışmaya devam etme gibi nedenlerle başvurularını erteleyen kişilerin, maaş kaybını uzun yıllar boyunca telafi edemeyecekleri vurgulanmaktadır.
Not: Emeklilik planı yapıyorsanız ve başvuru tarihinden emin değilseniz, SGK mevzuatına hakim bir uzmandan yardım almanız oldukça önemli. Başvuru tarihinizin, emeklilik hayatınız boyunca alacağınız maaşı etkileyebileceğini unutmayın.
Sağlık hizmetleri alanında çeşitli branşlarda hizmet veren ve 106 yatak kapasitesine sahip hastane, mali yükümlülüklerini yerine getirmede zorlandığı için konkordato talebinde bulundu. Hastane bünyesinde 34 erişkin yoğun bakım yatağı ile 9 yeni doğan yoğun bakım yatağı yer almakta olup, ayrıca kardiyovasküler cerrahiye özel bir ameliyathane de bulunmaktadır.
Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi, Sekiz Eylül Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin konkordato dosyasıyla ilgili verdiği ara karar doğrultusunda, şirkete 26 Temmuz 2025 tarihinden itibaren 1 ay ek geçici mühlet tanımıştır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 288. maddesi gereği yapılan duyuruda, alacaklıların bu karara karşı ilandan itibaren 7 gün içinde mahkemeye başvurarak konkordato talebinin reddini isteyebileceği bildirildi.
Konkordato sürecinde şirketin borçlarının yeniden yapılandırılması ve faaliyetlerini sürdürebilmesi amacıyla geçici hukuki koruma altına alındığı vurgulandı. Sürecin sonucunun, mahkemenin nihai kararıyla belirleneceği ifade edildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), Terörsüz Türkiye sürecine yönelik oluşturulacak komisyon öncesinde siyasi partilerin alacağı kararlar merakla bekleniyor. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un partilere gönderdiği yazıya göre, siyasi partilerin komisyona üye isimlerini bildirmeleri için 31 Temmuz Perşembe günü saat 17’ye kadar süre tanındı.
Partiler arasındaki bu gelişmelerin ardından, Dem Parti komisyonun ismi olan “Terörsüz Türkiye”ye yönelik itirazda bulundu. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Bu isimlendirmeye şiddetle karşı çıkıyoruz. Eğer bu ülkede Kürt sorununu demokratik bir şekilde çözmeyi hedefliyorsak, terör ve güvenlikçi politikalarla değil, barışı ve demokratik toplumu ön planda tutan bir tanımlamanın daha uygun olacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı. Bu açıklamanın ardından, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) dikkat çekici bir adım attı.
MHP’nin komisyon için yazdırdığı isimlerden biri olan Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Sakarya Milletvekili Muhammet Levent Bülbül, Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk ve Tokat Milletvekili Yücel Bulut, bugün MHP Genel Merkezi’nde Devlet Bahçeli ile bir araya geldi. Feti Yıldız, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, komisyon için “Kardeşlik ve dayanışma” ismini kullandıklarını duyurdu.
İşte o paylaşım:
Abdullah Karlıdağ – Haberler.com – Politika
Çankırı’nın Yapraklı ilçesine bağlı Sarıkaya Mahallesi yakınlarındaki ormanda, saat 13.00 sıralarında henüz belirlenemeyen bir sebeple bir yangın başladı. Rüzgarın etkisiyle alevler kısa sürede geniş bir alana yayıldı.
Bölgeden yükselen dumanları fark eden vatandaşlar, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ve itfaiye ekiplerine haber verdi. İhbarın ardından Çankırı ve Kastamonu’dan OGM, AFAD ve itfaiye ekipleri bölgeye sevk edildi. Ekipler, yangının kontrol altına alınması için hem karadan hem de havadan müdahaleye başladı.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, ülke genelindeki orman yangınlarına dair güncel bilgileri paylaştı. Bakan, Karabük Safranbolu, Antalya Gazipaşa ve Bursa Kestel’deki yangınların tamamen kontrol altına alındığını, ancak Bursa Harmancık’taki yangının devam ettiğini belirtti.
Bakan Yumaklı, “Karabük Safranbolu, Antalya Gazipaşa, Bursa Kestel yangınlarını kısmen kontrol altına alındı bilgisini vermiştik. Şimdi kesin olarak kontrol altına alındı bilgisini paylaşıyorum.” dedi. Ayrıca, son 24 saat içinde ülke genelinde 55 yangın çıktığını ve bu yangınlardan birinin Merkez ilçeye bağlı Kahyalar Mahallesi’nde gerçekleşen bir yangın olduğunu ekledi.
Devam eden yangınlar arasında Bursa’daki Harmancık yangını da yer alıyor. Bu yangına 5 uçak, 30 helikopter ve 855 kara aracıyla müdahale ediliyor. Yetkililer, yangın riski nedeniyle sürekli teyakkuzda olunması gerektiğini vurguladı.
İstanbul Bağcılar’da 100 bin TL değerinde bir telefonun çalındığını belirten bir vatandaş, cihazına ait sinyalin bir cep telefonu dükkanından geldiğini tespit etti. İşletme sahibiyle iletişim kuramayan şahıs, durumu çözmek için camları kırarak dükkana girmeye karar verdi.
Vatandaşın camı kırarak dükkana girdiği ve telefonunu aldığı anlar, güvenlik kameralarına yansıdı. Olay sonrasında çevredeki vatandaşlar durumu polise bildirdi. İşletme sahibi, şikayetçi olup olmayacağı konusunda henüz bir açıklama yapmadı.
Telefonun gerçekten çalıntı olup olmadığı, dükkanın nasıl kullanıldığı ve işletme sahibinin olayla ilgili bir bağlantısının olup olmadığı polis tarafından araştırılıyor. Hukuk uzmanları, kişinin kendi telefonunu almak amacıyla bile olsa cam kırarak içeri girmesinin “mülke zarar verme” ve “izinsiz giriş” gibi suçlarla karşı karşıya kalmasına neden olabileceğini ifade ediyor.