ABD merkezli Lindsey ve Tim Pierce çifti, 26 Temmuz’da bebekleri Thaddeus Daniel Pierce’i kucaklarına aldı. Thaddeus’u özel kılan şey, ailesinin 1994 yılında dondurulmuş ve 31 yıl boyunca saklanmış bir embriyodan doğmuş olması. Bu nedenle, yeni doğan bebek “en yaşlı bebek” unvanını elinde bulunduruyor.
“REKOR KIRMAK GİBİ BİR HEDEFİMİZ YOKTU”
Lindsey Pierce, MIT Technology Review ile yaptığı bir röportajda, “Rekor kırmak gibi bir hedefimiz yoktu, yalnızca bir bebek sahibi olmak istiyorduk. Doğum süreci zorlu geçti ama şu an her ikimiz de iyiyiz. Çok sakin bir bebek. Bu değerli çocuğa sahip olduğumuz için çok mutluyuz!” şeklinde açıklamalarda bulundu.
1990’DA DONDURULAN 4 EMBRİYONDAN 3’Ü KALDI
Thaddeus’un embriyosu, 1990’lı yıllarda Linda Archerd ve eşi için yapılan tüp bebek (IVF) tedavisi sırasında elde edilmişti. Çiftin tedavi sürecinde toplam dört embriyo oluşturulmuş ve bunlardan biri Archerd’e transfer edilerek gebelik sağlanmıştı. O embriyodan doğan bebek şu anda 30 yaşında ve 10 yaşında bir kızı var. Diğer üç embriyo ise zaman içinde dondurulmuş durumda kalmıştı.
EMBRİYO BAĞIŞI YENİ BİR BAŞLANGIÇ YARATTI
Boşanmanın ardından embriyoların velayeti 62 yaşındaki Linda Archerd’e geçti. Yıllar sonra embriyo bağışı programına katılan Archerd, “üç küçük umudum” olarak tanımladığı embriyoları programa dahil etti. Ancak bu embriyoların uzun süre dondurulmuş olması nedeniyle “yerleştirilmesi zor” kategorisine alındıkları bildirildi.
7 YIL BOYUNCA ÇOCUK SAHİBİ OLMAK İÇİN ÇABA GÖSTERDİLER
Pierce çifti, yedi yıl boyunca çocuk sahibi olabilmek için farklı yollar denedi. Son olarak embriyo bağışı programına katılarak umutlarını yeniden yeşerttiler. 35 yaşındaki Lindsey ve 34 yaşındaki Tim Pierce, zorlu süreçlerin ardından Thaddeus’un doğumuyla büyük bir mutluluk yaşadı.
“HER EMBRİYO YAŞAM ŞANSI HAKKINDIR”
Dünya genelinde milyonlarca embriyo, tüp bebek tedavileri sonucu dondurulup çeşitli kliniklerde saklanıyor. Bu embriyoların çoğu, tedavi sırasında ihtiyaç fazlası olarak üretilmiştir. Thaddeus’un embriyosunu transfer eden klinikte çalışan üreme endokrinoloğu Dr. John Gordon, “Her embriyo bir yaşam şansı hakkına sahiptir. Sağlıklı bir bebeğe dönüştürülmeyecek tek embriyo, rahme transfer edilemeyen embriyodur” şeklinde yorumda bulundu.
Konya’nın Taşkent ilçesinde AHEM Elektrik Üretim AŞ tarafından 2011 yılında inşa edilen 6,63 MW Kurulu Güç Kapasiteli Güneyyaka Regülatörü ve HES Projesi, DSİ tarafından çıkarılan genelge doğrultusunda mevcut santrale GES projesi eklemek isteyen yatırımlardan birisi.
İlçe merkezine yakın bir alanda güneş enerjisi santrali (GES) inşa etmek isteyen firmanın sunduğu proje için Konya Valiliği (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü) tarafından 7 Mart 2025 tarihinde ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verildi.
BÖLGE HALKI TEPKİLİ
Kararı öğrenen Taşkent sakinleri, 53 bin m²’lik alanda uygulanmak istenen GES projesinin, mevcut meyve bahçelerini tehdit ettiğini belirterek projeye karşı çıkıyor.
VERİMLİ TARIM ARAZİSİNE GES
Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinde ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verilmiş olsa da, yerel halk tarafından hazırlanmış kapsamlı bir itiraz metni, bu kararın gerekliliğini sorgulattı. Hazırlanan raporda belediyelerin ve DSİ’nin görüşlerine yer verildi, ancak İl Tarım Orman Müdürlüğü ya da ilçe tarım müdürlüklerinin görüşlerine başvurmaya gerek görülmedi. 53 bin metrekareyi aşan alanın önemli bir kısmının verimli tarım arazisi olduğu ve ilçenin kamu kurumlarına ve tarihi dokuya oldukça yakın olduğu vurgulandı.
MAHKEME BİLİRKİŞİ HEYETİ GÖNDERDİ
Bölgede GES istemeyen halk, ÇED Raporu ve yürütmeyi durdurma talebiyle yargıya başvurdu. Konya 1. İdare Mahkemesi, yapılan itiraz sonrası bölgeye altı kişiden oluşan bir bilirkişi heyeti gönderdi.
BÖLGE HALKI EYLEM YAPTI
Bilirkişi heyeti bölgeyi incelerken, bölge halkı pankartlarla eylem yaptı. Buda bölge halkının sözcüsü Naim Özeti, şunları dile getirdi: ‘Bizler Taşkentliler olarak tapulu tarım alanlarımıza GES yapılmasına karşı toplandık. Bugün bizim keşif günümüz. Bilirkişiler geldi ve keşiflerini yaptılar. Tapulu tarım alanlarımızı tek tek gösterdik. Bu topraklar bataklık değil, tarım alanı. Biz bu toprakların GES’e heba edilmesine müsaade etmeyeceğiz. Bu toprak, tarım toprağı olarak kalacaktır. Burada üretken bir şekilde katkı sağlanacaktır. Biz devlete karşı değiliz, bir şirkete karşıyız. GES’lere karşı değiliz, ancak tarıma daha çok ihtiyacımız var. Gıda krizinin ve iklim krizinin yaşandığı bu günlerde tarıma enerjiden daha çok ihtiyacımız var. Bu nedenle topraklarımıza sahip çıkacağız. Mücadelemizi sürdürmek için canımızı vermeye hazırız. Doğanın zarar görmesine asla izin vermeyeceğiz. Burada yaşayan birçok kuş ve su canlısı var. Onların yok olmasına müsaade etmeyeceğiz. Devlet büyüklerimizden destek bekliyoruz.’
TARİHİ KERVAN YOLU DA GEÇİYOR GES
Projenin yapılacağı bölgenin hemen yanından tarihi bir kervan yolunun geçtiğini belirten bölge sakini Hasan Hüseyin Kahrıman, ‘Bu yolu tarih ders almak için korumalıyız. Buradaki tarım arazileri çok değerli. Bu yol, GES yapılmak istenen bölgenin yanından geçiyor. Tarihi yolun mutlaka korunmasını istiyoruz. Bu yol, turizm amaçlı kullanılmalı. Buradaki değer, herkes tarafından görünecektir,’ dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), geçtiğimiz hafta Para Politikası Kurulu’nun toplantı özetini yayımladı.
Para Politikası Kurulu, politika faizini 300 baz puan indirerek yüzde 43 seviyesine getirdi. Ayrıca, gecelik borç verme faiz oranı yüzde 49’dan yüzde 46’ya, gecelik borçlanma faiz oranı ise yüzde 44,5’ten yüzde 41,5’e düşürüldü.
Toplantı özetinde vurgulanan noktalar ise şöyle:
“Öncü veriler, temmuz ayında aylık enflasyonun geçici unsurlarla artış gösterebileceğine işaret ediyor. Bu dönemde, aylık tüketici enflasyonunun seyri üzerinde yönetilen ve yönlendirilen fiyat ile vergi ayarlamalarının etkisinin yanı sıra, hizmet sektöründe zamana bağlı fiyat belirleme eğilimindeki yüksek alt kalemlerin etkileri göz önünde bulundurulmaktadır. Ancak, genel eğilimin ılımlı bir seyir izlemesi beklenmektedir. Mevsimsel etkilerden arındırıldığında, temel mal ve hizmetlerde aylık enflasyonun temmuz ayında belli bir ölçüde artabileceği görülmektedir. Öncü verilere göre, dayanıklı tüketim malları arasında mobilya ve otomobil fiyatlarında artışlar dikkat çekerken, diğer kalemlerde daha ılımlı bir seyir gözlemlenmektedir. Hizmetler sektöründe ise kiralara ek olarak haberleşme ve sağlık hizmetleri gibi zamana bağlı fiyat belirleme eğilimindeki kalemlerde önemli fiyat gelişmeleri yaşanmaktadır.
Temmuz ayında, ana gruplar arasında enerji sektörü belirgin fiyat artışları ile öne çıkmaktadır. Bu çerçevede, konutlara yönelik doğal gaz tarifesindeki düzenleme ile akaryakıt ve tüp gazda yapılan vergi güncellemelerinin belirleyici olacağı tahmin edilmektedir. Aynı zamanda, temmuz ayında alkollü içecekler ve tütün grubunda maktu vergi ayarlamaları sebebiyle fiyat artışlarının yaşanması beklenmektedir. Diğer yandan, temmuz ayında gıda fiyatlarının ılımlı bir seyir izlemesi öngörülmektedir. İşlenmemiş gıda tarafında taze meyvelerde mevsim ürünleriyle birlikte fiyat düşüşleri görülebilirken, işlenmiş gıda enflasyonunun ekmek-tahıl grubunun etkisiyle az da olsa artacağı tahmin edilmektedir. Tüm veriler ışığında, öncü veriler temmuz ayında dezenflasyon sürecinin devam edeceğine işaret etmektedir.”
Kentin sahil kesiminde, 4 Ağustos’ta başlayacak fındık hasadı için belirlenen konaklama alanlarına gelen tarım işçileri, çadırlarını kurmaya başladı. Altınordu ilçesinin Saraycık Mahallesi’nde oluşturulan konaklama alanına yerleşen işçiler, hasat dönemi için hazırlıklarını sürdürüyor.
Fındık toplama döneminde tüketilecek yufkaların açılarak pişirildiği konaklama alanında, ilgili kurum görevlileri de çeşitli faaliyetler yürütüyor.
Şanlıurfa’dan gelen 55 yaşındaki Ayşe Kırmızıgül, gazetecilere yaptığı açıklamada, hasat dönemi için yufkaların hazırlığını yaptıklarını belirtti.
Kırmızıgül, “Gelen herkesin bir hazırlığı var. Her sene yaklaşık 25 gün ya da bir ay kadar burada kalıyoruz ama bu sene daha kısa sürede kalmayı planlıyoruz. Buraya eşim, iki oğlum ve bir kızımla birlikte geldim.” şeklinde konuştu.
İşçilerden sorumlu olan “dayıbaşı” Recep Erez, yaklaşık 150 işçisinin bulunduğunu ve bu işi 10-12 yıldır yaptığını dile getirdi.
Erez, çalışma sürelerinin 15-18 günü bulabileceğini söyleyerek, “İş başlangıcımız ayın 5’ine planlandı. Mevsimlik Tarım İşçileri Projesi alanında konaklamamız neredeyse tamamlandı. Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır bölgelerindeki işçilerimizin 2-3 gün içinde Altınordu’da olmasını umuyoruz.” ifadelerini kullandı.
Uyuşturucu madde temin etme ve olası kastla öldürmeye teşebbüs suçlamalarıyla tutuklanan Gökalp İçer ve ICRYPEX A.Ş. şirketinin mal varlıklarına, çeşitli suç örgütlerinin haksız kazançlarını kripto varlıklara dönüştürerek finansal sisteme soktukları tespit edildikten sonra el konuldu.
HABERLERİ ENGELLEME ÇABALARI
Kripto para borsası ICRYPEX’in itibarının zedelenmesinin ardından, yasa dışı yollarla reklam kodları aracılığıyla haber sitelerini hedef alan girişimlerde bulunduğu bildirilmektedir. Okuyucular, Gökalp İçer ve ICRYPEX hakkında çıkan haberlere ulaşmaya çalıştıklarında, sayfanın anlık olarak haberle dolduğu ancak kısa süre sonra beyaza döndüğü görülüyor.
SORUŞTURMA NEDENİYLE GÖZALTINA ALINDI
ICRYPEX’in sahibi Gökalp İçer, uyuşturucu madde sağladığı belirtilen avukat Göksu Çelebi’nin komada kalmasının ardından dikkatleri üzerine çekti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında İçer, “uyuşturucu temini” ve “kadına karşı olası kastla öldürmeye teşebbüs” suçlarından gözaltına alındı.
Gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edilen İçer’in ifadesi alındı ve tutuklama talebiyle mahkemeye gönderildi. Nöbetçi sulh ceza hakimi tarafından ifadesinin ardından tutuklandı ve cezaevine gönderildi.
Gerçekleştirilen operasyon sonucunda Gökalp İçer’in ve bu şirkete ait mal varlıklarına el konuldu. Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, “Soruşturma dosyasına göre, suç örgütlerinin haksız kazançlarını döviz veya kripto varlığa dönüştüren ICRYPEX platformu hakkında 30/07/2025 tarihinde adli işlem gerçekleştirilmiştir. Şüpheli Gökalp İçer ve ICRYPEX A.Ş.’ye ait banka hesapları, elektronik varlıkları, araçları, taşınmazları ve şirkete ait ortaklık paylarına sulh ceza hakimliği kararıyla el konulmuştur. Soruşturma titizlikle devam etmektedir.” denildi.
03:49
News
