40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
01 Ağustos 2025 Cuma
Kosova kökenli İngiliz şarkıcı Dua Lipa, Kosova Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edildi. Londra’da doğan Lipa, daha önce Arnavutluk vatandaşlığına da geçmişti ve şimdi Kosova Cumhuriyeti’nden vatandaşlık edinmiş bulunuyor.
Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, Dua Lipa’nın Kosova vatandaşı olma anını sosyal medya üzerinden duyurdu. Osmani, “Bugün, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, kültürel mirasımızın en önemli figürlerinden biri olan Dua Lipa’ya Kosova Cumhuriyeti vatandaşlığını verme onurunu yaşadım. Dua ve Kosova birbirinden hiç ayrılmadı. Dünyanın en büyük sahnelerinde, hikayemizi güç, gurur ve zarafetle taşıdı. Sınırları aştı, tarihe imza attı ve büyük olmanın, kim olduğunuzu ve nereden geldiğinizi bilmekle başladığını hatırlattı. Dua’nın Kosova için yaptığı her şey için minnettarlığımız asla bitmeyecek” şeklinde açıklama yaptı.
Londra’da dünyaya gelen Dua Lipa’nın ailesinin kökenleri Kosova’ya uzanıyor. Ailesi, 1990’ların başında Kosova’nın Yugoslavya ve ardından Sırbistan ile bağımsızlık mücadelesi verdiği dönemde Londra’ya göç etti.
2008 yılında, Lipa 13 yaşındayken Kosovalı Arnavutlar bağımsızlıklarını ilan etti ve ardından Lipa ailesi Priştine’ye geri döndü. Dua Lipa, kariyerine devam etmek amacıyla Londra’ya dönmeden önce iki yıl boyunca Priştine’de yaşadı. Kosova’ya taşınmadan önce yarı zamanlı olarak Sylvia Young Tiyatro Okulu’na katıldı ve müziğe olan ilgisi burada başladı. Şarkıcı, 2015 yılında ilk single’ını çıkardı ve bugüne kadar 3 kez Grammy Ödülü’ne layık görüldü.
Arnavutluk vatandaşı oldu. Haberi Görüntüle
İtalya’da aşk tazelediler. Haberi Görüntüle
Dizel araç sahibi olanların bakım maliyetlerini azaltma isteği, bazı modellerin bilinen sorunları nedeniyle araç değiştirme zorunluluğu doğurabiliyor.
Ekonomim’de yer alan habere göre, Ankara’da uzun yıllardır oto tamircisi olarak çalışan usta, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarla çözülemeyen sorunları olan 3 dizel aracı gündeme taşıdı.
Araç sahipleri, daha düşük bakım maliyetleri ve sorunsuz kullanım amacıyla farklı otomobil modellerine yöneliyor.
Fakat bazı araç modelleri, özellikle dizel motorlu olanlar, zaman içerisinde pek çok kronik sorunla karşılaşabiliyor. Bu durum, araç sahiplerini daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya bırakabiliyor ve zaman zaman araç değiştirmeye yönlendirebiliyor.
Ankara’daki tanınmış dizel araç ustası, sosyal medyada “ustalardieselcar” kullanıcı adıyla yaptığı paylaşımda, Fiat Euro 6, Citroen C3 16 valf ve Chevrolet Captiva modellerinin sık karşılaşılan çözümsüz problemlerini örnek verdi.
Usta, Fiat Euro 6 modelinin AdBlue sisteminin sürekli arıza yaptığını ve bu durumun aracı uzun süre kullanmak isteyenler için büyük bir sorun oluşturduğunu aktardı.
Citroen C3 16 valf modelinde ise hava akışı, tesisat ve sigorta kablosu arızalarının sıkça görüldüğünü dile getirdi.
Chevrolet Captiva, enjektör, turbo ve tesisat sorunları ile, özellikle yedek parça tedarikinde zorluk yaşanan bir model olarak öne çıkıyor.
Dizel araç almayı düşünenlerin bu 3 modelin bakım maliyetleri ve kronik sorunlarını dikkate alması gerektiği belirtildi.
Oto tamircisi, bu tür araçlardan kaçınılmasının, uzun vadede daha düşük masrafla araç sahibi olma imkanı sunacağına vurgu yaptı.
Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Hakan Çevikoğlu, Türkiye’nin e-ticaret ekosisteminin, 2024 yılında 3 trilyon TL’lik hacim ve 5,91 milyar işlem sayısına ulaşarak sadece sayısal bir büyüme değil, dijitalleşme temelinde kalıcı bir ekonomik dönüşüm gösterdiğini ifade etti.
Bu büyümenin bir önceki yıla göre yüzde 61,7 oranında artışla gerçekleşmesinin, sektörün geçici bir ivme değil, sürdürülebilir ve derinleşen bir yapıyla geliştiğini gösterdiğini vurgulayan Çevikoğlu, perakende e-ticaret hacminin yüzde 63,7 artışla 1 trilyon 619 milyar TL’ye ulaşmasının dijital alışverişin tüketici davranışlarındaki etkisini pekiştirdiğini belirtti.
Çevikoğlu, e-ticaretin Türkiye ekonomisindeki konumunun güçlendiğine dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“2019-2024 döneminde genel e-ticaret hacmindeki yıllık bileşik büyüme oranı yüzde 85,66, perakende e-ticarette ise yüzde 90,82 olarak gerçekleşti. Bu dönemde sektör, dolar bazında yüzde 274 büyüyerek 89,5 milyar dolarlık hacme ulaştı. 2024 itibarıyla e-ticaretin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) içindeki payı yüzde 6,5, genel ticaret içindeki payı ise yüzde 19,1 seviyesine yükseldi. Bu veriler, e-ticaretin artık ekonominin merkezinde yer alan yapısal bir bileşen haline geldiğini göstermektedir.”
2025’in ilk yarısının, bu sağlam temel üzerine oldukça hareketli geçtiğini belirten Çevikoğlu, Ramazan, Anneler Günü, Babalar Günü ve Kurban Bayramı gibi dönemlerin perakende e-ticarette yoğun talep artışına neden olduğunu aktardı. Giyim, elektronik, kişisel bakım ve ev yaşamı kategorileri öne çıkarken, mobil ticaretin yaygınlaşması, hızlı teslimat beklentileri ve kullanıcı deneyimine yapılan yatırımlar, çevrimiçi alışverişi her kesim için cazip hale getiriyor. Henüz resmi veriler açıklanmamış olsa da, tahminlerimize göre yılın ilk altı ayında e-ticaret hacmi 2 trilyon TL’yi geçmiş durumda, yılın ikinci yarısında e-ticaretteki büyümenin artması bekleniyor; bu çerçevede 2025 yılı sonunda Türkiye’nin e-ticaret hacminin yaklaşık 5 trilyon TL’ye ulaşmasını öngörüyoruz.
Çevikoğlu, sektörel dağılım hakkında da bilgi vererek, 2024’te en yüksek hacmin giyim, ayakkabı ve aksesuar kategorisinde olduğunu, ardından havayolları, seyahat-taşımacılık ve elektronik sektörlerinin geldiğini hatırlattı. 2025’in ilk yarısında benzer bir yapının devam ettiğini, ancak tüketici eğilimlerinin daha fazla sürdürülebilirlik, yerli üretim ve sağlıklı yaşam odaklı kategorilere yöneldiğini belirtti.
Bu dönüşümün, e-ticaretin sadece ticari değil, aynı zamanda toplumsal beklentileri şekillendiren bir mecra haline geldiğini vurgulayan Çevikoğlu, şu açıklamalarda bulundu:
“Demografik açıdan bakıldığında, 20–44 yaş aralığı hala en aktif kullanıcı grubunu oluşturuyor. Kadınların giyim, kozmetik ve ev yaşamı ürünlerinde daha fazla harcama yaparken, erkek kullanıcıların elektronik, havayolları ve seyahat gibi alanlarda öne çıktığı gözlemleniyor. Harcamaların en yoğunlaştığı yaş grubu ise 30–34 olarak öne çıkıyor. Bölgesel dağılımda İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya öne çıkarken, Anadolu’nun farklı şehirlerinde e-ticaretin kapsamının her geçen yıl genişlediği görülüyor. Ayrıca, bu gelişmeler, Türkiye’de e-ticaretin sadece ticari bir alan olmaktan çıkarak toplumsal beklentileri ve tüketici alışkanlıklarını yönlendiren stratejik bir yapıya dönüştüğünü göstermektedir. Bu dönüşümün diğer bir yönü ise e-ihracattaki potansiyeldir.”
Çevikoğlu, küresel e-ticaret ekosisteminde her dört gönderiden birinin e-ihracat kapsamında gerçekleştiğini belirterek, Türkiye’de bu oranın henüz 20 gönderide 1 seviyesinde olduğunu ifade etti.
Bu önemli farklılığın, Türkiye’nin e-ihracat alanında yüksek gelişim potansiyelini ortaya koyduğunu dile getiren Çevikoğlu, şöyle devam etti:
“Son yıllarda atılan stratejik adımlar, bu potansiyelin somut başarıya dönüşmesini sağlamış ve e-ihracat, Türkiye ekonomisinde giderek daha fazla etkiye sahip olmuştur. Ticaret Bakanlığı gibi kamu otoritelerinin sağladığı destek mekanizmaları ve sektör paydaşlarının ortak çalışmaları, önemli bir ivme oluşturmuştur. E-ihracatın sürdürülebilir büyümesi için platformların uluslararası pazara açılımı, lojistik ve gümrük altyapısının güçlendirilmesi, nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi ve global platformlarla dijital entegrasyon süreçlerinin hızlandırılması kritik öneme sahiptir. 2025 itibarıyla Türkiye’nin e-ihracat hacminin 8 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. Sektördeki dinamizm, hızla artan yatırımlar ve gelişen dijital altyapı göz önüne alındığında, bu hedefin aşılması mümkün görünmektedir. Bu büyümenin kalıcı ve kapsayıcı olması, kamu ve özel sektör işbirliğinin sürekliliğine ve desteklerin etkin kullanımına bağlıdır.”
Türkiye’nin dijital ticarette attığı her adımın, küresel rekabette daha güçlü bir konuma ulaşmasını sağlayacağını belirten Çevikoğlu, 2025 hedeflerinin ötesinde, 2028 itibarıyla e-ihracatın toplam ihracat içindeki payını yüzde 10’a çıkarma vizyonunun artık yalnızca bir hedef değil, ulaşılabilir bir gerçeklik olduğunu söyledi.
Çevikoğlu, amaçlarının Türk ürünlerinin kalitesini ve çeşitliliğini dünya çapında daha geniş kitlelerle buluşturmak ve Türkiye’yi e-ihracat alanında lider ülkelerden biri haline getirmek olduğunu ifade etti.
Son yıllarda tesisat, kaporta ve elektrik gibi meslek dallarında uzman usta bulmak neredeyse imkânsız bir duruma geldi. Vatandaşlar, gerekli hizmetler için haftalar hatta aylar sonrasına randevu alabilmekte. Bazı ustalar, artan taleplere yetişebilmek adına sekreter çalıştırmakta ve sosyal medya platformları üzerinden iş takvimlerini paylaşmaktadır.
İşini büyük bir ciddiyetle yapan ve kaliteli malzemeler kullanan ustalara olan talep hızla artış gösterirken, buna bağlı olarak ücretler de yükselmeye başladı. Bazı ustaların günlük kazancı 40 bin liraya kadar çıkabilmekte. Konuyla ilgili görüşlerini belirten bir usta, “Kazancımız, yaptığımız işin kalitesine, kullandığımız malzemelere ve dürüstlüğümüze bağlı olarak değişiyor” şeklinde ifade etti.
Usta bulmakta zorluk çeken vatandaşlar, durumdan şikayetçi. Gelen ustaların genellikle önce ücret talep ettiklerini belirten bir kişi, “Fiyatı beğenmezlerse işi almıyorlar” diyerek yaşanan sorunları özetledi.
Sektör temsilcileri, usta yetiştirme konusunda yaşanan azalmaların ileride daha büyük sorunlara yol açacağını vurguluyor. Meslek liselerine ve çıraklık eğitim programlarına olan ilginin artırılması gerektiğini belirten uzmanlar, mevcut ustaların iş yükünün her geçen gün daha da arttığını dile getiriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla 1 Ağustos 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile toplam 9 hükümlünün cezası kaldırıldı. Çeşitli suçlardan ceza almış olan kişilerin cezaları, sağlık sorunları gibi sebeplerle affedilirken, listede dikkat çeken isimler yer aldı.
Ceza affından yararlanan kişiler arasında Mehmet Tunç, Ali Kapu, Mustafa Şahbudak, Mahmut Altun, Serkan Şencan, Mustafa Eğmen, Süleyman Kızılkaya, Abdullah Şen ve Adem Kozu da bulunuyor.
‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Mehmet Tunç’un kalan cezası, sağlık raporu ile kocama durumu gerekçe gösterilerek kaldırıldığı bildirildi.
Ruhsatsız silah bulundurma ve tasarlayarak öldürme suçlarından ceza alan Ali Kapu’nun kalan cezası, sürekli hastalık raporu nedeniyle kaldırıldı.
Fuhuşa teşvik, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kasten öldürme gibi suçlar nedeniyle ceza alan Mustafa Şahbudak’ın kalan cezası, sakatlık durumu tespit eden raporla kaldırıldı.
Suç örgütü kurma ve fuhuşa teşvik suçlarından ceza alan Mahmut Altun’un cezası, sürekli hastalık ve kocama durumu nedeniyle iptal edildi.
Uyuşturucu ticareti gibi suçlardan ceza almış olan Serkan Şencan’ın cezası, sürekli hastalık ve sakatlık raporuyla kaldırıldı.
Kasten öldürmeye teşebbüs ve çeşitli suçlardan ceza alan Mustafa Eğmen’in kalan cezası, sağlık sorunları gerekçesiyle iptal edildi.
Bina içinde hırsızlık ve benzeri suçlardan ceza alan Süleyman Kızılkaya’nın kalan cezası, sakatlık durumu ile ilgili raporla kaldırıldığı açıklandı.
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ceza almış Abdullah Şen’in cezası, sürekli hastalık nedeniyle kaldırıldı.
Adem Kozu’nun, anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs ve benzeri suçlardan cezası, sağlık raporu gerekçesiyle affedildi.