40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
30 Temmuz 2025 Çarşamba
Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayınlanan kararname uyarınca, İletişim Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Çağatay Özdemir görevden alındı.
İletişim Başkan Yardımcılığına, TÜÇA Başkanı Prof. Dr. Pirinççi ve İlhami Giray Şahin atandı.
Söz konusu atama işlemleri, 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2, 3 ve 4. maddeleri çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.
1979 yılında Bursa’da dünyaya gelen Prof. Dr. Pirinççi, Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra, yüksek lisans ve doktorasını yine aynı üniversitede tamamlamıştır.
Pirinççi, akademik kariyerinin yanı sıra 2012-2014 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde (SAM) danışmanlık, 2014-2015 yıllarında Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde (ORSAM) akademik koordinatörlük ve danışmanlık, 2016-2018 yıllarında Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Dekan Yardımcılığı ve 2018-2019 yıllarında Uludağ Üniversitesi İnegöl İşletme Fakültesi’nde Dekanlık görevlerini yürütmüştür.
Pirinççi, 2020 yılından itibaren Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nda (SETA) kıdemli araştırmacı olarak çalışmakta olup, 2021-2022 yılları arasında Kriter Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevinde bulunmuştur.
2023-2024 döneminde SETA Akademi Direktörlüğü görevini üstlenen Pirinççi, ulusal televizyon kanallarında yorumculuk yapmış, çok sayıda ulusal ve uluslararası projede yönetici, araştırmacı ve koordinatör olarak görev almıştır.
Temmuz 2024 itibarıyla TÜÇA Başkanlığı görevini sürdüren Pirinççi, 10 Nisan’da Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi olarak atanmıştır.
1982 yılında Ankara’da doğan İlhami Giray Şahin, Çankaya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İngilizce İktisat Bölümü’nden mezun olmuştur. Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nde Ekonomi ve Hukuk Fakültesi’nde İşletme (MBA) yüksek lisansını tamamlamasının ardından, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde Bankacılık ve Finans Eğitimi ve Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Beşeri ve İktisadi Coğrafya yüksek lisans programlarında eğitim almıştır.
Daha önce TBMM AK Parti Grup Başkanlığı’nda Ekonomi Müşaviri ve TBMM Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulunan Şahin, en son olarak Yeni Dünya Vakfı Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktaydı.
Belce Örü Erçin
Eğitim sektöründe sürekli artan fiyatlar rekor seviyelere ulaştı. 2025-2026 eğitim-öğretim yılı için özel üniversitelerin eğitim ücretlerinde yüzde 100’ün üzerinde zam yapıldığı bildiriliyor. Özellikle diş hekimliği ve fizik tedavi bölümlerinde en yüksek artışlar gözlemleniyor. İnternetteki şikayet platformları, eğitim ücretlerindeki bu yüksek oranlı zamlara karşı tepkilerin dolup taştığını gösteriyor. Bu durum, sahte diplomalara olan talebin de artmasına neden oluyor. Birçok vatandaş, yasa dışı diplomalar için ücret ödeyip dolandırılma riskiyle karşı karşıya kalıyor.
TAKSİTLİ ÖDEMELERDE AŞIRI ZAM
İstanbul’daki bir özel üniversiteye 2023 yılında yüzde 50 bursla kayıt yaptıran bir anne, yaşadığı fiyat artışlarını şu şekilde aktarıyor: “İlk yıl hazırlık bölümü kayıt ücreti 80 bin TL peşin, taksitli fiyatı 105 bin TL idi. 2024 yılında bu ücret peşin 180 bin TL, taksitli ise 220 bin TL oldu. 2025 yılına geldiğimizde ise peşin ücret 313.500 TL’ye yükseldi.”
Her yıl eğitim ücretlerinde yüzde 100’ün üzerinde bir artış yaşandığını belirten vatandaş, bu artışların sürdürülebilir olmadığını dile getirerek, “Hangi ülkede bu şekilde bir durum söz konusu? Ne kadar kazanıyoruz ki bu oranlara katlanalım? Çocuklarımız artık yurtdışında, daha uygun fiyatlarla ve daha kaliteli eğitim almayı tercih edebilirler. Yetkililerden birinin bu duruma müdahale etmesini bekliyoruz.” dedi.
Üniversite eğitimine erişimin bu denli pahalı hale gelmesi, bazı kişilerin sahte diplomalara yönelmesine sebep oldu. Bu tür dolandırıcılara karşı dikkatli olmak gerekiyor. Bazı vatandaşlar, 4 yıllık lisans diploması için 40-50 bin TL, kimileri ise 3-5 bin TL’lik kapora ücreti ile dolandırıldıklarını bildiriyor.
H.D. (34) yönetimindeki otomobil, Mengen’e doğru ilerlerken orman deposu civarında bir dereye devrildi.
Olayın bildirilmesi üzerine, bölgeye sağlık, polis ve jandarma ekipleri yönlendirildi.
Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrollerde, sürücü H.D. ile oğlu A.D. (6) kaza yerinde hayatlarını kaybettikleri tespit edildi.
Baba ve oğlunun cenazeleri, Devrek Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
Habertürk Meteoroloji Mühendisi Hüseyin Öztel, bu hafta içinde yaşanabilecek hava koşullarını değerlendirdi. Öztel, yazısında şu noktaları belirtti:
Ülkemizde hava durumu bazı bölgelerde değişim gösteriyor. Ukrayna, Kırım ve Karadeniz üzerinden batı bölgelerine doğru soğuk bir cephe ilerliyor. Ancak bu hava taşınımının serin kısımları yer seviyesinde etkili olurken, daha yüksek kesimlerde sıcak hava etkisini sürdürüyor. İstanbul’da farklı yüksekliklerde etkili olacak rüzgarlar nedeniyle çarşamba günü yağmur görülebilir.
Uzun bir aradan sonra yağmur ihtimali doğuyor, fakat beklenen yağış miktarı yalnızca metrekareye 1-2 milimetre seviyelerinde kalacak. İstanbul’un kuzey kesimleri ve Boğaziçi çevresinde gök gürültüsü duyulabilir. Ayrıca, Karadeniz kıyısında yer yer yağmur bekleniyor. 30 Temmuz Çarşamba günü, özellikle Tokat ve Gümüşhane çevresinde öğleden sonra gök gürültülü yağmur olasılığı mevcut.
31 Temmuz Perşembe günü, Romanya ve Bulgaristan’dan gelen şiddetli yağışların Edirne-İpsala çevresinde etkili olabileceği öngörülüyor. Bu günde Trakya’da su baskınları, yer yer dolu yağışı ve kuvvetli sağanaklar bekleniyor. Ayrıca, Çankırı, Çorum ve Ankara çevrelerinde hafif yağmurlar görülebilir; ancak Ankara’nın merkezi bölgelerinde henüz bir yağmur beklenmiyor. Hafta sonu (2-3 Ağustos) için Ankara’da gök gürültülü yaz yağmurları beklentisi var, bu nedenle hava tahminlerini dikkatle takip etmekte fayda var.
Sıcakların etkisi altındaki Güneydoğu Anadolu, Ağustos ayına daha serin bir şekilde başlayacak. Diyarbakır’da gölge sıcaklıkları 38-39°C’ye kadar düşebilir. Doğu Anadolu’da Basra sıcaklıkları bazı merkezlerde 40°C’ye yaklaşmış durumda. 1-2 Ağustos’tan itibaren bölgeyi serin havanın etkisi alabilir; fakat önümüzdeki günlerde önemli yağışlar beklenmiyor.
Karadeniz’deki fındık toplama sezonuyla birlikte, bölgede yağış bekleniyor. Rize, Trabzon ve Giresun çevresinde hafif ve orta kuvvetli yağmurlar görülebilirken, Samsun ve Bartın kıyıları çoğunlukla güneşli kalacak. 31 Temmuz – 1 Ağustos tarihleri arasında, yangınların vurduğu Karabük çevresinde yağmur bekleniyor. Karabük, Gerede ve Bolu arasında kuvvetli sağanaklar görülebilir, ve bu durumda hava sıcaklıkları 28°C’ye kadar düşebilir.
Türkiye’de yaşanan sıcak hava dalgası, ülkenin gördüğü en şiddetli sıcak hava dalgalarından biri olarak kaydediliyor. 2000 yılından bu yana en etkili olanı olduğu belirtiliyor. Bu yaz, 40°C’nin üstünde geçirilen gün sayılarında rekor kırıldı. Her bölgeden gelen meteoroloji istasyonları, en yüksek sıcaklık rekorları bildiriyor.
Normal bir yaz mevsiminde düşmesi beklenen yağmur miktarının çok altında kalan toplam yağış, toprağın ve tarım arazilerinin kurumasına neden oldu. Ancak, yaklaşan hava değişimi ile birlikte kısa bir serinleme yaşanacak. Özellikle Marmara Bölgesi’nde 6-8°C kadar bir sıcaklık düşüşü bekleniyor. Trakya çevresinde kuvvetli yağışlara rağmen sıcaklıkların birkaç gün sonra yeniden yükselebileceği tahmin ediliyor.
Güney Ege ve Akdeniz kıyıları hava değişiminden etkilenmeyecek olsa da, İzmir, Muğla gibi bölgelerde 4-5°C kadar bir sıcaklık düşüşü öngörülüyor; fakat bu alanlarda yağmur beklenmiyor. Su kaynakları hem yüzeyde hem de yer altında kurudu. Şehirler, su ihtiyaçlarını diğer bölgelerden taşınan su ile karşılamaya çalışıyor. Bu olağanüstü durumu dikkate alarak ev ve iş yerlerimizde su tasarrufuna özen göstermemiz önemli. Gereksiz yere muslukları açık bırakmamalı, acil bir durum yoksa araç yıktırmamalı ve mümkünse bahçe sulamaktan kaçınmalıyız. Ayrıca, su talep eden çim alanları yerine alternatif bitkilerin tercih edilmesi, su kullanımını azaltabilir. Türkiye’de su kaynakları azalıyor ve bu durum önümüzdeki yıllarda da devam edeceği öngörülüyor.
Geçtiğimiz Pazar günü devam eden Bursa yangınında, alevlerin ormanlık alanlardan yerleşim bölgelerine sıçrama tehlikesi belirdi. Bu esnada, gönüllü ekipler de hemen mücadeleye başladı. Yeşil vatanın koruyucularından biri olan İsmail Kuşakçı, canla başla yangınla mücadelede görev alıyordu. Muhabirin ‘Kaç saattir çalışıyorsunuz?’ sorusu üzerine, ‘Onun hesabını yapmak bize yakışmaz, vatan sağ olsun’ diyerek takdir topladı. Kuşakçı, aynı zamanda 6 Şubat depremlerinde de gönüllü olarak görev yapan bir kahramandı.
Habertürk TV Haber ve Yayın Koordinatörü Zülfikar Ali Aydın’ın HT Manşet programında, Habertürk muhabiri Emine Derya’nın sorularını yanıtlarken, kaygı ve duygular içinde zaman zaman gözyaşlarına hakim olamayan İsmail Kuşakçı konuşmasına, ‘Şehitlerimizi, başta Kazım Bayrak olmak üzere, dua ile yâdediyoruz. Onlar varken bizim konuşmamız yersiz. Onları anmadan konuşmaya başlamayı ayıp görüyorum. Emir Sultan Hazretleri’ni konuşma yeri olarak seçtik çünkü O, Bursa’nın manevi koruyucusudur. Habertürk ekibine de teşekkür ediyorum’ sözleriyle başladı.
Kuşakçı, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Yangını duyduğumda, eşim haber verince tüm işleri bırakıp gitme görevini üstlendik. O sırada Gemlik’te sahildeydik. Bu durumu utanarak söylüyorum. Vicdanımız rahat etmedi, öncelikle Gürsu’ya gittik. Ormanda yangın söndürme çalışmalarına katılan ekipler, bizim yangın yerine girmememiz için elinden geleni yaptı, ancak biz yine de bir şekilde girdik.”
Kuşakçı, devamında şunları ekledi:
“Araç değiştirdik ve iki eski dostumla olay yerine geldik. Saat gece 01.02 civarıydı. Yangın sabah kontrol altına alınmıştı. Güvenlik açısından yanımıza hiçbir şey almadık. Boş dönmemek için çöp toplamaya başladık. Aşağıda bir hanımefendinin acil yardıma ihtiyacı olduğunu duyduk. Yanlış hatırlamıyorsam Emine hanımdı. Yangın ekiplerini oraya çağırdık ama alevler aniden büyüdü. İtfaiye ekiplerinin uyarılarına rağmen kendimizi ekibin içinde bulduk. Hiçbir itfaiye erinin tırnağı olamayız, bunu kabul etmek lazım.”
Yeşil vatan savunucusu ve gönüllü Kuşakçı, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Ben bu konuda uzman değilim. Bu bilgileri başta değerli annem, babam ve tüm büyüklerimiz, Emir Sultan Hazretleri, Hz. Peygamberimiz ve Kur’an-ı Kerim ile aldım. Bir hadiste, ‘Kıyametin kopacağını bilseniz bile fidan dikin’ deniliyor. Yangın sırasında birilerine suç atmak yerine, yangını söndürmek için çaba göstermeliyiz. Yangın devam ediyorken nedenleri araştırmak bize ayıp geldi. Tıpkı 15 Temmuz ve Doğu depremini yaşadığımızda olduğu gibi, yangın bölgesine gelmeyi kendimize onur saydık. O saati söylemeyi kendime ayıp bildim. Bunu sadece Allah bilir, bu inançla büyütüldük.”