Fenerbahçe, Kasımpaşa Önünde Erken Golle Öne Geçti; Kasımpaşa 10 Kişi Kaldı
Trendyol Süper Lig’in 6. haftasında Kasımpaşa ile Fenerbahçe karşı karşıya geldi. İlk yarı Fenerbahçe’nin 1-0 üstünlüğüyle sona erdi; yeni transferlerden Asensio skora katkı sağladı.
Tedesco’dan 4 Zorunlu Değişiklik
Teknik direktör Domenico Tedesco, önceki maçın kadrosuna göre kadrosunda dört değişiklik yaparak sahaya çıktı. Fenerbahçe’nin ilk 11’i şu şekildeydi: Ederson, Semedo, Skriniar, Çağlar Söyüncü, Jayden Oosterwolde, İsmail Yüksek, Fred, İrfan Can Kahveci, Talisca, Kerem Aktürkoğlu ve Marco Asensio.
Asensio İlk 11’de
Yeni transfer Marco Asensio, sarı-lacivertli formayla ilk kez maçın başlangıç kadrosunda yer aldı. Daha önce ligde kısa süreli görev aldığı müsabakalarda sonradan oyuna dahil olmuştu; bu kez ilk 11’de şans buldu ve golle tanıştı.
En-Nesyri Yedek Başladı
Golcü Youssef En-Nesyri bu sezonda ilk kez yedek kulübesinde oturdu. Faslı forvet, lig ve Avrupa ön eleme maçları dahil olmak üzere önceki karşılaşmalarda düzenli olarak 11’de yer almıştı; bu sezonun istatistikleri arasında 5 gol ve 1 asist bulunuyor.
Maçın Erken Dakikalarında Kritik Anlar
Karşılaşmanın 2. dakikasında Kasımpaşa önemli bir gol fırsatını değerlendiremedi; Ederson’a yapılan baskı sonrası kazanılan topta Hajradinovic müsait pozisyonda topu dışarı gönderdi. Sadece bir dakika sonra sol kanattan gelişen atakta Kerem Aktürkoğlu’nun ortasını Asensio tamamlayarak ağları havalandırdı ve Fenerbahçe 1-0 öne geçti.
Bu gol, Kerem Aktürkoğlu için Fenerbahçe formasıyla ilk asist olma niteliğini taşırken, Marco Asensio kulüp adına ilk golünü kaydetmiş oldu. İspanyol oyuncu kariyerinin farklı dönemlerinde ilk 11’de başladığı maçlarda gol sevinci yaşamıştı; bu kez de benzer bir etki yarattı.
Kasımpaşa 10 Kişi Kaldı
İlk yarının sonlarına doğru Kasımpaşa oyuncusu Cafu, 45. dakikada Milan Skriniar’a yaptığı müdahale sonrası VAR incelemesi sonrasında kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Hakem Oğuzhan Çakır, VAR uyarısıyla pozisyonu izleyip kırmızı kart kararını verdi.
Maçın ilerleyen dakikalarında ikinci yarıya dair gelişmeler ve final skorunu etkileyecek hamleler devam edecektir.
İngiltere, Kanada ve Avustralya’nın Filistin’i Tanıması Tartışmaları Canlandırdı
İngiltere, Kanada ve Avustralya’nın Filistin Devleti’ni tanıma duyurusu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 22 Eylül’deki oturumu öncesinde siyasi gündemi hareketlendirdi. Üç ülkenin eş zamanlı kararı, Filistin davasına uluslararası düzeyde artan desteğin yeni bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Uluslararası Tanıma Sayısı 150’ye Ulaştı
Bu gelişmeyle birlikte Filistin’i resmen tanıyan ülke sayısı 150’ye yükseldi. Avrupa’da ve diğer bölgelerdeki destek sinyallerinin Birleşmiş Milletler’deki tartışmalara yansıması bekleniyor. Tanıma hamleleri, diplomasi kanallarında yeni dengelerin oluşmasına yol açabilir.
Resmi Açıklamalarda Sert Mesajlar
Yapılan açıklamalarda, üç ülkenin adımı, yaşanan insanlık dramına verilen güçlü bir tepki olarak nitelendirildi. Açıklamada, tanımanın; sokaklarda insanlık değerlerine sahip çıkanların sesinin duyulmasını sağladığı ve bu tür adımların ateşkesin sağlanması ile savaş suçlarının hesaplaşılması hedeflerine hizmet etmesi gerektiği vurgulandı.
BM Genel Kurulu ve Gelecek Beklentileri
Diplomatik çevreler, tanıma kararlarının Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yapılacak görüşmeler üzerinde etkili olacağını belirtiyor. Ayrıca, kararın bölgesel barış çabalarına, kalıcı ateşkes arayışlarına ve uluslararası hukuk çerçevesinde sorumluların yargılanmasına katkı sağlayabileceği ifade ediliyor.
Sonuç ve Değerlendirme
Üç ülkenin tanıma kararı, Filistin meselesinin artık yalnızca bir siyaset konusu olmaktan çıkıp daha geniş insanlık değerleri çerçevesinde ele alındığını göstermeye çalışıyor. Önümüzdeki haftalarda diplomatik temaslar ve BM oturumlarındaki gelişmeler, bu kararların somut etkilerini belirleyecek.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için New York’ta buluşacak dünya liderleri, Filistin’in devlet olarak tanınması, iki devletli çözümün güçlendirilmesi ve İsrail’in yoğun saldırılarının durdurulması konularını gündeme taşıyacak.
İngiltere, Kanada ve Avustralya tanıma kararı aldı
BM Genel Kurulu öncesinde İngiltere, Kanada ve Avustralya hükümetleri Filistin’i resmî olarak devlet statüsünde tanıdıklarını açıkladı. Bu gelişme uluslararası tartışmaları alevlendirirken, küresel diplomatik dengelerde kaymaların işareti olarak değerlendiriliyor.
Netanyahu’dan sert tepki
İsrail yönetiminden gelen ilk tepkilerde Başbakan Binyamin Netanyahu, Filistin devletinin kurulmasına karşı olduklarını yineledi ve tanıma kararını eleştirdi. Netanyahu, söz konusu adımı teröre ödül vermek şeklinde yorumladı ve Batı Şeria’daki bazı yerleşim politikalarının genişletilebileceğine yönelik niyet sinyalleri verdi.
Fransa’nın tanıma açıklaması bekleniyor
Konferansın ev sahibi konumundaki Fransa’nın da Filistin’i tanıma kararı alması ve bu adımı Cumhurbaşkanı tarafından duyurması bekleniyor. Fransa’nın tanıması, AB içinde Filistin konusunda yaşanan tutum değişikliğinin en çarpıcı örneklerinden biri olarak yorumlanacak; böylece Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri arasında ABD dışında kalanların çoğu Filistin’i tanımış olacak.
AB içinde tanıma eğilimi artıyor
Genel Kurul sırasında Belçika, Lüksemburg ve Malta gibi ülkelerin de Filistin’i tanıması bekleniyor. Son dönemde Norveç, İspanya, Slovenya ve İrlanda gibi devletler tanıma kararı almıştı. Buna karşın Almanya, Hollanda, Avusturya, Macaristan ve İtalya gibi ülkeler henüz tanımama politikalarını sürdürüyor; Finlandiya ve Portekiz konuya ilişkin değerlendirmelerini sürdürüyorlar.
AB, İsrail’in çatışma sürecindeki tutumuna tepki olarak bazı önlemler almış durumda; örneğin iki İsrailli bakanın Schengen bölgesine girişine sınırlama getirildi ve serbest ticaret düzenlemeleri geçici olarak askıya alındı. Bu adımlar, blok içinde farklı görüşlere rağmen konunun artan insani endişeleri karşısında hareket edildiğinin göstergesi olarak okunuyor.
Filistin’i kaç ülke tanıyor?
Filistin Devleti, 15 Kasım 1988’de bağımsızlık ilanından bu yana birçok ülke tarafından tanındı. Daha önce 147 devlet tarafından tanındığı kaydedilen sayı, İngiltere, Kanada ve Avustralya’nın adımlarıyla yaklaşık 150’ye ulaştı. Türkiye de 1988’de Filistin’i tanıyan ilk ülkeler arasında yer almıştı.
İki devletli çözüm ne anlama geliyor?
İki devletli çözüm, Doğu Kudüs’ü başkent yapacak şekilde Batı Şeria ve Gazze’de bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını öngörür. Bu yaklaşım, sınırların büyük ölçüde 1967 öncesi hatlara dayanmasını talep ederken, İsrail tarafında güçlü itirazlar bulunuyor ve çözüm süreci uluslararası arenada önemli bir tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Bazı Ülkelerin Filistin Devleti’ni Tanıma Kararı ve Uluslararası Yankıları
Bir dizi ülkenin Filistin Devleti’ni tanıma adımı, bölgede yaşanan insani krizin çözümüne ilişkin uluslararası beklentileri ve siyasi gündemi yeniden öne çıkardı.
Tanıma Kararının Mesajı
İngiltere, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerin Filistin Devleti’ni tanıma hamlesi, uluslararası kamuoyunda güçlü bir tepki ve dayanışma işareti olarak değerlendirildi. Bu adım, mağduriyet yaşayan sivil halkın korunması ve uygulanan şiddetin hesabının sorulması yönündeki çağrıları güçlendiriyor.
İnsanlık Değerlerinin Vurgulanması
Daha fazla ülkenin tanıma sürecine dahil olması, sokaklarda ve sivil toplumda insan hakları ve adalet talebinde bulunan geniş bir kesimin sesinin uluslararası platformlara taşınması anlamına geliyor. Bu gelişme, yalnızca diplomatik bir hamle değil; aynı zamanda evrensel insanlık değerlerinin savunulması olarak da okunuyor.
Ateşkes ve Hukuki Süreç Beklentileri
Tanıma kararlarıyla birlikte öne çıkan hedefler arasında kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve çatışmalardan sorumlu aktörlerin adalet önüne çıkarılması yer alıyor. Uluslararası toplumun bu hedeflere ulaşmak için daha etkili bir koordinasyon içinde olması gerektiği vurgulanıyor.
Devletin Statüsü ve Kudüs Meselesi
Başkenti Doğu Kudüs olarak tanımlanan bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti talebi, artık sadece bölgesel bir siyaset konusu olmaktan çıkıp uluslararası insan hakları gündeminin merkezine yerleşti. Bu perspektif, müzakere süreçlerinin ve diplomatik inisiyatiflerin yeniden şekillenmesine zemin hazırlıyor.
Uluslararası Platformlarda Beklenen Etki
Önümüzdeki dönemde yapılacak uluslararası konuşmalar ve toplantılar, tanıma kararlarının yarattığı ivmeyi somut adımlara dönüştürme potansiyeli taşıyor. Bu süreç, küresel aktörlerin politik duruşlarını netleştireceği ve kolektif sorumluluğun tartışılacağı bir dönem başlatabilir.
Eski milletvekilinden iktidara sert uyarı: “Siyaset oyunları sizi zayıflatıyor”
AKP’den ihraç edilen eski bir milletvekili, CHP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı ve seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na destek verilmesinin ardından sosyal medyadan iktidarı hedef alan eleştirilerde bulundu.
Yargının siyasallaştırılmasına tepki
Yaptığı paylaşımda, partili arkadaşlarını defalarca uyarmış olduğunu belirterek yargının alet edilmesi, siyasi operasyonlar ve farklı yöntemlerle rakiplerin zayıflatılmaya çalışılmasının hükümete zarar verdiğini vurguladı. Bu tür hamlelerin muhalefeti güçlendirdiğini ve siyasi zemini olumsuz etkilediğini ifade etti.
Başarısız kumpaslara dikkat çekti
Mart ayından bu yana muhalefete yönelik kurulan birçok kumpas ve girişimin başarısızlıkla sonuçlandığını belirterek, partinin kongresinin gerçekleştiğini ve genel başkanının meşru şekilde görevine döndüğünü; dosyaların kapatıldığını kaydetti.
Sosyal medyadaki paylaşımında, son gelişmelerin muhalefetin gücünü artırıp artırmadığına dair sorgulayıcı bir değerlendirme de yer aldı.