40,7948$% 0,51
47,7605€% 0,56
55,4220£% 0,60
4.404,64%0,47
3.360,05%0,36
10.951,13%-0,03
Karabük’te yaşayan bir birey, bazı yakınlarının kanserden kaybı üzerine organik tarıma yönelerek sebze ve meyve üreticisi oldu.
Safranbolu ilçesinde uzun yıllar restoranlarda aşçılık yapan bu kişi, 8 yıl önce, akrabalarının kanser nedeniyle vefatı üzerine katkısız ürünler yetiştirmek için organik tarım yapmaya karar verdi.
Konarı köyünde 60 dönümlük bahçesinde ata tohumlarıyla sebze ve meyve üretmeye başlayan bu birey, ailesiyle birlikte domates, salatalık, patlıcan, biber, karpuz, kavun, semiz otu, mısır, enginar ve kabak gibi ürünler yetiştirmekte.
Ayrıca, ürettiği tohumları yaygınlaştırmak amacıyla her yıl yaklaşık 2 bin kişiye ücretsiz dağıtım yapıyor.
Bu kişi, “sağlıklı beslenme” hedefiyle organik tarıma başladığını belirtti.
Ata tohumları ile tamamen doğal ürünler yetiştirdiklerini ifade eden birey, “Ürünlerimizin tamamını ata tohumdan üretiyoruz ve fidesine kadar her aşamasını kendimiz yapıyoruz. Dışarıdan fide veya tohum almıyoruz. Sebzelerin tamamı kendi tohumumuzdan üretilmiş.” dedi.
Halk pazarları, manavlar ve marketlere ürün satışı yaptıklarını vurgulayan bu kişi, “Ayrıca ata tohumu üretimi gerçekleştiriyoruz. Ürün çeşitliliğimiz oldukça fazla. Mesela 60 çeşide yakın domates, 20 çeşide yakın biberimiz var. Toplamda 250 kalem ürün yetiştiriyoruz.” şeklinde konuştu.
Araştırmayı seven biri olarak, “Mesela kivano adında bir bitki yetiştiriyoruz. Bu bitkinin kanser dahil birçok şeye iyi geldiği söyleniyor.” diyerek ürün yelpazesini genişletmiş.
Domates çeşitlerinden maniye domatesinin diğer çeşitlere göre daha fazla talep gördüğünü söyleyen birey, “Ürettiğimiz bazı domates çeşitleri maniye yetişmekte. Lezzet ve verim açısından oldukça kaliteli.” ifadesinde bulundu.
Sosyal medyada tanıştığı kişilerle ata tohumu takası yaparak ürün çeşitliliğini artırdığını aktarırken, “Her tohumun ata tohumu olup olmadığını bilmek kolay değil. Bir tohumun ata tohumu olduğunu anlamak 3 yıl alıyor.” diye açıklamada bulundu.
Bu kişi, kendisi ve ailesi için sağlıklı ürünler yetiştirmenin önemini vurguladı ve “Tarımı ticari olarak yapıyoruz ama biz nasıl sağlıklı ürünler yersek, insanların da aynı şekilde sağlıklı ürünler yemesi gerektiğine inanıyoruz.” dedi.
Akrabalarını kanserden kaybetmesinin organik tarıma yönelmesinde büyük bir etken olduğunu belirten birey, “Pestisitin çocuklar üzerindeki etkisini öğrendikten sonra kimyasal kullanmamaya karar verdik. Eşimle birlikte organik tarım yapmaya geçtik.” diyerek süreci anlattı. Ticaretinde en büyük sorunun böcekler olduğunu belirtirken, bunun için doğal yöntemler üreterek sorunları çözdüklerini ifade etti.
Türkiye'de yılın ilk 7 ayında en çok satan otomobiller açıklandı: Zirve değişmedi, listede sürprizler var