41,5514$% 0,71
48,6484€% 1,00
55,7287£% 0,85
5.177,68%1,02
3.759,86%0,30
11.151,20%-1,99
Türkiye, ABD ile LNG alımı konusunda adımlar atsa da Rusya’dan gelen boru hattı gazını kısa vadede önemli ölçüde azaltması gerçekçi görünmüyor. Uzun vadeli “al ya da öde” sözleşmeler, boru hatları ve fiyat avantajı, Ankara’nın elini bağlayan başlıca faktörler olarak öne çıkıyor.
Türkiye ile Rusya arasında imzalanan büyük gaz kontratları, genellikle tüketilsin ya da tüketilmesin belirli bedellerin ödenmesini gerektiriyor. Bu yapılar, anlaşmaların süresi dolana kadar (bazı kontratların yenileme dönemleri 2025 sonuna kadar uzanıyor) doğalgaz akışını derhal kesmeyi ekonomik açıdan zorlaştırıyor. Sözleşmelerin iptali ise hem tedarik riskini hem de yüksek tazminat yükünü beraberinde getirir.
Mavi Akım ve TürkAkım gibi Karadeniz altından geçen boru hatları, Türkiye’nin sanayi ve hane tüketimi için temel enerji kaynakları arasında yer alıyor. Bu hatlarla sağlanan arz, hem fiziksel erişilebilirlik hem de maliyet açısından alternatiflere kıyasla avantaj sunuyor. Moskova’nın zaman zaman dile getirdiği “kesme” tehditleri, karşılıklı yükümlülükler nedeniyle pratikte sınırlı etki yaratıyor.
Türkiye, enerji arzını çeşitlendirmek amacıyla LNG ithalatını artırıyor ve BOTAŞ ile bazı yabancı şirketler arasında uzun dönemli anlaşmalar yapıldı. Ancak LNG tedarikinin maliyeti ve mevcut altyapı sınırlamaları, bu kaynağın kısa vadede Rus boru gazının yerini almasını engelliyor. Son dönemdeki fiyat karşılaştırmalarına göre, Amerikan LNG’sinin maliyeti bin metreküp başına Rus boru gazına kıyasla yaklaşık iki-üç kat daha yüksek seviyelerde seyretti.
ABD’den LNG tedariki, Türkiye için stratejik bir çeşitlendirme adımı olsa da ekonomik ve sözleşmesel gerçekler, Rus gazından ani ve kapsamlı bir kopuşu zorlaştırıyor. Orta-uzun vadede LNG ve alternatif kaynakların payı artarken, kısa vadede boru hattı gazının rolü ve “al ya da öde” yükümlülükleri enerji dengesinin belirleyicisi olmaya devam edecek.
Dev bankadan TL uyarısı! Enflasyon tahminini revize etti