0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Stratejik Özerklik ve Türkiye’nin Savunma Rolü İstanbul’daki Foruma Taşındı

İstanbul’da düzenlenen “Küresel Yeniden Kurulum: Eski Düzenden Yeni Gerçeklere” temalı forum kapsamında, “Stratejik Özerkliğin İnşası: Türkiye ve Küresel Savunma Paradigması” başlıklı oturumda savunma ve dış politika modelleri masaya yatırıldı.

Panelistler ve oturum yapısı

Oturumu sunucu Alican Ayanlar yönetti. Panelde akademi ve diplomasi çevrelerinden, savunma ve dış politika alanında uzman isimler görüşlerini paylaştı.

Avrupa’da stratejik özerklik tartışmaları

Panelde Avrupa Birliği’nin savunma sanayisinde daha bağımsız bir konum elde etme çabalarının uzun zamandır sürdüğü, ancak Ukrayna savaşı sonrasında Rusya tehdidine ilişkin tartışmaların yoğunlaştığı vurgulandı. Bu süreçte Avrupa siyaseti ve savunma planlamasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği belirtildi.

Türkiye’nin “işlevsel ortaklık” arayışı

Türkiye’nin Avrupa ile savunma alanında işlevsel ortaklıklar geliştirme hedefinin öne çıktığı ifade edildi. Stratejik kapasitenin güçlendirilmesinin, ülkenin genel dış politika duruşuna, terörle mücadele yeteneklerine ve ekonomik açılımlarına doğrudan katkı sağladığına dikkat çekildi.

Avrupa savunma sanayisinin güçlendirilmesi gereği

Panelde dünyanın giderek daha öngörülemez ve riskli bir döneme girdiği, bu yüzden özellikle Avrupa’daki küçük ve orta ölçekli ülkelerin savunma sanayilerini güçlendirmesi gerektiği savunuldu. NATO müttefiklerinin savunmaya daha fazla katkı sunmasının önemine işaret edildi.

Türkiye’nin üretim kapasitesindeki atılım

Türkiye’nin yerli savunma üretimindeki hızlı yükselişi dikkat çekti; yerli üretim payının kayda değer ölçüde artırıldığı, bunun hem askeri hem de ekonomik açıdan belirgin faydalar sağladığı belirtildi.

Risk alma, entegre strateji ve işbirliği fırsatları

Türk şirketlerinin yeni teknolojilere ve riskli projelere yönelik cesur yaklaşımları övüldü. Teknolojik yatırımlar, savunma unsurları ve siyasi-ekonomik hedeflerin birbirine bağlanmasının ülke yararına sonuçlar doğurduğu, bunun da farklı coğrafyalarda işbirliği fırsatlarını genişlettiği vurgulandı. Panelistler, Libya, Gazze’de kalıcı ateşkes ve Suriye’nin yeniden inşası gibi alanlarda ortak adımlar atılabileceğini belirtti.

Çok yönlü dış politika ve bölgesel etki

Türkiye’nin NATO içindeki rollerini sürdürürken ulusal çıkarları öne alan daha bağımsız bir dış politika benimsemesinin, bölgesel dengelere ve ortak savunmaya önemli katkılar sunduğu ifade edildi. Karadeniz’deki konumu, farklı uluslararası platformlarla etkileşimi ve Afrika ile Orta Doğu’daki yeni ittifak arayışları panelde öne çıkan konular arasındaydı.

Sonuç: Savunma işbirlikleri ve stratejik dönüşüm

Oturumun genel değerlendirmesinde, savunma sanayiinde kapasite artırımı ve çok yönlü işbirliklerinin bölgesel güvenlik mimarisini şekillendireceği, bunun için hem ulusal stratejilerin hem de müttefik ilişkilerinin eş zamanlı güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.