41,7153$% 0,23
48,6525€% 0,44
55,9193£% 0,23
5.499,07%0,77
3.963,44%0,09
10.798,76%0,60
Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, TBMM’nin yeni yasama yılı resepsiyonunda Cumhurbaşkanı ile bazı DEM Partili milletvekillerinin aynı karede yer almasına dair değerlendirmelerde bulundu. Okuyan, fotoğrafın biçimsel cazibesinin ötesinde, arka planda yatan siyasi anlamların sorgulanması gerektiğini söyledi.
Okuyan, görüntülerin hoş algı yaratabileceğini ancak asıl meseleyi içeriğin belirlediğini vurgulayarak, seçilmiş milletvekillerinin o anki ifadelerinin “gelecek dönemde bize de yer açıldı” hissiyatını yansıttığını belirtti. Yıllarca dışlanmış bir partinin yöneticilerinin tutuklandığı bir geçmişe sahip olduğunu hatırlatan Okuyan, bu duygunun anlaşılabilir olduğunu söyleyerek yine de bunun samimiyetten uzak, geçici bir yakınlaşma olabileceğini öne sürdü.
Okuyan, fotoğrafın arka planında sermaye içi gerilimlerin ve çözüm arayışlarının etkili olduğunu ifade etti. İktidarın zayıfladığı noktalarda dışarıda yeni arayışların başladığını belirten Okuyan, güçlü bir lider olsa bile herkesi yanına toplayamayacağını, Türkiye siyasetinin sadece o karedeki isimlerden ibaret olmadığını söyledi.
Okuyan, uluslararası alanda iktidarın meşruiyet arayışlarına dikkat çekti. ABD yönetiminin bazı yaklaşımlarının iktidarın dışarıda da arayış içinde olduğunu gösterdiğini belirtti ve kimi dış aktörlerle kurulan ilişkilerin Türkiye’nin bölgesel politikalarını etkilediğini söyledi. Bu çerçevede, Filistin meselesine yaklaşımın da dış politika tercihlerinin bir parçası haline geldiğini ifade etti.
Hamas içindeki radikal kanadın tasfiyesiyle birlikte daha uzlaşmacı eğilimlerin güç kazandığını söyleyen Okuyan, bazı aktörlerin Hamas üzerinde İran dışındaki etkili unsurlar olduğunu kaydetti. Türkiye, Mısır ve Katar gibi ülkelerin müzakerelerde belirleyici olabileceğini, bu tür arayışların aynı zamanda küresel güçlerin de beklentileriyle örtüşebileceğini belirtti.
Okuyan, planlanan ya da tartışılan düzenlemelerin İran ile yeni bir çatışma riskini gündeme getirdiğini öne sürdü. Böyle bir senaryoda Türkiye’nin rol almasının muhtemel olduğunu, bölgesel gerilimlerin yeni müdahalelere kapı aralayabileceğini ifade etti. Ayrıca, bazı uluslararası figürlerin planlara dahil edilmesinin stratejik önem taşıdığını belirtti.
Uzun süredir bir yönetme krizinin yaşandığını söyleyen Okuyan, mevcut tıkanmanın aşılmasının iktidar açısından yeniden seçilme ile bağlantılı olduğunu vurguladı. Herhangi bir burjuva yönetiminin etkili olabilmesi için CHP’nin konumunun belirleyici olduğunu, CHP olmadan sistemin işlevsel bir şekilde yönetilemeyeceğini ileri sürdü. Bu nedenle CHP’yi süreçlere nasıl bağlayacaklarının önemli bir kavga konusu olduğunu ifade etti.
Okuyan, sermaye siyaseti ile halk arasındaki kopukluğun giderek derinleştiğini, halkın elindeki en etkili araç olarak seçimlerin kaldığını belirtti. Seçim mekanizmasının zayıflatılmasının ülkedeki krizleri çözmeyi zorlaştırdığını, Türkiye’nin seçimsiz yönetilemeyeceğini ve bu nedenle mevcut düzenin maliyetini halkın da ödeyeceğinin altını çizdi.
Okuyan’ın değerlendirmeleri, hem iç siyasetteki dengelerin hem de bölgesel-küresel aktörlerin etkileriyle şekillenen bir tabloya işaret ediyor; fotoğrafın ötesinde, sahnenin arkasındaki güç mücadeleleri ve olası senaryoların analiz edilmesinin önemine vurgu yapıyor.
Devlet Bahçeli’den ‘Serdar Öktem’ sorusuna ‘yanıt’: Duymazdan geldi, eliyle savuşturdu