Türk hakemliğinde güven bunalımı: TFF açıklamaları ve tartışmalı atamalar

Son dönemde hakem kararları ve TFF yönetiminin açıklamaları, futbol kamuoyunda güven erozyonuna neden oldu. Taraftarlardan kulüp yöneticilerine, oyunculardan medyaya kadar geniş bir kesim, hakem camiasına dair ciddi endişeler taşıyor. TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun yayınlarda yaptığı sert değerlendirmeler ve ardından gelen atama kararları tartışmaları alevlendirdi.

Başkanın sert çıkışları ve sonuçları

Maç ardından doğrudan ekranlara bağlanıp bir hakemi “planlı ve kasıtlı” davranmakla itham eden bir başkanın tutumu, iki temel ihtimali akıllara getiriyor: ya hakem hakkında derhal disiplin süreci başlatılıp görevine son verilecek ya da yapılan açıklama için özür dilenecek. Ne özür ne de hızlı bir disiplin süreci gelmemişse, kısa süreli cezalarla meseleyi kapatmaya yönelik izlenim ortaya çıkıyor. Bu da saha dışındaki söylemlerin adil yargı süreçlerini gölgelemesine yol açıyor.

Arda Kardeşler ve Yasin Kol örnekleri

İki farklı örnek üzerinden yapılan değerlendirmeler tartışmayı derinleştiriyor. Bir hakemin pozisyonu ihlal noktasını fark etmeden oyunu durdurduğu, diğerininse avantajı bilerek devam ettirip daha sonra bir uyarıyla pozisyonu kesip VAR protokolüne ters davrandığı iddiası kamuoyunda farklı algılar oluşturuyor. TFF yönetiminin iki pozisyonu eşit görmeyip arada ayrım yapması eleştiriliyor.

VAR uygulaması ve protokol tartışmaları

VAR uygulamalarına dair en temel ilke, açık ve bariz ihlal tespit edildiğinde pozisyonun incelenmesidir. VAR, incelenen pozisyonun ihlal barındırmaması halinde akan oyunun avantajını korur; aksi durumda ise oyunun uygun bir anında durdurulmasına izin verilir. Ancak uygulamada bazen inceleme ve müdahale arasındaki ayrım belirsizleşiyor; bunun sonucunda takımların avantajı haksız yere kesildiği iddiaları yükseliyor. Bu tür uygulamalar, VAR protokolünün ruhuna ve kurallarına aykırı bulunduğunda güven kaybına neden oluyor.

Ali Şansalan ataması ve soru işaretleri

Galatasaray-Beşiktaş derbisinde VAR koltuğuna Ali Şansalan’ın oturtulması da tartışmaları gündeme taşıdı. Üst klasmanda yer alan ve VAR kadrosunda çeşitli isimlerin bulunduğu bir ortamda, neden böyle bir atama yapıldığı merak konusu oldu. Özellikle aynı ekip içinde sınırlı deneyim paylaşımı olan hakemlerle yapılan eşleştirmeler, tarafsızlık ve uygunluk açısından sorgulanıyor. Atamaların gerekçeleri kamuoyuna şeffaf biçimde açıklanmadığı sürece kuşkular sürüyor.

TFF yönetimi ve hakemlerin korunması

Bir federasyon başkanının, görev yaptığı kurumun ve hakemlerinin itibarını koruma sorumluluğu olduğu kadar, hakemleri haksız ithamlardan uzak tutma görevi de bulunur. Hakem hataları sezon sonunda değerlendirilip gerekli kararlar alınabilir; ancak kamu önünde rencide edici, kanıta dayanmayan açıklamalarla meslek itibarının zedelenmesi sorunları büyütüyor. Yönetimin, şeffaf ve adil süreçler işletmesi, hem hakem camiasının hem de kamuoyunun güveninin yeniden tesis edilmesinde kritik öneme sahip.

Hakem camiasından gelen tepkiler ve destek

Sahadaki eleştirilerle birlikte hakem camiası ve spor medyasından destek veren isimlerin sayısı artıyor. Tecrübeli yardımcı hakemler ve VAR tecrübesi olan isimlerin istatistiksel yaklaşım ve şeffaflığı savunması, uygulamalarda daha disiplinli bir sürece duyulan ihtiyacı ortaya koyuyor. Bu tür katkılar, hem uygulamaların objektifleşmesine hem de güvenin yeniden inşasına katkı sağlayabilir.

Sonuç olarak

Türk futbolunda hakemlik ve VAR uygulamaları etrafındaki tartışmalar, sadece bireysel kararların ötesinde kurumsal sorumlulukları da gündeme getiriyor. Federasyonun şeffaf atama kriterleri, disiplin süreçlerinin hızlı ve adil işlemesi ile VAR protokollerine tam uyum, kamuoyunun güvenini yeniden kazanmak için öncelikli adımlar olmalı. Aksi halde saha dışındaki gerilimler futbolun ana dinamiklerini olumsuz etkilemeye devam edecektir.