0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

NHTSA, Tesla’nın FSD Özelliğine İlişkin 2,8 Milyon Aracı İnceliyor

ABD Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA), Tesla’nın “Tam Otonom Sürüş” (FSD) yazılımına sahip yaklaşık 2,8 milyon aracın davranışlarıyla ilgili resmi bir soruşturma başlattı. Karar, sistem etkinleştirilirken ortaya çıktığı öne sürülen tehlikeli sürüş alışkanlıklarına dair artan şikayetlerin ardından alındı.

Soruşturmanın odağında hangi iddialar var?

NHTSA’ya iletilen ihbarlarda, FSD açıkken Tesla araçlarının aşağıdaki tür davranışları sergilediği kaydediliyor:

• Kırmızı ışıkta geçme
• Sinyal vermeden veya uygun olmayan koşullarda şerit değiştirme
• Bazı durumlarda karşı şeride girerek ters yönde ilerleme

Tesla’nın savunması ve yasal boyut

Tesla, FSD’nin tam otonom bir sistem olmadığını; sürücünün dikkatini yolda tutmasını ve her an müdahale etmeye hazır olmasını gerektiren “ikinci seviye sürücü destek teknolojisi” olarak tanımlıyor. Bu tanıma göre sorumluluğun sürücüde olduğu belirtiliyor. Ancak önceki mahkeme kararları, şirketin pazarlama uygulamalarının ve sistemin algılanış biçiminin hukuki sonuçlar doğurabileceğine işaret ediyor; geçmişteki bir davada Autopilot’un rolü nedeniyle şirket aleyhine tazminat kararı çıkmıştı.

Teknolojik yaklaşım: Kameralar üzerine kurulu sistem

Tesla’nın FSD çözümü, birçok rakibinin kullandığı radar veya lidar gibi ek sensörlerden ziyade sadece kameralar ve yapay zeka tabanlı görüntü işleme ile çalışıyor. “Tesla Vision” olarak anılan bu yaklaşım, güvenlik ve etkinlik açısından teknoloji çevrelerinde uzun süredir tartışılıyor.

Yayılım, düzenlemeler ve olası etkiler

2016’dan beri geliştirilen FSD, şimdilik ağırlıklı olarak ABD pazarında kullanılıyor ve Avrupa’da henüz geniş çaplı yasal onay almamış durumda. NHTSA’nın yürüttüğü inceleme, Tesla’nın otonom sürüş stratejileri ve düzenleyici uyumluluğu üzerinde belirleyici etkiler yaratabilir; soruşturmanın sonuçları hem teknik gereksinimleri hem de şirketin pazarlama uygulamalarını etkileyebilir.

Ne bekleniyor?

Soruşturmanın derinliği ve kapsamı, araç davranışlarının ayrıntılı analizi, yazılım logları ve güvenlik protokollerinin incelenmesini içerebilir. Gelecekteki düzenleyici kararlar, üreticilerin hangi sensör ve yazılım kombinasyonlarını kullanacağı ile sürücü sorumluluğuna ilişkin hukuki çerçeveyi yeniden şekillendirebilir.

Bu gelişmeler, otonom sürüş teknolojilerinin güvenlik standartları ve ticarileşme sürecindeki dönüm noktalarından biri olarak değerlendiriliyor.