41,9886$% 0,42
48,8958€% 0,63
56,3026£% 0,43
5.875,07%0,00
4.371,75%0,40
10.484,39%2,70
İstanbul merkezli dört ilde yürütülen ikinci dalga operasyonunda gözaltına alınan 11 şüpheli hakkında savcılığın tutuklama talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk yazısı gönderildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Can Holding bağlantılı kişilere yönelik soruşturmayı “suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, kurulan örgüte üye olma, suçtan elde edilen mal varlığını aklama ve nitelikli dolandırıcılık” iddiaları çerçevesinde sürdürüyor.
Sevk yazısında, holding bünyesindeki şirketlerin, örgütün mali kaynaklarını aklama amacıyla kullanıldığı yönünde tespitler yer aldı. Örgütün elebaşı konumunda olduğu belirtilen bazı isimlerin koordinasyonunda, bir dizi şirket üzerinden sahte belge düzenlenerek mali sistemde meşru gelir izlenimi yaratılmaya çalışıldığı belirtildi.
İncelemede adı geçen işletmeler aracılığıyla “Bayi Kazanım Katkı Payı” ve “Kurumsal Kimlik Bedeli” gibi gerekçelerle düzenlenen sahte faturaların, örgütün aklama faaliyeti kapsamında kullanıldığı ifade edildi. Bu uygulamalara yönelik delillerin, örgüt yapısının hiyerarşik bir düzen içinde işlediğini gösterdiği kaydedildi.
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve İstanbul Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele birimlerinin raporlarına atıfta bulunulan yazıda, holdingin enerji ve teknoloji gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren çok sayıda şirketi bulunduğu belirtildi. Özellikle dayanıklı tüketim ve elektronik üretimi yapan firmalar üzerinden, hurda eşyaların geri dönüşümündeki ÖTV muafiyetinden yararlanmak amacıyla şirketler arasında karşılıklı sahte fatura uygulamasıyla vergi kaybı yaratıldığı iddia edildi.
Akaryakıt alanında ise dağıtıcı olduğu belirtilen bir firma üzerinden yüksek tutarlı, gerçek mal hareketi izlenimi vermeyen fatura alışverişleri tespit edildi. Fiziki akaryakıt kaçakçılığına dair doğrudan delil bulunmasa da, kayıtsız veya faturasız akaryakıt piyasaya sürüldüğüne dair emareler ve bayilerle birlikte sahte fatura kullanımı yoluyla KDV ve kurumlar vergisinde zayi yaratma niyeti bulunduğu vurgulandı. Savcılığın değerlendirmesine göre bu yöntemlerle devletin vergi gelirlerinin zarar gördüğü ifade edildi.
Soruşturma dosyasında, medya sektöründeki bağlantılara dair önemli tespitler de yer aldı. Örgütün medya kanadından sorumlu olduğu belirtilen bir şüphelinin, çeşitli yayın kuruluşlarıyla ilişkilendirildiği ve bu kanalların devri veya satın alınması yoluyla medya alanında nüfuz sağlanmasına çalışıldığı kaydedildi. Bu durumun, örgütün kamuoyu algısını etkileme ve itibar yönetimi amacına hizmet ettiği iddia edildi.
Savcılık yazısında, suç gelirlerinin kaynağını gizlemek ve meşru gelir görünümü vermek amacıyla çok sayıda şirket ve kişinin koordineli şekilde kullanıldığı belirtildi. Enerji şirketleri, alt bayiler, paravan kuruluşlar ve aracı kişiler gibi farklı unsurların, gelirleri mali sisteme entegre etme işlevi gördüğü değerlendirildi.
Dosya kapsamındaki bulgulara göre şüphelilerin eylemlerini sistematik şekilde sürdürdükleri, çok sayıda şirket ve kişi üzerinden işlemleri tekrarladıkları ve örgütlü mali suç şeması içinde faaliyet gösterdikleri kanaatine varıldı. Mevcut delil durumu, kaçma şüphesi ve ifadelerdeki çelişkiler göz önünde bulundurularak adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı değerlendirilmiş; bu nedenle tutuklama kararı talep edilmiştir.
Soruşturma devam etmekte olup, savcılık tarafından hazırlanan sevk yazısındaki tespitlere dayalı olarak hakimlik kararları bekleniyor.
İddianamedeki detaylar çarpıcı! Rıza Akpolat’la ilgili dudak uçuklatan rüşvet iddiası