40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sahte e-imza ve diploma soruşturması kapsamındaki 65 sanıklı iddianame, devlet sistemlerine yönelik kurulan organize yapının detaylarını gün yüzüne çıkardı.
İddianamede, diplomaların fiyatlarının 250 bin TL’den başlayarak 2.5 milyon TL’ye kadar alıcı bulduğuna, bazı ödemelerin kripto para ile yapıldığına ve yazışmalarda “Hocam sistem aktif”, “Mezuniyet sorguda çıkıyor” gibi ifadelerin bulunduğuna dikkat çekildi. Bu davada öne çıkan isimlerden biri de Osmanlı Hanedanı üyesi Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu’dur. Osmanoğlu’nun, İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden sahte bir mezuniyet kaydı yapıldığı ortaya çıktı.
İddianameye göre, şüpheliler; BTK Başkanı, YÖK Daire Başkanı ve üniversite yöneticileri adına sahte e-imza üreterek devlet sistemlerine izinsiz erişim sağladı. Bu yöntemle yüzlerce usulsüz akademik atama yapıldı. Şüpheliler hakkında, resmi belgede sahtecilik, bilişim sistemine izinsiz erişim ve kişisel verilerin hukuka aykırı elde edilmesi gibi suçlardan 5 ila 50 yıl arasında hapis cezası talep edildi.
Sanıkların iletişim kayıtları, sahte diplomalar için 2.5 milyon TL veya 30 bin dolar gibi yüksek rakamların talep edildiğini ortaya koydu. Ödemelerin bir kısmı kripto para ile gerçekleşmiş, bu şekilde milyonlarca TL haksız kazanç elde edildiği saptandı.
İddianame, devlet sistemlerinin çökmekte olduğunu gösteren dikkat çekici detaylar da içeriyor. Depremde hayatını kaybeden bazı bireylerin YÖK kayıtları silinerek, boş kalan diplomalar başkalarına aktarıldı. Gerçek kamu personelinin kimlik ve fotoğrafları değiştirilip, sahte e-imzalar üretildi. Mezun olmayan kişilerin doçent yapıldığı ve not yükseltme yoluyla kariyerlerinde hızlı terfiler sağlandığı belirlendi.
Sanıklar arasında e-imza üreticileri, sistem operatörleri ve bağlantı sorumluları bulunmaktadır. Yapının liderleri Y.A., G.K., M.Y., O.G. gibi kişilerin BTK, MEB, Göç İdaresi, ÖSYM ve üniversite sistemlerine yetkisiz erişim sağladığı sonucuna ulaşıldı.
Sahte e-imzaların, öğrenci işleri daire başkanları, BTK Başkanı ve yardımcıları, YÖK daire başkanı, akademisyenler ve MEB yöneticileri adına düzenlendiği, kimliklerin gerçek fotoğraflarla eşleştirilerek sistemlere sızıldığı tespit edildi. İddianamede; Anadolu, Yıldız Teknik, ÇOMÜ, İnönü, Mersin, Uludağ, Atatürk, Erciyes, Ağrı İbrahim Çeçen, BTK, YÖK’in de aralarında bulunduğu toplamda 14 kurumun yöneticileri adına sahte e-imzalar üretildiği belirtildi.
Organize yapı, yüzlerce kişiyi illegal yollarla kamu sistemlerine yerleştirdi. Sahte mezunlar arasında akademisyenler, mühendisler, öğretmenler, psikolojik danışmanlar, eczacılar ve hukukçular yer aldı. Bazı usulsüzlükler şu şekilde sıralandı:
İddianamede öne çıkan bir başka isim de Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu’dur. Osmanoğlu’nun, İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden sahte bir mezuniyet kaydı ile YÖK sistemine yerleştirildiği, ancak YÖK’ün resmi yazısında onun okul kaydı veya mezuniyet belgesine rastlanmadığı belirtilmiştir.
Osmanoğlu’nun e-devlet sistemi üzerinden mezuniyet sorgusu yaptığı da tespit edilmiştir. Soruşturma henüz tamamlanmadığı için ona ait dosya ayrıldı. İddianamede Osmanoğlu ile ilgili olarak; “Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu hakkında soruşturma işlemleri tamamlanmadığından bu kısımda gösterilmemiştir. Soruşturma tamamlandığında, yeterli delile ulaşılması halinde birleştirme talepli kamu davası açılacaktır.” ifadesine yer verilmiştir.
Sanıklar; resmi belgede sahtecilik, bilişim sistemine izinsiz erişim, kişisel verilerin hukuka aykırı elde edilmesi, ÖSYM Kanunu’na muhalefet, nitelikli dolandırıcılık ve suç örgütü kurma gibi suçlardan Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanacaklar.
Bu soruşturma, sahte e-imza ve diploma suistimalinin bireysel çıkarlar ile sınırlı olmadığını, doğrudan devletin dijital güvenlik alanına yönelik organize bir saldırı olduğunu gözler önüne seriyor. Boşalan diplomalar, not manipülasyonları ve sahte atamalar, sadece bir adalet meselesi değil; aynı zamanda ciddi bir ahlaki ve yapısal çöküşü de gözler önüne seriyor. Elde edilen bulgular, akademik sistemin köklü bir reform gerektirdiğini göstermektedir.
Trump’tan Fed Başkanı Powell’a çok sert sözler: Çok aptal