BM 80. Genel Kurulu’nda Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Ruh Sağlığı Tartışıldı
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar, Ruh Sağlığı ve İyilik Halinin Teşviki” başlıklı oturumda Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu’na hitap etti. Toplantının, küresel dayanışma ve ortak sorumluluk gerektiren sağlık sorunlarına dikkat çektiğini belirtti.
Küresel Bir Sorun: Sağlık, Sosyal ve Ekonomik Boyutlar
Memişoğlu, bulaşıcı olmayan hastalıklar ile ruh sağlığı sorunlarının yalnızca tıbbi değil; aynı zamanda sosyal ve ekonomik etkileri olan küresel yükler olduğunu vurguladı. Bu sorunlarla başa çıkmanın güçlü, kapsayıcı ve erişilebilir sağlık sistemleri gerektirdiğini ifade etti.
Koruyucu Sağlık ve Sistemsel Yaklaşımlar
Etkin mücadele için birinci basamak sağlık hizmetleri ve dijital sağlık çözümlerinin yaygınlaştırılmasının önemine dikkat çekildi. Bakan, Türkiye’de kronik hastalıkların kontrolünde önleyici yaklaşımları ve toplumun her kesimine ulaşan hizmet modellerini güçlendirdiklerini aktardı.
- Birinci basamak sağlık hizmetlerinin erişilebilirliğinin artırılması
- Dijital sağlık uygulamalarıyla erken teşhis ve izleme mekanizmalarının genişletilmesi
- Koruyucu sağlık programları ve toplumsal farkındalık çalışmaları
“Sağlıklı Türkiye Yüzyılı” Vizyonu
Bakan Memişoğlu, “Sağlıklı Türkiye Yüzyılı” vizyonu kapsamında gelecek nesilleri korumaya yönelik sürdürülebilir bağışıklama ve erken tanı programları oluşturduklarını belirtti. Bu yaklaşımlar sayesinde mevcut hastalıklarla mücadele ederken, aynı zamanda geleceğin sağlık risklerini azaltmayı hedeflediklerini söyledi.
Uluslararası İş Birliğinin Önemi
Bulaşıcı olmayan hastalıklar ve ruh sağlığı alanında tek ülkenin çabalarının yeterli olmayacağını; kaynak paylaşımı, ortak stratejiler ve artan iş birliği ile başarıya ulaşılabileceğini vurguladı. Küresel düzeyde koordinasyonun güçlendirilmesi çağrısında bulundu.
Sağlık Hakkı ve İnsanlık Değerleri
Sağlık hakkını insan onurunun temel unsuru olarak nitelendiren Memişoğlu, bu hakkın ihlal edildiği durumlara tepki gösterdi. Özellikle çatışma bölgelerinde sağlık tesislerine ve acil yardım araçlarına yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunu belirtti.
Gazze’de yaşanan gelişmelere değinerek, sivillerin—özellikle kadınlar ve çocukların—temel sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılmasının insanlığın ortak vicdanını zorladığını söyledi. Bu tür trajedilerin uluslararası toplum tarafından güçlü bir biçimde karşılanması gerektiğini ifade etti.
Konuşmasını, sağlık kuruluşlarının güvenliğinin sağlandığı, ambulans ve sağlık personelinin hedef alınmadığı; yaşamın ve umudun korunduğu adil bir dünya kurma çağrısıyla sonlandırdı ve evrensel insani değerlere destek verenlere teşekkür etti.