Batı Anadolu’da Faylar Kırılmayı Bekliyor: Bölgedeki Deprem Riski Artıyor
Batı Anadolu kabuğunun yılda yaklaşık 40 milimetre güneybatıya doğru hareket ettiği ve bölgede 200 civarında fayın düzenli aralıklarla deprem üretebilme potansiyeli taşıdığı belirtiliyor. Bu fayların bir kısmı yakın geçmişte kırılmış olmasına karşın, büyük bölümü hâlâ gerilim biriktiriyor ve belirli zaman aralıklarında 6 ile 7 büyüklüğünde sarsıntılar oluşturabilecek kapasitede.

Jeotermal Alanlar Sarsıntıları Uzatıyor
Batı Anadolu’nun iç kesimlerinde yoğun jeotermal faaliyetler bulunuyor. Jeotermal sistemlerin varlığı, faylarda oluşan titreşimlerin daha uzun süre devam etmesine neden olabiliyor. Bu nedenle Simav ve Sındırgı gibi jeotermal yörelerde deprem hareketliliğinin etkileri uzun soluklu olabiliyor.
Simav ve Gelenbe Faylarının Özellikleri
Simav Fay Zonu yaklaşık 200 kilometre uzunluğunda olup, kendi içinde yedi ayrı segmente ayrılmış durumda. Bu segmentlerin her biri 6.0 ile 7.2 arasında sarsıntılar üretebilecek güçte. Bölgede geçmişte can ve mal kaybına yol açan büyük sarsıntılar yaşanmış, son yıllarda ise fayların bazı kesimlerinde hareketlilik gözleniyor.
Simav fayına dik doğrultuda yer alan Gelenbe Fayı, tipik bir transfer fay niteliği taşıyor; üzerine gelen gerilimi kendi doğrultusu boyunca kuzeye ya da güneye aktarabiliyor. Bu mekanizma doğrudan kırılma yerine gerilimin başka fay zonlarına iletilmesine yol açıyor. Kuzeye aktarım durumunda Balıkesir yönünde, güneye aktarımda ise Akhisar ve Soma çevresinde risk artışı meydana gelebilir.
İzmir ve Ege Bölgesi: Aktif Faylar ve Beklenen Zamanlama
Ege Denizi ve çevresinde yaklaşık 40 kadar fay tespit edilirken, bunların 17’si kara parçası üzerinde yer alıyor. Bölgedeki en son yıkıcı kara depremi 17. yüzyıla, 1688 yılına kadar uzanıyor; uzun süredir yıkıcı bir deprem meydana gelmedi. 30 Ekim 2020’de yaşanan 6.6 büyüklüğündeki sarsıntı Sisam merkezli olup, bölgeye ait kara içi fayların kırılmasıyla oluşan bir olay değildi.
Son yıllarda yapılan detaylı çalışmalar, İzmir çevresindeki fayların sismik geçmişlerini, en son hangi yıllarda etkin olduklarını ve iki etkinlik arasındaki süreleri ortaya koydu. Bu veriler, bazı fayların artık deprem üretme zamanlarının yaklaştığına işaret ediyor.
Özellikle Tuzla, Gülbahçe ve Seferihisar hatlarında yapılan analizler, bu fayların önümüzdeki dönemde önemli sarsıntılar üretebilme ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor. Bu kapsamda kentin deprem karşısında hazırlanması gerektiği vurgulanıyor.
Hazırlık ve Önlem Çağrısı
Yerleşim birimlerinin ve altyapının depreme dayanıklı hale getirilmesi, erken uyarı ve risk azaltma planlarının güncellenmesi önem taşıyor. Bölgesel fay gözlemleri ve periyodik sismik çalışmaların sürdürülmesi; yerel yönetimler, kurumlar ve halkın birlikte hareket ederek hazırlık seviyesini artırması gerektiği bildiriliyor.