İsrail, ABD’den Mısır’ın Sina’daki Askeri Faaliyetlerine Müdahale Etmesini Talep Etti

İsrail yönetimi, Mısır’ın Sina Yarımadası’nda askeri varlığını güçlendirdiğini öne sürerek ABD’den konuya müdahil olmasını istedi. İddialara göre bölgedeki bazı altyapı çalışmaları, bölgenin güvenlik dengesini değiştirebilecek nitelikte.

İddialar: Pist genişletme ve yer altı tesisleri

Yetkililer, Sina’daki hava üslerindeki pistlerin genişletildiğini ve bölgede füze veya mühimmat depolamaya uygun yer altı tesisleri inşa edildiğini iddia etti. Ancak bu tesislerde gerçekten silah depolanıp depolanmadığı bağımsız kaynaklarla teyit edilmedi.

Diplomatik temaslar ve askeri gözlemler

İsrailli yetkililer, Mısır ile hem diplomatik hem de askeri kanallardan iletişim kurduklarını ancak net bir açıklama alamadıklarını belirtti. Doğrudan görüşmeler sonuç vermeyince, Washington’dan konunun takibi ve gerekirse müdahale edilmesi talep edildiği bildirildi.

Ayrıca çok uluslu bir gözlem gücünün Sina üzerindeki hava devriyelerinde azalma olduğu ve bunun bölgedeki durumu izlemede zorluk yarattığı öne sürüldü. Yetkililer, sahadaki izleme kapasitesindeki azalmanın gerilimi artırabileceği uyarısında bulundu.

Mısır’dan yalanlama

Mısırlı yetkililer ise bu iddiaları reddetti ve son dönemde söz konusu konuların Mısır gündeminde olmadığını savundu. Resmi makamlar, bölgedeki faaliyetlerin savunma amaçlı olduğunu belirten açıklamalar yapma eğiliminde.

Bölgesel endişeler ve barış anlaşması riskleri

İsrail tarafı, bu gelişmelerin 1979’daki barış anlaşmasının ruhuna zarar verebileceği ve bölgedeki normalleşme çabalarını olumsuz etkileyebileceği endişesini dile getiriyor. Mısır yönetimiyle ilişkilerin, anlaşmanın getirdiği hassas dengeler göz önünde bulundurularak sürdürülmesi gerektiği vurgulanıyor.

Ne oldu, ne olabilir?

Mevcut iddialar doğrulanana kadar gerçeğin netleşmediği belirtiliyor. Bölgedeki askeri altyapı değişiklikleriyle ilgili bağımsız denetimlerin veya uluslararası gözlemlerin artırılması, gerçeğin ortaya çıkmasında belirleyici olabilir. Diplomatik kanalların açık tutulması ise tansiyonun düşürülmesi açısından önem taşıyor.