40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
Milli Savunma Bakanlığı, 6 Temmuz 2025’te gerçekleştirilen Pençe-Kilit Harekâtı kapsamında 852 rakımlı tepede meydana gelen trajik olayla ilgili yapılan idari tahkikatın sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Açıklamada, 12 askerin şehit olmasına neden olan bu olayda, herhangi bir disiplin zafiyeti, kontrol eksikliği ya da doğrudan bir ihmal ya da kasıt bulunmadığı vurgulandı.
MSB tarafından yapılan açıklamada, “Olay sırasında görevli olmayan bazı personelimizin, silah arkadaşlığı duygusuyla kendi canlarını hiçe sayarak emir beklemeden mağaraya girdiği ve arkadaşlarını kurtarma kararlılığı sayesinde daha ağır sonuçların yaşanmasının önüne geçtiği tespit edilmiştir.” ifadesi yer aldı.
“6 Temmuz 2025 tarihinde, Pençe-Kilit Harekâtı bölgesindeki 852 rakımlı tepede bulunan mağarada yürütülen arama ve tarama faaliyetleri sırasında 12 kahraman silah arkadaşımızın şehit olduğu olaya dair gerçekleştirilen idari tahkikatta; Pençe Serisi Harekâtlarının başlangıcı olan 2019 yılından, olayın yaşandığı 6 Temmuz 2025 tarihine dek, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 3 bin 764 mağaranın arama, tarama ve imha işlemleri gerçekleştirildi. Daha önce benzeri bir olayın yaşanmadığı, 3 bin 765’inci mağara olan olayın meydana geldiği yerin, mağara operasyonları için oluşturulan ekibin (METİ/PMKİ timi dâhil) birlikte mağara arama tarama eğitimi aldığı ve 1-5 Temmuz 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen keşif ve arama-tarama faaliyetlerinde herhangi bir olumsuz emareye rastlandığı tespit edilmiştir.
Olayın gerçekleştiği gün, keşif köpeği mağaraya gönderilmiş; olumsuz bir duruma rastlanmadığı görüldükten sonra gaz ölçümüne ihtiyaç duyulmamış, akabinde mağaraya usulüne uygun şekilde girilmiş ve arama-tarama faaliyetine başlanmıştır. Kurtarma faaliyetleri; birlik personeli, KBRN Timi, UMKE, AFAD ve TTK (Türkiye Taşkömürü Kurumu) gibi unsurlarla birlikte usulüne uygun bir biçimde gerçekleştirilmiş, mağaranın girişinde önceden hazır bulundurulan oksijen tüpleri ve maskeleri personelin tahliye ve tedavisinde kullanılmıştır.
Olaydan etkilenen personele, olay yerinde bulunan 5 doktor ve sağlık ekibi tarafından derhal müdahale edilmiş ve hastaneye sevkleri sağlanmıştır.
Son on yıldaki tecrübeler ışığında yapılan incelemelerde; olayda doğrudan bir ihmal ya da kasıt unsurunun bulunmadığı, hiçbir disiplin zafiyeti veya kontrol/yönetim eksikliğinin söz konusu olmadığı, olay sırasında görevli olmayan bazı personalarının, silah arkadaşlığı duygusuyla kendi canlarını hiçe sayarak emir beklemeden mağaraya girdiği ve kurtarma kararlılığı sayesinde daha ağır sonuçların yaşanmasının önüne geçtiği belirlenmiştir.
Sonuç olarak, yaşanan bu olay; istisnai, öngörülemez ve olağan dışı bir durum olarak gelişmiş ve hepimizi derinden etkileyen sonuçlar doğurmuştur. Bu nadir olay sonrasında, benzer durumların bir daha yaşanmaması için gerekli dersler çıkarılmış, ilave önlemler hızla hayata geçirilmiş ve idari tahkikat sonuç raporu, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmiştir. Bu vesileyle şehit olan kahraman silah arkadaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet; kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ve asil milletimize başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Suriye hükümeti ile terör örgütü SDG arasında yaşanan çatışmalarla ilgili olarak, “SDG terör örgütünün 10 Mart 2025 tarihinde Suriye hükümetiyle imzaladığı mutabakata uygun hareket etmediği sahada gözlemlenmektedir. Suriye’nin güneyinde meydana gelen çatışmalardan güç alarak, terör örgütü SDG’nin son dönemde sesinin gür çıktığı gözlemlenmektedir.” açıklamasını yaptı.
Geçtiğimiz günlerde SDG’nin Münbiç ve Halep kırsalında Suriye hükümetine yönelik saldırıları, Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne zarar vermektedir. Bizim duruşumuzda ise bir değişiklik yoktur. Türkiye, Suriye’nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü desteklemeye devam edecektir; bu doğrultuda, Suriye yönetiminin terör örgütleriyle mücadelesini desteklemeye, savunma ve güvenlik kapasitesini artırmak amacıyla talep ettiği eğitim, danışmanlık ve teknik destek çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir.
Bakanlık kaynakları, Doğu Akdeniz’de yapılacak bir kablo döşeme çalışması için yayımlanan Navtex’in Türk kıta sahanlığını da kapsadığıyla ilgili sorular üzerine şunları söyledi:
“Doğu Akdeniz’de 18 Mart 2020 tarihinde BM’ye bildirdiğimiz kıta sahanlığındaki haklarımıza yönelik kararlılığımız hem masada hem de sahada daima gösterilmektedir. Uluslararası hukuk gereğince kıta sahanlığımızda yapılacak kablo/boru döşeme veya bilimsel araştırma faaliyetlerinin, kıyı devleti olan ülkemizle önceden koordine edilmesi gerekmektedir. Bu kural dolayısıyla kıta sahanlığımızda izinsiz hiçbir faaliyete izin vermeden gerekli takip ve izlemeleri sürdürmekte, ülkemizi yok sayan hiçbir faaliyet ve projeye (Great Sea Interconnector Projesi gibi) geçit vermemekteyiz. Bu çerçevede, 05 Ağustos 2025 tarihinde Cebelitarık bayraklı FUGRO GAUSS gemisinin jeofizik araştırmaları için yayımlanan NAVWARN duyurusunun, kıta sahanlığımızı ihlal ettiği tespit edilmiştir. Bunun üzerine Dışişleri Bakanlığımız gerekli uyarıları yapmış ve Bakanlığımız da karşı Navtex’ini yayımlamıştır. Ayrıca gerekli tedbirlerin alınması için bölgede hava ve deniz unsurlarımız görevlendirilmiştir. Söz konusu geminin faaliyetleri yakından takip edilmektedir. Kıta sahanlığımızı ihlal etmeye kalkmaları durumunda gerekli işlemler sahada yapılacaktır.”
Günün siyaset bombası: İki parti, tek çatı altında birleşiyor; cumhurbaşkanı adayları da belli