40,7086$% 0.17
47,4348€% -0.19
54,7910£% 0.05
4.436,09%0,26
3.397,30%0,06
10.972,63%0,15
Fed’in faiz politikasıyla ilgili belirsizlik devam ediyor. Morgan Stanley, enflasyon tehdidinin istihdamdaki zayıflığı gölgede bıraktığını ifade ederken, Fed’in faiz indirimine gidip gitmeyeceği konusunda sürpriz bir tahminde bulundu.
Başkan Donald Trump’ın tarifeleri konusundaki belirsizlik nedeniyle Fed son toplantısında faizi sabit bırakma kararı aldı. Ancak piyasalar Eylül ayı için faiz indirimi umudunu sürdürmekte.
ABD Merkez Bankası, borçlanma maliyetlerini %4,25 ile %4,5 arasında değiştirmeden bırakmayı tercih etti. Politika yapıcılar, Trump’ın tarifelerinin etkisinin daha netleşmesiyle birlikte “bekle ve gör” yaklaşımının ihtiyatlı olduğu konusunda hemfikir oldular.
Fed, hem enflasyon hem de istihdam üzerinde dengeli bir görev yürütmekte ve bu durum onu karmaşık bir ikilem ile karşı karşıya bırakmakta. Son veriler, tarifelerin vergi uygulanan ürünlerde fiyat artışlarını etkilediğine işaret ediyor. Bu da faizlerin daha uzun süre yüksek kalması gerektiği argümanını güçlendiriyor.
Morgan Stanley analistleri, yayımladıkları bir notta şu ifadeleri kullandılar:
“Enflasyonun ne kadar yükseleceği, ne kadar süreyle devam edeceği ve tarifelerin enflasyon üzerindeki etkisinin ne kadar geniş bir yayılma göstereceği hâlâ belirsizliğini koruyor.”
Morgan Stanley analistlerine göre, fiyat artışlarının ve zayıf istihdam artışının bir arada olması, enflasyonun Fed için “yıl sonuna kadar daha büyük sorun” teşkil etmesine yol açmakta. Bu nedenle, Wall Street’teki diğer birçok finans kuruluşunun aksine, Fed’in bu yıl faiz oranlarını düşürmesini beklemiyorlar.
Seth Carpenter liderliğindeki Morgan Stanley analistleri, “Daha yavaş işgücü talebi aşağı yönlü riskler oluşturuyor, ancak enflasyon hedefin üzerinde ve yükseliyor.” ifadelerini kullandılar.
Piyasalar, FedWatch verilerine göre, Eylül ayında faiz indirimine %88 olasılık tanımakta.
Fed Eylül toplantısında faizleri sabit bırakırsa, doların uluslararası ölçekte değer kazanması öngörülüyor. Yüksek faiz oranları, ABD varlıklarını yatırımcılar için çekici hale getirirken, dolar endeksinde yukarı yönlü hareketlere neden olabilir.
Bu durum, gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde baskı yaratabilir. Türkiye özelinde ise dolar/TL’de yukarı yönlü riskler artış gösterebilir. Analistlere göre, Fed’in “bekle-gör” tutumunu sürdürmesi halinde, TL küresel dolar talebinden olumsuz etkilenebilir.
İTO Başkanı Avdagiç: İsrail’in Gazze saldırısı tam bir haydutluk