40,9157$% 0,77
47,9224€% 1,05
55,5534£% 1,01
4.410,52%0,05
3.335,74%0,03
10.870,57%0,43
Genç, yazılı açıklamasında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “ekonomiye güven vereceğim, enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğim” vaadiyle göreve başladığını, fakat geçen iki yıl içinde bu hedeflerin sürekli ötelendiğini ve vatandaşların yükünün arttığını dile getirdi.
Şimşek görevi devraldığında yıllık Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yüzde 39,59 seviyesindeydi; bugün ise yüzde 33,52 seviyesine geriledi. Genç, bu durumu şu sözlerle ifade etti:
“İki yılda hedef tarihi 2026’dan 2027’ye ertelenmiş durumda. Ekonomideki gerçek durum, iktidarın sunduğu başarı hikâyesi değil, bir çöküştür. Şimşek, 26 Ekim 2024’te ‘enflasyon 2026 sonunda tek haneye iner’ dedi; 6 Ağustos 2025’te ise ‘tek hane 2027’de’ şeklinde bir yeni tarih vererek hedefi bir yıl ileri aldı. Yani zaman ilerliyor ama halkın yaşadığı ekonomik zorluk devam ediyor.
Faiz oranlarındaki tablo oldukça dikkat çekici. Şimşek görevine başladığında politika faizi yüzde 8,5’ti, TCMB bu oranı 22 Haziran 2023’te ilk adım olarak yüzde 15’e yükseltti, ve Mart 2024’te yüzde 50 tavanına ulaştı. Bugün ise bu oran yüzde 43 olarak karşımıza çıkıyor. Bu kadar kısa sürede meydana gelen ani artış ve ardından gelen indirim, yönetimsel öngörü eksikliğinin en açık göstergesi. İktidarın yüksek faiz, yüksek döviz kuru ve yüksek enflasyon sarmalından kurtulamadığını görüyoruz. Bunun bedelini ise üreticiler, esnaf, çiftçiler ve işçiler ödüyor.
Dolar/TL, Şimşek döneminde 5 Haziran 2023 sabahı 21,13 seviyesindeydi; mevcut durumda ise 40,89 seviyesine kadar çıktı, yani yaklaşık yüzde 93 artış yaşandı. Euro/TL aynı gün 22,60 iken bugün 47,79; bu da yüzde 111 artış demek. Gram altın 5 Haziran 2023’te bin 031-37 lira arasında işlem görmekteyken, günümüzde 4 bin 392 lira seviyesine yükseldi, bu artış ise yüzde 232. Bu durum yalnızca yatırımcıları değil, ithalata dayalı üretim yapan sanayicilerden tüketicilere kadar herkesin alışveriş gücünü etkiliyor. Türkiye’de artık insanların düğünlerde bir çeyrek altın takabilmesi dahi zorlaşmış durumda. Bu durum, ekonomi yönetiminin sunduğu başarı hikâyesinin bir yansıması değil, tam tersine bir başarısızlık belgesidir.
TÜİK verilerine göre Temmuz 2025’te yıllık enflasyon yüzde 33,52 seviyesinde. Ancak halkın hissettiği gerçek enflasyon, kiralardan gıdaya, ulaşımdan hizmetlere kadar çok daha yüksektir. İki yılda tek haneli enflasyon vaadi ertelenmiş, hedefe ulaşma konusunda güven sağlanamamıştır. İktidar rakamlarla oynamakla kalırken, milletin sofrasındaki ekmek giderek küçülmekte. Çocuklar eğitimlerine aç gidiyor, emekliler temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekiyor, esnaflar dükkan kapatmak durumunda kalıyor. Bu durumu skorlara dönüştürmeye çalışmak gerçeği değiştirmiyor.
Geldiğimiz nokta şu; Şimşek’in programı, vatandaşın sofrasındaki ekmeği artırmadı. Dolar iki katına çıkarken, euro iki katı aşan artışlar kaydetti, altın ise üç katına kadar yükseldi. Faiz oranı yüzde 8,5’tan yüzde 50’ye çıkarılıp sonra yeniden yüzde 43’e indirilerek ‘yüksek maliyet–yüksek belirsizlik’ politikası dayatıldı. Ekonomik istikrar, kurallı ekonomi ve bağımsız kurumlar olmadan sağlanamaz. Ekonomide kalıcı iyileşme, günü kurtaran pansumanlarla değil; şeffaflık, adil gelir dağılımı ve bağımsız kurumlarla mümkündür. Önemli olan, hukukun üstünlüğü ilkesine ve Anayasa’nın gereklerine riayet etmektir. Kuralları yok sayan bir yönetim, ne enflasyonu düşürebilir ne de topluma güven verebilir. Türkiye’nin ihtiyacı, vatandaşın haklarını ve hukukunu savunan bir ekonomi yönetimidir.
Elektrikli araç sarjı yapan şirketlere milyonlarca liralık ceza