Anayasa’daki “Türk” Tanımı: Hukuki ve Siyasi Bir Vasfa İlişkin Açıklama
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Anayasa’nın 66. maddesindeki “Türk” ifadesinin etnik veya kültürel bir tanım değil, hukuki ve siyasal bir nitelik taşıdığını vurguladı. Açıklamada, maddenin vatandaşlık temelinde millet tanımladığının altı çizildi.
66. Maddenin Kökeni ve Anayasal Süreklilik
Açıklamaya göre, 66. maddenin kökleri 1924 Anayasası’na kadar uzanıyor. O dönemde şekillenen yaklaşım, milletin vatandaşlık bağıyla kurulan siyasi ve hukuki birlik olarak tanımlanmasını esas alıyor. Bu perspektifin, etnik, dini ya da mezhepsel kimlikleri ortadan kaldırmayı amaçlamadığı belirtildi.
Kimlik ve Devlet İlişkisi
Devletlerin herhangi bir kimliğe varlık verme veya onu yok sayma gücüne sahip olmadığına dikkat çekildi. Bazı iddiaların tarih ve hukuk bilgisinden yoksun olduğu savunularak, 66. maddenin vatandaşlık tanımı yapmadığı, aksine vatandaşlık temelinde millet tanımı getirdiği ifade edildi.
Sorun Kurucu Kodlarda Değil, Uygulamada
Ülkenin kurucu ilkelerinin sağlam olduğu, sorunların daha çok uygulamadaki aksaklıklardan kaynaklandığı dile getirildi. Milli kimliğin ve milletin temsilî demokrasi, hukuk devleti ve refah toplumu için gerekli olduğu vurgulandı. Vatandaşlık ile millet kavramlarının sıkça karıştırıldığına dikkat çekildi.
Vatandaşlığın, devlet ile birey arasındaki hukuki bağ olduğu; hak ve özgürlüklerin tamamının bu statü üzerine kurulduğu belirtildi. 66. maddeye yöneltilen eleştirilerin büyük kısmının kavramsal hatalar içerdiği kaydedildi.
Milletin Kriteri: Vatandaşlık
Modern devlet anlayışında egemenliğin sahibinin millet olduğu, bu anlayışın Osmanlı’dan Cumhuriyet’e anayasal bir süreklilik içinde taşındığı hatırlatıldı. Tarihsel metinlerde vatandaşlık bağına dayalı tanımlamaların yer aldığı, cumhuriyet döneminde de aynı çizginin sürdürüldüğü ifade edildi.
Bu bağlamda, milletin üyesi sayılmanın tek ölçütünün vatandaşlık olduğu vurgulandı; dolayısıyla kimlik tartışmalarının hukuki ve tarihsel çerçeveden koparılarak yürütülmemesi gerektiği belirtildi.
1982 Anayasası ve Gelenek
1982 Anayasası’nın, 1924 geleneğini sürdürdüğü, millet tanımının vatandaşlık esasına dayandığı ifade edildi. 66. maddenin amacı vatandaşlığı tarif etmek değil, egemenliğin sahibi olan milleti tanımlamak olarak açıklandı.
Anayasal Tanımın Kapsayıcılığı
Sonuç olarak, Anayasa’daki “Türklük” tanımının dışlayıcı olmadığı; aksine kapsayıcı, hukuki bir nitelik taşıdığı belirtildi. Devletin temelinin vatandaşlık bağı olduğuna işaret edilerek, kimlik tartışmalarının tarihsel ve hukuki çerçevede ele alınması gerektiği vurgulandı.