40,7086$% 0.17
47,4348€% -0.19
54,7910£% 0.05
4.436,09%0,26
3.397,30%0,06
10.972,63%0,15
Yalçın, Anadolu Yayıncılar Federasyonu’nun gerçekleştirdiği “Anadolu Sohbetleri” etkinliğinde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Burada, toplu sözleşme sürecine yönelik değerlendirmelerde bulunarak gelen soruları yanıtladı.
Yaklaşık 4 milyon memur ile 2 milyon emekli memuru doğrudan ilgilendiren bir sürecin yürütüldüğünü ifade eden Yalçın, 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinin, 12 Ağustos’ta ilk teklifin sunulmasıyla birlikte son bir haftalık bir aşamaya gireceğini belirtti.
Kamuda aynı statüde çalışan kesimler arasında ücret dengesizliği olduğuna dikkat çeken Yalçın, şu ifadelerde bulundu:
“Bir kişinin memur, diğerinin işçi olarak adlandırılması bu dengesizlikten kaynaklanıyor. Okumanın, memur olmanın veya emek harcamanın değerinin kalmadığı bir kıyaslamayla karşı karşıyayız. Şu an en düşük memur maaşının Ocak 2026 itibarıyla 67 bin liranın üzerinde olması gerekiyor. Bazılarına göre, ‘Memur-Sen’in önerileri çok yüksek.’ gibi yorumlar yapılıyor. Ancak Memur-Sen’in önerileri yüksek değil, memurun maaşı düşük. Bu durum oldukça açık. Merkez Bankası’nın enflasyon hedefleri üzerinden bir değerlendirme yapmak istemiyoruz. Maliye Bakanlığı’nın bize gerekçelerle değil, piyasa gerçekleriyle yaklaşmasını bekliyoruz. Bu nedenle ayın 12’sinde gelecek teklif hayati önem taşıyor.”
Yalçın, kamu emeklilerine ilişkin yaşanan sorunları vurgulayarak, “Emekli kamu görevlilerinin ciddi stresler yaşadığını gözlemliyoruz. Çünkü görev aylığıyla emekli aylığı arasındaki fark açıldı. Kişi emekli olduğunda görevdeyken aldığı ücretin yüzde 70-80’ini alırken, şimdi bu oran yüzde 50’nin altına düştü. Yani 30 yıl çalışan bir memurun emekli aylığı 25 bin lira oluyor. Asgari ücret ise ne kadar? 22 bin lira. Yani asgari ücret kadar emekli aylığı ile geçinmek neredeyse imkânsız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025 yılına “Aile Yılı” olarak vurgu yapmasının önemine dikkat çeken Yalçın, çocuk ve eş yardımlarının artırılması gerektiğini dile getirdi.
Devletin en büyük sosyal politika aracının süregeldiği toplu sözleşme süreci olduğunu belirten Yalçın, bu süreçte gelir dağılımında adalet sağlamanın ve alım gücünü artırmanın en önemli konular arasında olduğunu ifade etti.
Yalçın, bir gazetecinin toplu sözleşmedeki zam teklifine dair sorusuna şu şekilde yanıt verdi: “Bizim teklifimizin çeşitliliği göz önüne alındığında, taban aylığa 10 bin lira dediğimiz şey, herkes için eşit olarak yansıyacağı için yukarısı fazla, aşağısı daha az olan tartışmasını ortadan kaldırıyor. Masaya en düşük devlet memuru maaşının 74 bin lirayı bulması için geldik. Bu rakam aslında pek yüksek değil.”
Hükümetin 2026-2027 enflasyon hedefleriyle, Memur-Sen’in sunduğu teklif arasındaki farklılığa ilişkin değerlendirmesinde Yalçın, “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘2026’da enflasyonu yüzde 20, 2027’de ise tek haneli rakamlarda öngörüyoruz.’ diye bir açıklama yaptı. Bu onun için bir hedeftir fakat bizim için bir gerekçe değildir. Biz gerekçelerle değil, gerçeklerle hareket ediyoruz.” şeklinde konuştu.
Yalçın, diğer konfederasyonların çeşitli zam tekliflerini duyurduğuna dair hatırlatmalar üzerine, “Çok sayıda rakam dolaşıyor. Bu kafa karışıklığını gidermek adına masada yer alan üç konfederasyon başkanıyla bir toplantı gerçekleştirdik. Kafa karışıklığı yaşanmaması için aynı teklifi sunma kararı aldık. Fakat zaman darlığı nedeniyle bu fırsatı değerlendiremedik. Süreç içinde gerektiğinde konfederasyon başkanları olarak bir araya gelerek teklifi birleştirip tek bir teklif haline dönüştürebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Memur-Sen, en düşük memur maaşı için talep ettikleri rakamı duyurdu