DOLAR

41,1845$% 0,26

EURO

47,9223% 0,46

STERLİN

55,3343£% 0,32

GRAM ALTIN

4.691,86%-0,39

ONS

3.546,36%-0,36

BİST100

10.820,79%0,77

İkindi Vakti a 16:46
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU 29°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Güncellenme - 1 Eylül 2025 11:35
Yayınlanma - 1 Eylül 2025 11:35

Mehmet Uçum açıkladı: Türk vatandaşlığına yeni tanım mı geliyor?

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, 'Terörsüz Türkiye' adıyla başlatılan sürece ilişkin yaptığı açıklamada Anayasa'daki 'Türk vatandaşlığı' tanımının değişebileceğini söyleyerek yeni bir vatandaşlık tanımı yaptı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili, iktidarın ‘Terörsüz Türkiye’ kapsamında yürüttüğü ve terör örgütü PKK’nin sembolik olarak silah bırakmasıyla devam eden süreçle ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

Görüşlerini ileten yetkili, Anayasa’daki Türk vatandaşlığı tanımının değiştirilebileceğini belirterek, ‘Türk vatandaşlığı tanımının hukuki bir bağ olarak anayasada daha belirgin şekilde tanımlanması, ‘Etnik kimliğine ve dini aidiyetine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hukuken bağlı olan herkes Türk vatandaşıdır’ şeklinde bir hükmün konulması mümkün olabilir’ şeklinde konuştu.

“BU BİR DEVLET İNİSİYATİFİDİR”

Yetkili, süreçle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’ye yönelik terör tehdidinin başladığı günden itibaren, terörün ortadan kaldırılması, Millî Devlet güçleri ve demokratik iradenin sürekli hedefi olmuştur. Daha evvel de bu hedefe ulaşmak için güvenlik pratiği dışında çeşitli girişimlerin yapıldığı biliniyor. Dolayısıyla ‘Terörsüz Türkiye Hedefi’ adı verilen bu yeni aşama, terörün ortadan kaldırılmasına yönelik, özellikle Cumhurbaşkanı yönetimlerinde devletin geliştirdiği çok yönlü ve çok katmanlı stratejinin son aşaması olarak görülmelidir.

Bu aşamanın 2024 Ekim ayıyla başlaması, birçok koşulun bir araya gelmesinin sonucudur. Bu koşullar arasında, ülke içinde terörle mücadele pratiklerinin kesintisiz sürdürülerek başarı sağlanması, terör üzerindeki vesayetin ortadan kaldırılması için siyasi ve hukuki kararlılığın artması, sınır ötesi güvenli alanların oluşturulması ve terörle ilişkili güçlerle mücadelede fiili ve diplomatik başarı elde edilmesi sayılabilir.

“SÜRECİN ADI; ÇÖZÜM DEĞİL, GEÇİŞ SÜRECİDİR”

Temel fark, terörle mücadelenin hem aktif hem destekleyici unsurlarına yönelik kararlı bir şekilde yürütülmesidir.

Bu sürecin adı, geçmişte benzeri olan bir ‘çözüm süreci’ değil, bir ‘geçiş süreci’dir. ‘Terörsüz Türkiye’ye geçiş, bir devlet inisiyatifi olarak belirlenmiş ve devlet politikası çerçevesinde yönetilmektedir. Bu geçiş sürecinin ön koşulları arasında terör örgütünün feshi ve silah bırakma kararı ile sürecin somut şekli ortaya çıkmıştır. Artık geçiş sürecini başarılı bir şekilde tamamlamak için yürütülen çalışmalar bulunmaktadır.

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DÖNEMİDİR”

Türkler ile Kürtler arasındaki kardeşliği hedefleyen terörün her alanda sona erdirilmesi, demokratik siyasetin yükümlülüklerini hafifletecektir. Bu nedenle terörün eylemine, diline, vesayetine ve örgütüne son vermek için gerçekleştirilen her türlü çaba büyük bir önem arz etmektedir.

En önemlisi, terör vesayetinin sona ermesiyle aktörlerin bağımsız bir şekilde demokratik siyaset yapabilme imkânına kavuşmasıdır. Bu fırsatın değerlendirilebilmesi ve doğru yönlendirilmesi son derece kritik bir meseledir. Terör riskinin ortadan kalkması, demokratik siyasetin düşünsel alanını genişletecektir.

Aktif terör faaliyetlerinin sona ermesi, destekleyici unsurların da faaliyetlerini sona erdirecektir. Bu bağlamda, hukuki sınırlar içinde yeralacak enformel yapılar üzerindeki tedbirlere olan ihtiyaç azalacaktır.

Terörün sonlandığı bir ortamda Türkiye’nin coğrafi bütünlüğü, siyasi birliği ve güvenliği korunacak, Cumhuriyetin temel ilkelerine dayanan yeni bir anayasa hayata geçirmenin koşulları daha fazla olgunlaşacaktır.

“ETNİK DEĞİL, HUKUKİ BAĞ OLDUĞU DAHA AÇIK İFADE EDİLEBİLİR”

Öncelikle Kürt meselesinin ne ifade ettiğini netleştirelim. Türkiye’de 1980’e kadar geçen Cumhuriyet tarihinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanan olumsuz pratikler ve sosyal tartışmalar, demokrasi tarihimizde önemli bir yere sahiptir.

Demokrasi tarihimizi etkileyen en zor dönemlerden biri olan 12 Eylül faşizmi, Kürtlerin kimliklerinin reddi ve inkârı girişimlerine neden oldu.

Cumhurbaşkanı’nın yönetimlerinde Kürtlerin kimliklerinin tanınması ve anadillerinin serbest bırakılması gibi birçok kazanımlar sağlandı. Terörün sona ermesiyle barış ortamı da tesis edilmiştir.

Demokrasinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, yeni anayasa sürecinde her zaman değerlendirilecek konulardır.

Bu çerçevede; Türk vatandaşlığı tanımının anayasa çerçevesinde daha belirgin hale getirilmesi üzerine düşünülebilir. ‘Etnik kimliğine ve dini aidiyetine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hukuken bağlı olan herkes Türk vatandaşıdır’ ifadesinin anayasaya geçirilmesi gündeme gelebilir.

“DAHA FAZLA DİLİN ÖĞRENİMİNE İLİŞKİN KANUNLAR DÜZENLENECEK”

Türkçe’nin devletin dili olması üzerinde herhangi bir tartışma olmamakla birlikte, diğer dillerin öğretimine ilişkin yasaların düzenlenmesi önerilebilir.

“YEREL MECLİSLER GÜÇLENDİRİLECEK”

Üniter yapıyı desteklemek amacıyla yerel meclislerin ve yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiği düşünülebilir. Ancak bu konuların tüm toplumun ortak meseleleri olması gerektiği unutulmamalıdır. Ayrılıkçı yaklaşımlarla değil, ortak politikalarla ele alınmalıdır.

ANAYASA’NIN TÜRK VATANDAŞLIĞI TANIMI

1982 yılındaki mevcut Anayasa’nın 66. maddesinde Türk vatandaşlığı şu şekilde tanımlanmıştır:

“Türk Devleti ile vatandaşlık bağı bulunan herkes Türk’tür. Türk babanın ya da Türk ananın çocuğu Türk’tür.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Fuhuş baskınında böyle yakalandılar! Patron 23, kadınlardan biri 17 yaşında

HIZLI YORUM YAP