İstanbul’u sallayan depremin ardından Üşümezsoy asıl tehlikeyi açıkladı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İstanbul açıklarında kaydedilen 3.7 büyüklüğündeki deprem, uzmanlara göre tehlike yaratacak boyutta değil. Deprem bilimi alanında görüş bildiren Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, yaşanan sarsıntının Karadeniz’in genel seyrine bakıldığında olağan olduğunu ve panik yapılmasına gerek olmadığını belirtti.

3.7 büyüklüğündeki sarsıntı neden endişe yaratmıyor?

Üşümezsoy, 3.7 büyüklüğündeki depremin çok küçük bir olgu olduğuna dikkat çekti. Bölgede meydana gelen bu tür sarsıntıların bazen yer kabuğunda sınırlı bir kopma ya da küçük sismik yansımalar sonucunda ortaya çıkabildiğini aktardı. Geçmişte Karadeniz kıyılarında zaman zaman daha büyük sarsıntılar kaydedilse de, mevcut hareketin geniş çaplı bir tehlike oluşturmadığını vurguladı.

Karadeniz bölgesinin tektonik özellikleri

Karadeniz’in jeolojik geçmişine değinen Üşümezsoy, bölgenin açılma sürecinin çok eski dönemlere dayandığını ve günümüzde yoğun tektonik aktivitenin azaldığını söyledi. Buna karşın kıyı kesimlerinde zaman zaman ters faylara bağlı olarak 5–5.5 civarında depremler olabileceğini, ancak bunların büyük yıkımlara yol açan ana deprem kategorilerinde yer almadığını belirtti.

Ege hattı: asıl risk buradan geliyor

Uzman, Türkiye’nin en dikkat edilmesi gereken sismik bölgelerinden birinin Ege’de bulunduğunu ifade etti. Manisa’dan Denizli’ye uzanan hatta, tarihsel dönemlerde önemli sarsıntılar görüldüğünü; Alaşehir ve Buldan çevresinin de jeolojik açıdan hareketli alanlar arasında yer aldığını aktardı. Bu hattın ülke içindeki deprem riski açısından öncelikli olduğunu söyledi.

Trakya bölgesinin durumu

Trakya, özellikle Edirne ve Kırklareli çevresi için düşük riskli bir havza olarak tanımlandı. Bölgenin yer şekilleri ve eski yapısı nedeniyle risk haritalarında daha az tehlike barındırdığı; Karadeniz’deki sınırlı fay hareketlerinin bu değerlendirmeyi köklü şekilde değiştirmediği vurgulandı.

Artan deprem kayıtları gerçek bir artış mı?

Sismik olayların son dönemde daha sık görülüyor algısının, teknolojik gelişmeler ve genişleyen sismik ağlarla ilişkili olduğunu söyleyen Üşümezsoy, küçük titreşimlerin artık daha kolay kayda geçtiğini belirtti. Bu durumun, deprem aktivitesinin mutlaka arttığı anlamına gelmediğini açıkladı.

Son olarak, Karadeniz’deki bu sarsıntının Kuzey Anadolu Fayı ile bağlantılı olmadığı ve şu an için endişe gerektirecek bir durum bulunmadığı ifade edildi.