41,7830$% 0,40
48,5895€% 0,78
55,8765£% 0,60
5.634,90%-0,58
4.018,32%1,05
10.720,36%-0,06
İsrail basınında yer alan değerlendirmeler, Türkiye’nin son yıllarda savunma ve teknoloji alanında kaydettiği ilerlemeyi öne çıkardı. Uzman yorumları, Ankara’nın atılımının yalnızca askeri kapasiteyi güçlendirmekle kalmayıp bölgesel dengeleri de etkileyebileceği yönünde.
Analizlerde, Türkiye’nin savunma hamlelerinin geniş bir vizyonun parçası olduğu; bu vizyonun merkezinde ise dışa bağımlılığı azaltma ve savunma teknolojilerinde özerkliği sağlama hedefinin bulunduğu vurgulandı. Söz konusu strateji, hem mühendislik kapasitelerini hem de diplomatik etki alanını dönüştürebilecek nitelikte görülüyor.
İsrailli yorumcular özellikle Bayraktar KIZILELMA projesine dikkat çekti. Yapılan son test uçuşlarında yerli mühimmatlarla gerçekleştirilen denemelerin başarılı olduğu, bunun sistem entegrasyonu ve ileride planlanan canlı atış testleri için önem taşıdığı belirtildi. Bu gelişme, insansız platformların sahadaki rolünü güçlendirme potansiyeli taşıyor.
Ayrıca KIZILELMA’nın milli savaş uçağı KAAN ile birlikte görev yapacak şekilde tasarlandığı; iki platformun ortak operasyon yeteneğinin Türkiye’yi sınırlı sayıda ülkenin erişebildiği bir teknoloji seviyesine taşıyabileceği ifade edildi.
F-35 programından çıkarılma sonrasında bile Türkiye’nin savunma teknolojilerinde ilerleme kararlılığı sürüyor. Uzmanlar, dış baskılara rağmen yerli üretim ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinin sürdüğünü, bunun da uzun vadede stratejik bağımsızlığa katkı sağlayacağını belirtiyor.
Diplomatik temasların, özellikle üst düzey görüşmelerin, F-35 programına geri dönüş ihtimalini gündeme getirebileceği yönünde değerlendirmeler de yapıldı. Ancak bu tür gelişmelerin zaman ve diplomasi gerektirdiği vurgulanıyor.
Deniz savunması alanında da önemli adımlar atıldığı belirtiliyor. ASELSAN tarafından geliştirilen GÖKSUR hava savunma sisteminin ilk canlı atış denemelerindeki başarısı, analistlere göre deniz güvenliğinde yeni bir dönemin işareti.
Genel değerlendirmeler, Türkiye’nin yalnızca bölgesel bir askeri aktör olmaktan çıkıp küresel düzeyde etkinlik gösterebilecek kapasiteye doğru ilerlediğini işaret ediyor. Savunma sanayindeki yerli ve milli atılımlar, ülkenin stratejik seçeneklerini genişletiyor ve dış politikada daha güçlü bir konum sağlamaya katkıda bulunuyor.
Bu dönüşümün önümüzdeki dönemde teknoloji transferleri, ortak üretim projeleri ve ihracat üzerinden nasıl şekilleneceği, bölgesel ve küresel aktörlerin tepkileriyle birlikte takip edilecek.
Alparslan Kuytul’dan ceza kesilen destekçilerine: ‘Hesabınızda para bırakmayın’