2025–2026 Küresel Büyüme Görünümü: Güncellenmiş Tahminler ve Riskler
Ekim 2025 tarihli ekonomik görünüm raporu, yılın ikinci yarısında küresel büyümede yavaşlama işaretleri bulunduğunu ancak genel tahminlerin göreceli olarak güçlü kaldığını ortaya koyuyor. Raporda, önceki projeksiyonlara kıyasla hafif bir aşağı yönlü düzeltme yapıldığı belirtiliyor.
Güncel Büyüme Tahminleri
Rapor, 2025 yılı için küresel büyümenin %3,2, 2026 için ise %3,1 civarında gerçekleşeceğini öngörüyor. Bu rakamlar, bir önceki yıla göre toplamda yaklaşık 0,2 puanlık bir aşağı revizyon anlamına geliyor.
Ticaret Politikalarının Etkisi
Yıl başında açıklanan geniş kapsamlı tarifelerin etkilerinin beklenenden sınırlı kaldığı değerlendirilse de rapor, ticaret gerilimlerinin yeniden tırmanması halinde küresel üretimde ek kayıplar yaşanabileceği uyarısını taşıyor. Özellikle yeni tarifelerin devreye girmesi durumunda gelecek yıl için küresel üretimin yaklaşık %0,3 azalabileceği hesaplanıyor.
Öne Çıkan Riskler
- Ağır şekilde yapay zekâ yatırımlarına yönelik aşırı iyimserlik ve olası piyasa düzeltmeleri, finansal dalgalanma riskini artırıyor.
- Çin özelinde devam eden yapısal zorluklar, küresel talep ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturabilir.
- Gelişmiş ekonomilerde artan mali yükler, kamu borç stoklarını ve bütçe esnekliğini sınırlayabilir.
- Merkez bankalarının bağımsızlığına yönelik politik müdahaleler, para politikası etkinliğini zayıflatabilir.
İyimser Senaryo ve Politikalar
Rapor, belirsizliklerin azalması, düşük tarifelere dönüş ve yapay zekânın verimlilik artışını desteklemesi halinde küresel üretimde kısa vadede yaklaşık %1’e varan bir yükseliş mümkün olabileceğini belirtiyor. Bu ihtimali güçlendirmek için önerilen öncelikler şunlar:
- Güveni yeniden tesis edecek şeffaf ve öngörülebilir politikalar uygulamak,
- Mali sürdürülebilirliği koruyacak bütçe yaklaşımlarını sürdürmek,
- Yenilik ve verimlilik artışını teşvik eden yatırımları desteklemek.
Sonuç olarak, küresel büyüme görünümü mevcut tahminler açısından dayanıklı gözükse de hem jeopolitik hem de ekonomik risklerin yakından izlenmesi, politika yapıcıların esnek ve hedef odaklı adımlar atmasını gerektiriyor.