İmamoğlu’nun milletvekillerine yolladığı kitapçıkta yer alan detaylar ortaya çıktı: İBB soruşturması şifreleri

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik devam eden mali soruşturmada iddianame bekleniyor. Tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun CHP milletvekillerine gönderdiği “İBB Kumpas Davası” başlıklı kitapçıkta yer alan bilgiler dikkat çekiyor. Kitapçıkta, 19 Mart’ta başlatılan İBB operasyonları kapsamındaki tutuklamalarda cezaevi koşullarına ve devam eden adli süreçteki delil yetersizliklerine vurgu yapıldı.

Kitapçık, İBB’ye yönelik soruşturmanın başlangıcıyla ilgili önemli ayrıntılar sunarken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in görevine 8 Ekim 2024 tarihinde başladığını, 19 Mart’taki soruşturmanın ise 18 Ekim 2024 tarihinde başladığını belirtiyor. İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı aday adaylığı için başvuru yaptığı tarihten sonra, 19 Mart’ta toplu gözaltıların başladığına dikkat çekiliyor. İBB dosyasında kısıtlılık kararı olmasına rağmen, savunma açısından soruşturma konusu olan olayların neredeyse tamamının iktidara yakın medya organlarına servis edildiği bildirildi.

Kitapçıkta, bazı tutuklamalarda hukuki çelişkilerin bulunduğu, Eski Medya AŞ Genel Müdürü Fatoş Pınar Türker ile Fatih Keleş’in oğlu Mustafa Keleş’in “rüşvet” suçuyla tutuklamaya sevk edildiği, ancak sevke konu olmayan “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklandığı ifade ediliyor.

Diğer yandan, soruşturmadaki resmi belgelerde geçen “Ekrem İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü” tanımının, savcılığın tercihi olduğu ve bu şekilde kamuoyunda bir algı oluşturulmaya çalışıldığına dikkat çekildi. Soruşturma dosyasındaki en önemli hususlardan biri, “yoğun delil yetersizlikleri” olarak belirtildi. İddiaların doğruluğunu kanıtlayacak somut deliller sunulamadığı için “etkin pişmanlık” stratejisinin devreye girdiği ifade edildi. Bazı tutuklamalara gerekçe olarak gösterilen HTS incelemelerinde, ismi geçen kişilerin aynı anda bir arada olmadıkları ortaya çıktı.

Kitapçıkta, iddialara konu olan ihale dosyalarının ilgili kurumlarca savcılığa gönderildiği, ancak şüphelilerin hangi ihalelerde ve hangi tutarda yolsuzluk ya da rüşvet yaptığına dair somut bilgilerin bulunmadığı ve bu bilgilerin ortaya konmadan tutuklamaların yapıldığı vurgulandı.

İlgili bölümde şu ifadelere yer verilmektedir: “Dosya kapsamında hemen hemen hepsi gizli veya husumetli tanıklara dayanan asılsız, mesnetsiz suçlamalar hakkında tek bir somut belge bulunamamıştır. Buna rağmen, ‘iddiaların’ kapsamlı olduğu algısını yaymak için iktidara yakın medya organlarında gerçeklikle hiçbir bağlantısı olmayan yayınlar yapılmıştır.” Soruşturma sürecinde tutuklu bulunanlara karşı “tecrit, tehdit, psikolojik baskı ve cezalandırma tehditlerinin” aylardır devam ettiği de vurgulandı. Ayrıca, tutuklananların cezaevine nakledilirken ve cezaevindeki yaşamlarıyla ilgili çeşitli sıkıntılar kitabın içinde mevcut.