Hukukçular, kurultay davasının ertelenmesini Cumhuriyet’e değerlendirdi: ‘Davanın hâlâ sürmesi garabet’

CHP’nin 38. olağan ve 21. olağanüstü kurultaylarının iptaline yönelik açılan davada erteleme kararının çıkmasını değerlendiren Yargıtay Onursal Daire Başkanı Hamdi Yaver Aktan, mahkemenin ara kararının yerinde olduğunu belirterek; “Davanın altı boş, CHP’nin olumsuz anlamda gündemde tutmak amacıyla hareket edildiği düşünülmelidir” dedi. Ankara Barosu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu ise “Ceza davasını bekletici mesele yapması gerekçesiyle ertelenmesini bekliyordum. Burada söylenmesi gereken, bu davanın hâlâ sürüyor olmasındaki garabet” ifadelerini kullandı.

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Mahkeme, CHP kurultaylarıyla ilgili iptal davasında ara karar verdi

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşmada, CHP Genel Başkanı’nın seçildiği kurultayların iptali istemiyle açılan davada ara karar verildi. Mahkeme, daha önce değerlendirilen tedbir taleplerine ilişkin ek karar verilmesine yer olmadığına hükmederek, parti içinde planlanan 22. Olağanüstü Kurultay ile İstanbul İl Olağanüstü Kongresi sonuçlanana kadar dosyanın bekletilmesine karar verdi.

Davalı tarafın değerlendirmesi

Parti avukatları, dosyada eksiklikler bulunduğunu belirterek ertelenmenin ve kurultayın yapılmasının gerektiğini ifade etti. Avukatlar, dava dayanaklarının yeterince güçlü olmadığını ve sürecin bu haliyle tamamlanacağını savundu.

Hukukçulardan yöntem değerlendirmesi

Yargı süreçlerine vakıf hukukçular, mahkemenin ara kararını usul yönünden isabetli buldu. İlk olarak hukuk mahkemesinin ceza dosyasını istemesi ve varsa diğer hukuk davalarının dosyada birleştirilmesi gerektiği; ayrıca daha önce reddedilen tedbir talebinde bir değişiklik olmadığı sürece yeni bir tedbir kararı verilmemesinin uygun olduğu belirtildi.

Hukukçular, ceza mahkemesi kararları kesinleşmeden özel hukuk mahkemelerinin kongreleri iptal etmesinin usule aykırı olabileceğini, bu yüzden bekletici mesele kararıyla sürecin durdurulmasının yerinde olduğunu vurguladı.

Davanın esası ve hukuki değerlendirme

Uzman görüşlerinde, seçim süreçlerine ilişkin iddiaların öncece Seçim Kanunu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği; Siyasi Partiler Kanunu hükümleriyle doğrudan ilişkilendirilmesinin sınırlı olduğu ifade edildi. Ayrıca yargılamanın konusuz kalma ihtimalinin bulunduğu ve dava dayanaklarının yeterince sağlam olmadığı öne sürüldü.

Baro görüşü: Yargının yetki sınırları

Baro temsilcileri ise mahkemenin, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yetkisindeki konuları içeren bir meselede karar verirken ihtiyatlı olması gerektiğini belirtti. Bu tür uyuşmazlıklarda yetki çatışmalarının ve görevsizlik tartışmalarının ortaya çıktığını, dosyanın daha çok seçim yargısına giren konular içerdiğinin gözetilmesi gerektiğini söylediler.

Mahkemenin ara kararıyla süreç, parti içi kongrelerin tamamlanmasını bekleyecek şekilde sürerken, dava üzerindeki nihai değerlendirme ilerideki işlemler tamamlandıktan sonra yapılacak.