41,3178$% 0,23
48,6848€% 0,44
56,0972£% 0,24
4.860,08%0,07
3.648,49%-0,29
11.199,76%0,30
Son dönemde, izlenen ekonomi politikalarının Türkiye’yi devalüasyona götürebileceği yönünde tartışmalar alevlendi. Bu değerlendirmeler; cari açık, rezervler, büyüme odaklı politikalardan kaynaklanan dış talep ve para politikası tercihleri gibi temel ekonomik göstergelere dayanıyor. Peki yakın gelecekte kontrolsüz bir devalüasyon olasılığı ne kadar yüksek?
Uzun süreli cari açık ve ithalat ağırlıklı büyüme, döviz talebini yükselten başlıca etkenler arasında. Bu durum, döviz kuru üzerindeki baskıyı artırırken resmi döviz rezervlerinin kullanımını da gündeme getiriyor. Rezervler gereğinden hızlı tüketildiğinde, kur üzerinde ani hareketler görülebiliyor; bu da finansal istikrar açısından risk oluşturuyor.
Resmi olarak serbest kur rejimi benimsense de, son yıllarda para otoritesinin ve hükümet çevresindeki müdahalelerin kur üzerinde belirleyici olduğu gözlemleniyor. Piyasada nominal serbestlik olsa da, uygulamada dövize yönelik müdahaleler ve iletişim politikaları nedeniyle “yönlendirilen” bir kur dinamiği söz konusu olabiliyor.
Uzun vadeli bakıldığında Türk Lirası’nın eğilimleri tarihsel trendlerle uyumlu hareket ediyor. Ancak kısa vadede enflasyonun üzerinde kalan faiz ve fiyat dinamikleri, döviz kurlarında dalgalanma yaratıyor. Enflasyon hızlı ve güçlü biçimde kontrol altına alınamadığı sürece, kurları stabil tutmak için yapılan müdahaleler hem maliyetli hem de sürdürülemez olabiliyor.
Yapılan piyasa anketleri, katılımcıların 12 aylık döviz kuru beklentilerinin yükseldiğine işaret ediyor. Cari yıl sonu için beklenen kur rakamları ile 12 ay sonrası beklentiler arasındaki fark, piyasa oyuncularının ileride TL’nin değer kaybedebileceği yönündeki öngörüsünü gösteriyor.
Borsa tarafında ise siyasi gelişmeler ve belirsizlikler kısa vadeli sert hareketlere neden oldu; bazı dönemlerde endeksler hızlı düşüş ve ardından güçlü toparlanma yaşadı. Uluslararası piyasalarda kredi risk primindeki değişimler de Türkiye ekonomisine ilişkin algının dalgalanmasına yol açıyor.
Piyasa uzmanları genel olarak yakın vadede resmi bir devalüasyon hamlesi beklemiyor. Bununla birlikte, para politikasındaki gevşeme süreci ve faiz indirimleri devam ettikçe döviz kurlarında kademeli bir yükseliş olabileceği öngörülüyor. Ani ve planlı bir devalüasyonun, hem enflasyon hem de finansal güven üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler nedeniyle tercih edilmesi düşük ihtimal olarak değerlendiriliyor.
Devalüasyon, bir ülkenin para biriminin, dış ticaret ve ekonomik dengeyi sağlamak amacıyla resmi olarak değerinin düşürülmesi anlamına gelir. Tarihsel olarak devalüasyonlar, ticari aktivitenin canlandırılması, ihracatın desteklenmesi ve dış ticaret açığının azaltılması gibi hedeflerle uygulanmıştır. Türkiye ekonomisi 2001 sonrası sabit kur rejiminden serbest kur rejimine geçmiş; o tarihten sonra döviz kurları büyük ölçüde piyasa tarafından belirlenir hale gelmiştir.
Bu göstergeler yakından takip edildiğinde, döviz kurlarında ani şoklar ya da planlı bir değer düşüşü olasılığı daha sağlıklı değerlendirilebilir. Kısa vadede önemli olan, enflasyonla etkin mücadele ile rezerv ve güven unsurlarının güçlendirilmesidir; aksi takdirde kurdaki dalgalanma süreci devam edebilir.
Arabada unutulan su şişesi meğer bu yüzden yangına neden oluyormuş