Faiz Ödemeleri ve Kamu Borcu Hızla Artıyor: Bütçeye Gelen Ağır Yük
Yılın ilk sekiz ayında bütçeden yapılan faiz ödemelerinde ciddi bir artış kaydedildi. Verilere göre faiz ödemeleri yüzde 86,6 oranında yükselerek 1 trilyon 425 milyar liraya ulaştı. Orta Vadeli Program ise yıl sonu için yaklaşık 2,1 trilyon liralık bir faiz yükü öngörüyor.
Faiz Yükündeki Artışın Boyutları
Faiz giderlerindeki hızlı artış, bütçedeki dengeleri zorlayarak kamu harcamalarının farklı alanlarını olumsuz etkiliyor. İlk sekiz ayda bütçenin yüksek faiz ödemeleri, personel giderleri gibi kalemlerdeki artışların çok üzerinde gerçekleşti. Bu durum kamu hizmetleri ve yatırımlar için ayrılabilecek kaynakların daralmasına yol açıyor.
Kamu Borç Stoku ve Vatandaşlara Yansıması
Hazine borç stokunun Ağustos 2025 itibarıyla 12 trilyon 477 milyar liraya çıktığı bildiriliyor. Ülke nüfusunun yaklaşık 89 milyon olduğu dikkate alındığında, bu borç stokunun kişi başına düşen boyutu dikkat çekiyor; yapılan hesaplamalara göre bugün dünyaya gelen bir çocuğun omuzlarına doğar doğmaz yaklaşık 140 bin liralık borç düşmüş oluyor. Ayrıca borç stokunun faiz yükü anaparayı aşarak 9,6 trilyon liraya yaklaştı.
Döviz Kuru ve Ek Yük
Döviz kurundaki her 1 liralık yükselişin bütçeye ek yük olarak yansıdığı ve bunun yaklaşık 127 milyar lira ek maliyet getirdiği belirtiliyor. Kur hareketlerinin borç stokuna etkisi, borçlanma maliyetlerini ve bütçe dengesini daha da zorlaştırıyor.
Borçlanma Politikaları ve Faiz Oranları
İlk sekiz ayda Hazine’nin 2 trilyon lirayı aşan borçlandığı ve yer yer yüzde 40’ın üzerinde faizle borçlanma yapıldığı ifade ediliyor. Bu tür yüksek maliyetli borçlanma, uzun vadede kamu borcunun sürdürülebilirliğini riske atıyor ve bütçede faiz ödemelerinin payını artırıyor.
Bütçe Öncelikleri: Kamu Harcamaları ve Özelleştirmeler
Bütçede personel harcamalarındaki artışın en düşük seviyede kalmasına karşın faiz giderlerinin neredeyse iki katına çıkması, kamu harcama önceliklerinin eleştirilmesine neden oluyor. 2025 yılında gerçekleştirilen özelleştirme gelirleri arasında 1,6 milyar dolarlık satışın yer aldığı ve kamu varlıklarının satışının kısa vadeli çözüm olarak kullanıldığı vurgulanıyor.
Sosyal Etkiler
Artan yaşam maliyetleri ve daralan kamu kaynaklarının sosyal yansımaları da sıkça gündeme geliyor. Emeklilerin, asgari ücretlilerin ve kamu çalışanlarının ekonomik sıkıntılara daha fazla maruz kaldığı, gençlerin işsizlik nedeniyle yurt dışına göç etmek zorunda kaldığı belirtiliyor. Eleştiriler, vergilerin ve kamu gelirlerinin daha çok faiz ve dış borç ödemeleriyle yandaş projelere harcandığını öne sürüyor.
Sonuç
Bütçedeki faiz yükünün hızla büyümesi ve borç stokunun yüksek seviyeleri, ekonomik yönetim ve kamu harcama öncelikleri hakkında ciddi soru işaretleri oluşturuyor. Bu tablonun değiştirilmesi için borçlanma stratejilerinin gözden geçirilmesi, bütçe disiplininin sağlanması ve kaynakların sosyal alanlara, eğitime ve üretime yönlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor.