41,1989$% 0,44
48,2933€% 0,72
55,7038£% 0,62
4.789,97%1,85
3.587,06%1,19
10.729,49%-0,92
Fransa’daki siyasi karışıklık, yatırımcı güvenini olumsuz etkilerken, ülkenin borç krizi özellikle banka hisseleri üzerinde etkisini göstermeye başladı.
Fransız hükümetinin Eylül ayında düşmesinin ardından yaşanan gelişmeler, ekonomide yeni belirsizlikleri beraberinde getiriyor ve bu durum, Fransa’nın kıtadaki finansal sistemi sarsan bir borç krizine yol açabileceği endişelerini artırıyor.
Birçok Avrupa ülkesinin borç sorunlarıyla karşılaşması, tahvil satışlarını tetiklerken, bu durum aynı zamanda hükümetlerin borç maliyetlerini artırarak bütçe düzenlemelerine katkı sağlamayı zorlaştırıyor.
Fransa’nın kamu maliyesinde yeterli kontrol sağlanamaması, Ukrayna’daki savaş ve gümrük politikalarının etkisiyle birleşince, tahvil piyasalarında olumsuz bir duruma neden oluyor.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un geçen yıl aldığı erken seçim kararı, Fransız bankacılık sektörünü olumsuz etkilemiş durumda. Ülkenin önde gelen bankalarından BNP Paribas, Societe Generale ve Credit Agricole’nin hisselerinde son bir haftada yaklaşık %8’lik bir değer kaybı yaşandı. Bu kayıp, piyasa değerinde 15 milyar euroya denk gelmekte ve CAC 40 endeksindeki düşüşün önemli bir kısmını oluşturmaktadır.
Son bir yıl içinde Fransız Devlet tahvillerinde Almanya’ya karşı risk primi (spread) 40 baz puandan 80 baz puana çıkarak, son yılların en yüksek seviyelerine ulaştı.
Fransa’nın ekonomik büyümesinin 2025 yılının ikinci çeyreğinde %0,1 seviyesinde kalması beklenirken, bu durum durgunluk eşiğindeki bir ekonominin borç yükü altında daha fazla zorlanmasına neden olmaktadır.
Ekonomistler, siyasi belirsizliklerin kredi talebini azaltabileceği ve temerrüt risklerini artırabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Bu görüş, Carrefour’un Üst Yöneticisi Alexandre Bompard tarafından da desteklenmektedir.
Fransa’nın kamu borcu 3,2 trilyon euro seviyesine ulaşırken, bu miktar euro bölgesinin toplam kamu borcunun yaklaşık %20’sine denk gelmektedir.
Ülkede popülarite kazanan sağ partiler, “Brüksel’in uyguladığı tasarruf önlemlerine” karşı çıkarken, iletişim ve siyasi zorluklar nedeniyle gerekli mali disiplinin sağlanması neredeyse imkansız hale gelmektedir.
İşsizlik oranının %7,4 olduğu Fransa’da stagflasyon benzeri bir durum söz konusu. Bu yılın ilk yarısında, ülkenin faiz ödemeleri 52 milyar euroya ulaşarak, eğitim bütçesinin neredeyse yarısına denk gelmektedir.
2026 yılı itibarıyla, Fransa’nın sadece borç faizine ödeyeceği rakamın 120 milyar euroya çıkması bekleniyor ve bu oran ülkenin toplam vergi gelirlerinin %15’ine yakın bir orana tekabül ediyor. Ülkede faiz yükü hızla artış göstermekte.
Uzmanlar, Fransız bankalarının değeri düşük olmasına rağmen, siyasi belirsizliğin yatırımcı güvenini azalttığı görüşündeler. Son iki yıl içinde yaşanan beş başbakan değişikliğinin ve parlamentonun yasama sürecindeki zorlukların piyasalarda uzun vadeli belirsizlikler yarattığı görülüyor.
Fransa’nın bütçe açığı %5,5 seviyesindeyken, Avrupa Birliği kurallarına göre bu oran en fazla %3 olmalıdır.
Erdoğan, Uluslararası Şeker Anlaşması’ndaki değişiklikleri onayladı