40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, “Türkiye’mizi yoran, yıpratan, enerjisini çalan, aşırı sosyal ve ekonomik maliyetlere yol açan etnik ve mezhep temelli dayatmalara karşı Terörsüz Türkiye’nin adım adım ilerlediği bir dönemde, iki Cumhurbaşkanı Yardımcısından birisinin Alevi, diğerinin de Kürt olabileceği değerlendirilmiştir. Alevi de bizim, Kürt de bizim, herkes hukuk önünde eşittir” ifadesini kullandı.
MHP Lideri Bahçeli’nin açıklamasından dikkat çeken noktalar şunlardır:
Milliyetçi Hareket Partisi, ülkemizi doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen her konuya güçlü fikir mizacı ve anlamlı siyasi mücadelesiyle kalıcı ve köklü çözümler sunmaktadır. Doğru olan da budur.
Türk milliyetçiliği, Mustafa Kemal Atatürk’ün öngördüğü bağımsız Türkiye’nin teminatıdır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin her türlü ayrımcılığa, bölücülüğe ve etnik ya da mezhep temelli bölünmeye kesin bir şekilde karşı olduğu herkesçe bilinmektedir. Bu bağlamda, hiç kimseden ders alacak veya öğrenecek bir arayışımız yoktur.
18 Temmuz 2025 tarihinde, basına kapalı yapılan Merkez Yönetim Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu Ortak Toplantısı’nda, ülkemizi ilgilendiren önemli konularla ilgili değerlendirmeler gerçekleştirilmiştir.
Bu toplantıda, Terörsüz Türkiye hedefine ulaşma yolunda kaydedilen olumlu gelişmelere de yer verilmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin 102 yıllık tarihine etnik ve mezhep temelli bölücülük damgasını vurmuştur. Aklı başında bir kimse bu gerçeği inkar edemez.
Yeni yüzyılda, “Terörsüz Türkiye” vizyonuyla etnik ve mezhep temelli bölünme hayalleri görenlerin umutları suya düşecektir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sunduğu imkanlarla, milli birlik ve kardeşliğin güçlenmesi sağlanacaktır. Bunun temel prensipleri de somut bir biçimde ortaya konmuştur.
11 Kasım 2024 tarihindeki ağaçlandırma kampanyasıyla beraber, Türk devlet geleneğine uygun bir şekilde, partimizin önünde dikilen ağaçlar üzerinden yapılan simgelerle; köknar ağaçları yürütme, mavi ladin ağaçları yasama ve sedir ağaçları bağımsız yargının sembolü olarak belirlenmiştir.
En üstte Cumhurbaşkanı, iki köşede de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olabileceği gibi, bu siyasi önerme gündeme gelmiştir.
Türkiye’yi yoran, yıpratan ve büyük maliyetlere neden olan etnik ve mezhep dayatmalarına karşı, Terörsüz Türkiye’nin en doğru yolda ilerlediği bu süreçte, iki Cumhurbaşkanı Yardımcısından birisinin Alevi, diğerinin de Kürt olabileceği düşünülmüştür. Bu fikri ve siyasi teklifi Lübnan’la ilişkilendirmek, çarpıtma ve samimiyetsiz bir yaklaşım sergilemek demektir.
Türkiye’yi, Lübnan ya da başka bir karmaşık yapıya dönüştürebilecek cesareti ve gücü olan kimse yoktur ve olamayacaktır.
Beyrut gecelerine özlem duyanların, tarihi ve kültürel bir teklifi karalama çabası ise fırsatçılıktan başka bir şey değildir.
Cumhuriyet Halk Partisi, yıllar boyunca Alevi kardeşlerimizi siyaset malzemesi yapmış, Kürt kardeşlerimiz üzerinde oyun oynamıştır. Ancak, pek çok çabaya rağmen ne Aleviler ne de Kürtler, düşmanca planlanan tuzaklara düşmemiştir.
Hiç kimse diğerinin önüne geçemez veya engel olamaz. İster Alevi, ister Kürt olsun, bir Cumhurbaşkanı adayının demokratik iradenin gereğini tanımayacak bir duruma düşmesi düşünülemez. Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü, her şeyin üzerindedir. Kökeni, mezhebi veya dili ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olan her birey, hukukun önünde eşittir. Hiç kimsenin bir başkasından ayrıcalığı yoktur. Ancak, etnik ve mezhep temelli bölücülüğün gündemden çıkarılması amacına yönelik bir düşünceyi farklı yerlere çekmek, ahlaka aykırıdır.
Türkiye’nin aydınlık geleceğini gölgelemeye çalışanların, milliyetçilik yarışına katılmaları, utanç verici bir durumdur.
Konu hakkında herhangi bir adım atmadan, basına kapalı toplantıdaki sözlerimin sızdırılması ve bunun üzerine spekülasyon yapılması zamanlama açısından dikkat çekicidir.
Milliyetçi Hareket Partisi her türlü saldırıyı göğüslemeye hazırdır. Türk milletinin birlik ve beraberliğini sağlamak amacıyla etnik ve mezhep temelli çatışmalara izin vermeyecektir. Alevi de bizim, Kürt de bizimdir. Cami de bizim, cemevi de bizimdir. Biz, hep birlikte Türk milletiyiz. Biriz, beraberiz ve büyük bir aileyiz. Herkes bizse, biz de kardeşsek dürüst ve sorumlu davranmalıyız. Çürük düşünceler, bu büyük aileye layık değildir.
Halk TV yazarı İsmail Saymaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin daha önce MHP milletvekilleriyle yaptığı toplantıda, “Cumhurbaşkanı’nın iki yardımcısı olsun, biri Kürt, diğeri Alevi olsun” dediğini ifade etmiştir. Bahçeli’nin bu sözleri üzerine yapılan eleştirilerde, Lübnan modelinde Cumhurbaşkanlığı makamının Maruni Hristiyanlara, Başbakanlığın Sünni kesime ve Parlamento Başkanlığının ise Şii kesime tahsis edildiği belirtilmiştir. Bu sistemde en geniş yetkilere cumhurbaşkanının sahip olduğu vurgulanmaktadır.
Büyükşen çifti cinayetinde flaş gelişme: Cezalar onandı