Destici’den Gazze için uyarı: Geçici yönetim planlarına karşı temkinli olun
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Gazze’de sağlanan ateşkese ilişkin görüşlerini paylaşarak, anlaşmadan memnuniyet duyduğunu ancak Türkiye’ye yönelik önemli uyarılarda bulundu. Destici, barışın kalıcı olmasının ve sivillerin güvenliğinin sağlanmasının esas öncelik olması gerektiğini vurguladı.
Ateşkesin önemi ve öncelikler
Destici, ateşkesin hem Filistin hem de bölge için kalıcı bir barışın ilk adımı olmasını temenni ettiğini belirtti. İlk önceliklerinin Gazze’deki kitlesel ölümlerin sona ermesi, insani yardımların etkin şekilde ulaştırılması ve yerlerinden edilen sivillerin güvenle evlerine dönebilmesi olduğunu ifade etti.
Geçici yönetim iddialarına karşı uyarı
Destici, “yeniden inşa” ve “geçici yönetim” söylemleriyle sunulan planların arkasında siyasi ve ekonomik nüfuz sağlama amaçlarının olabileceği ihtimaline dikkat çekti. Bu tür girişimlerin, bölgenin dış aktörler tarafından kontrol edilmesine ve Filistinli halkın iradesinin zayıflatılmasına yol açabileceğini söyledi.
Filistin egemenliği ve 1967 sınırları
Çözümün teminatı olarak 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin önemine işaret eden Destici, uluslararası kuruluşların sivillerin güvenliğini sağlamada önemli bir rolü olduğunu kaydetti. Sağlanan ateşkesin, işlenen suçlar için bir örtbas aracına dönüşmemesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin izlemeyeceği yol
Türkiye’nin Gazze politikasını Filistin halkının iradesi ve egemenliği temelinde şekillendirmesi gerektiğini belirten Destici, dış vesayet girişimlerine karşı temkinli ve mesafeli bir tutum alınmasını önerdi. Türkiye’nin insani yardım ve koordinasyona katılımının, Filistinli temsilciliği zayıflatmayacak şekilde olması gerektiğini ifade etti.
İnsani sorumluluk ile egemenlik dengesi
Destici, Türkiye’nin insani sorumluluklarını yerine getirirken aynı zamanda egemenlik ve ünite devlet bütünlüğünü koruması gerektiğini söyledi. Dış aktörlerin mali destek teklifleriyle göç yükünü Türkiye’ye yönlendirmeye çalışabileceğine dikkat çekti ve bunun toplumsal ve güvenlik boyutunda ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
Irak örneği ve olası sonuçlar
2003 sonrası Irak’taki süreçten alınacak derslere işaret eden Destici, Türkiye’nin “inşa” veya “koordinasyon” söylemleriyle dâhil edilmesinin benzer sorunları tekrar ortaya çıkarabileceği uyarısında bulundu. Sürecin belli çıkar odaklarının önceliğine göre şekillenmesi halinde, küresel vesayet planına dâhil ülkelerin yaşanacak insan kayıplarının sorumluluğunu paylaşabileceğini söyledi.
Sonuç olarak Destici, Türkiye’nin Filistin halkının onurlu direniğinin yanında yer alması gerektiğini, dış müdahalelere dayalı planlara karşı durarak Filistin merkezli çözümleri desteklemesi gerektiğini vurguladı.