Erdoğan: “İsrail’in ‘vadedilmiş toprak’ iddiaları hukuki bir dayanağa sahip değil”
Doha’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’nin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in “vadedilmiş topraklar” söylemine ve Siyonizm ideolojisine sert eleştiriler yöneltti.
Siyonizm eleştirisi ve Netanyahu değerlendirmesi
Erdoğan, İsrail yönetiminin bir dine değil, tehlikeli bir ideolojiye hizmet ettiğini belirterek, bu ideolojinin dünya kamuoyuna yanlış anlatıldığını ifade etti. Birleşmiş Milletler ilkelerinin devletlerin sınır bütünlüğünü koruduğunu vurgulayan Erdoğan, “vadedilmiş topraklar” gibi iddiaların uluslararası hukuk açısından geçersiz olduğunu söyledi. Ayrıca İsrail liderliğini sert sözlerle eleştirerek, ideolojik yakınlık açısından tarihi faşist uygulamalara atıfta bulundu ve benzer sonucun mümkün olduğuna dikkat çekti.
İslam dünyasının vereceği yanıt
Erdoğan, İsrail’in saldırılarının sadece Müslümanları değil, bölgedeki diğer inanç topluluklarını da etkilediğini belirtti. Peygamberlere ait kutsal mekanların hedef gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Erdoğan, İslam dünyasının bu duruma ilmî, ahlaki ve diplomatik araçlarla karşılık vermesi gerektiğini söyledi. Ülkeler arası güvenlik iş birliği, istihbarat paylaşımı ve kriz yönetimi mekanizmalarının güçlendirilmesinin hayati önem taşıdığını ekledi.
Filistin meselesi ve uluslararası diplomasinin rolü
Batılı devletlerin Filistin’i tanımasının, İsrail üzerinde diplomatik baskıyı artıracağını kaydeden Erdoğan, New York Bildirgesi ve son BM oylamalarının bölgedeki dengeleri değiştirdiğini ifade etti. Bu süreçlerin İsrail’i giderek izole ettiğini, iki devletli çözüm ilkesinin uluslararası alanda daha yaygın bir kabul gördüğünü söyledi. Türkiye’nin uzun süredir savunduğu çözüm önerisinin meşruiyet kazandığını ve mazlumların sesinin Birleşmiş Milletler platformunda duyurulmaya devam edeceğini belirtti.
Erdoğan, uluslararası toplumun daha etkin bir tutum alması gerektiğini vurgulayarak diplomasiyi ve ortak dayanışmayı ön plana çıkarma çağrısını yineledi.