41,0924$% 0,52
48,0103€% 0,57
55,5918£% 0,60
4.506,84%0,60
3.418,31%0,63
11.368,78%0,09
Resmî Gazete’de yayımlanan bir karar ile 1 Ekim 2025 itibarıyla yağlık ayçiçeği tohumu ithalatında gümrük vergisi yüzde 12, ham ayçiçeği yağında ise yüzde 30 olarak belirlenmiştir. Bu duruma tepki gösteren Edirne milletvekili, Trakya çiftçisinin hasat döneminde büyük bir üzüntü içinde olduğunu belirtti. Aşırı kuraklık nedeniyle hedeflenen rekolteye ulaşılamadığı ve üretimin azaldığı ifade edilmektedir. Girdi maliyetlerinin sürekli arttığı günlerde, mazot, gübre ve ilaç fiyatlarının üreticilerin yükünü daha da artırdığı, devlet desteklerinin yetersiz kaldığı vurgulandı. Bu koşullar altında çiftçinin alın terinin karşılığını alması gerektiğine işaret eden milletvekili, hükümetin üreticiden çok ithalatçıları tercih ettiğine dikkat çekti.
İlgili karar doğrultusunda, ham ayçiçeği yağı ithalatındaki gümrük vergisi, Kosova dışındaki ülkeler için yüzde 36’dan yüzde 30’a indirilmiş, Kosova’dan yapılan ithalatlarda ise bu vergi sıfırlanmıştır. Aynı zamanda yağlık ayçiçeği tohumu ithalatında uygulanacak gümrük vergisinin yüzde 12 olması kararlaştırılmıştır. Bu düzenlemeler, 1 Ekim 2025 tarihinde yürürlüğe girecek olup, Trakya’da üreticinin zarar etmesine sebep olmaktadır.
Kuraklık nedeniyle ürün üretiminde ciddi bir kayıp yaşayan çiftçilere mali destek verilmesi gerekirken, hükümetin bu durumu ithalat yoluyla kapatmaya çalıştığı belirtilmektedir. Oysa ki doğru yaklaşım, yerli üreticiyi destekleyip maliyetleri azaltmak ve çiftçinin ürününe değer katmak olmalıdır. Ayçiçeği hasadı devam ederken, yağ fiyatlarının ise artış göstermesi dikkat çekmektedir. Vergi indirimleri ithalatçıların kazancına katkı sağlasa da bu durum tüketiciye yansımamaktadır.
Trakya’nın verimli tarım arazilerinde çiftçiyi üretimden uzaklaştırmak, ülkenin dışa bağımlı hale gelmesine yol açacaktır. Bir zamanlar kendi kendine yeterli olan Türkiye, yanlış tarım politikaları nedeniyle dışarıya bağımlı hale getirilmektedir.
Çözüm, ithalat lobilerini desteklemek değil, üreticinin maliyetlerini düşürmek, destekleri artırmak ve ürünlerine hak ettiği değeri vermektir. Kuraklığa karşı sulama yatırımlarını hızlandırmak, girdi maliyetlerini sübvanse etmek ve taban fiyatı üreticiyi koruyacak seviyede belirlemek hükümetin asli görevidir. Bugünün durumu, ülkenin tarım politikalarının üretimden uzak ve günübirlik ithalat kararlarına dayalı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Hükümetin ithalatı tercih etmesi bu sorunları geçici olarak çözmeye çalıştığı anlamına gelirken, böyle devam ederse çiftçilerin üretimden çekilme riski artmakta ve gelecekte daha zor günlerle karşılaşmamıza sebep olmaktadır.
Komisyonda söz alan Bülent Arınç’tan çok konuşulacak "Öcalan" ve "Genel af" çıkışı