41,1646$% 0,27
47,9362€% 0,47
55,1181£% 0,34
4.656,72%1,38
3.515,76%1,44
10.877,52%-3,57
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras’a geçmiş olsun dilekleriyle başlayan Yücel, şunları ifade etti:
“2025-2026 Adli Yılı, demokrasiye yönelik bir tehdit olan siyasallaşmış yargının, 19 Mart’ta millet iradesine yapmış olduğu darbenin gölgesinde başlamıştır. 2025 yılı, hukuk tarihine ağır hak ihlallerinin yaşandığı, haksız ve hukuksuz tutuklamaların yapıldığı, millet iradesinin yargı eliyle gasp edildiği bir yıl olarak geçecektir. Tarihe mühürsüz seçim olarak geçen 16 Nisan referandumu sonrasında kuvvetler ayrılığından hızla uzaklaşılan ülkemizde, yargı her geçen gün daha da siyasallaşarak, bağımsız ve tarafsız yapısını tamamen yitirmiş durumdadır. Bugün ülkede hukuka güven oranı, yüzde 20’lerin altına gerilemiş, iktidarın yargıya doğrudan müdahalesi ile ‘hukukun üstünlüğü’ rafa kaldırılmıştır.
Liyakatsiz atamalar ve yandaş medya aracılığıyla gerçekleştirilen hukuksuz soruşturmalar, Anayasası’nda ‘demokratik bir hukuk devleti’ olduğu ifadesini taşıyan bir ülke için ‘utanç belgesi’ niteliğindedir. 19 Mart’ta başlayan ve devam eden CHP’li belediyelere yönelik baskınlar, hukuk ve adalet kavramları çerçevesinde açıklanamaz hale gelmiştir.
Son bir yıl içerisinde yargı bağımsızlığı büyük zararlar almıştır. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayı Sayın Ekrem İmamoğlu da dahil olmak üzere çeşitli seçilmiş belediye başkanlarının tutuklanması, görevden alınması ve etkisiz hale getirilmesi amacıyla gerçekleştirilen siyasi soruşturmalar ve operasyonlar, İstanbul’a özel olarak atanmış bir başsavcı tarafından yönetilmektedir. Adli Yılın açılışında, İBB soruşturması hakkında akıl almaz açıklamalar yapılmaktadır. Yasal süreç içerisinde tutuklamaları kimin yaptığını sormak çok doğaldır. Bu durum, İstanbul’da bir yargı sultası kurulduğunu göstermektedir.
Bu açıklamalar, hukuk devleti adına, demokrasimiz adına utanç vericidir. Bu açıklamalar, İstanbul’da gerçekleşen yargı darbesinin ve yargı terörünün itirafıdır. Hukuk ve adalet anlayışından uzaklaşarak, bir siyasi partinin varlığına hizmet etmenin yargının siyasallaşmasından başka bir şey olmadığını ifade etmek mümkündür. Bununla birlikte, Türkiye’nin dört bir yanında, mesleğinin onurunu koruyan hâkimler, savcılar ve adaletin yılmaz savunucuları olarak adaletin sağlanması için mücadele eden avukatlarımız mevcuttur. Ülkemize güveniyoruz.
Coşkuyla kutladığımız Zafer Bayramımız sırasında, millet iradesinin özgürlüğü için mücadele vermekteyiz. Ancak, bu irade 162 gündür tutsak durumda. 19 Mart’tan itibaren, başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu olmak üzere, seçilmiş belediye başkanlarımız haksız bir şekilde cezaevlerinde tutulmaktadır. Sadece mesnetsiz iddialar ve iftiralarla insanların özgürlükleri gasp edilmektedir.
Seçilmişlere yapılan zulüm, ifade özgürlüğünün ve savunma hakkının gasp edilmektedir. 162 gündür hala ortada bir iddianame yok. Sözde etkin pişmanlık kavramı, iftiralara yol açmak için kullanılmaktadır. Adaletin tesisinin sağlanması adına, hukuka saygı duyulmalıdır.
CHP, tarafsız ve bağımsız, sadece hukuk kurallarına uygun karar veren yargı mensuplarından yanadır. Yapılan haksızlıklara ve baskı çabalarına karşı durmaya devam edeceğiz.
Evrensel bir hak olan sağlık, temel bir insan hakkıdır. Ancak, bu hak AKP hükümeti tarafından hiçe sayılmakta ve ihlaller yaşanmaktadır. Sağlık sorunları olan arkadaşlarımıza yönelik, tutuksuz yargılanma gibi imkanlar sunulmasına rağmen, adli kontrol şartları dahi göz ardı edilmektedir. Bu durum, hukuki bir utanç olarak tarihe geçecektir.
Ülkemizde muhalif olmanın peşin olarak bir yargılama sebebi sayıldığı bir ortamda, hukuk devleti ilkeleri ihlal edilmektedir.
Ülkemizin gündemi derinleşen ekonomik krizdir. Halkımızın yaşadığı bu sorunlar üzerine yoğunlaşan bir anlayışa ihtiyacımız var. Ekonomik politikaların bedeli halkımızın yaşamakta olduğu zorluklardır. Bu iktidar, memurların ve emeklilerin yaşam standartlarını iyileştirmek yerine onları daha zor bir duruma itmektedir.
CHP iktidarında, memur ve emekliler hak ettikleri insana yaraşır bir hayat standartlarına kavuşacaktır.
Son açıklanan üniversite sınav sonuçları gençlerin ilgi alanlarına uygun bir eğitim almadıklarını ortaya koymaktadır. Bu durumda, gençler eğitim hakkı gibi temel haklarından mahrum kalmaktadır.
Yeni eğitim öğretim yılına başlarken, velilerin yaşadığı kaygı ve çaresizlik göz önünde bulundurulmalıdır. Eğitim sistemindeki eksiklikler, çocuklarımızın eğitim hayatını olumsuz etkilemektedir.
Tele1 ekranlarının karartılması, muhalif medyaya yönelik yapılan bir baskıdır. Özgür basın, demokrasinin olmazsa olmazıdır. CHP, bu baskılara karşı durmaya devam edecektir.
Kuruluş haftamızda birçok akademisyen, sivil toplum kuruluşu ve uzman kişiler bir araya gelecek. 600 kişiden oluşan örgüt temsilcileri meclisimiz, ilk toplantısını bu hafta Ankara’da gerçekleştirecektir.
Toplumun her kesimi ile birlikte sağlam adımlarla iktidara yürüyeceğiz.
Trabzon’da CHP’den ‘sahte diploma’ protestosu: ‘Bu ülkenin temeline dinamit koymaktan başka bir şey değil’