41,1756$% 0,26
47,9531€% 0,46
55,1946£% 0,32
4.688,36%0,30
3.546,06%0,35
10.682,53%-1,79
İktidarın siyasi anlamda yenemediği ve artık bunun farkına vardığı için CHP’ye yönelik saldırılar yeni bir aşamaya geçiyor. CHP İstanbul il yönetiminin “tedbiren” görevden alınmasının, ülke siyaseti, ekonomisi ve CHP’nin mevcut yönetimi açısından sonuçları olacağı düşünülüyor. Cumhur ittifakı, “CHP’ye yönelik ne tür deneysel girişimlerin” yapılacağını belirlemede birliğe sahip değil. AKP’nin içinde farklı görüşler vardır. Ayrıca, AKP ve MHP’nin PKK ve DEM Parti ile yürüttükleri süreçten olumlu sonuçlar beklenemez; bu durum da onların politikalarını zorlaştırmaktadır.
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul il yönetimini şaşırtıcı bir şekilde “tedbiren” görevden aldı. Hukukçular ise şu görüşteler:
“Yargılamaya gerek yok, çünkü yargılama yapılmadan sonuç açıklandı. Engellenmesi gereken ne gibi acil durumlar olabilirdi ki yönetim görevden alındı?”
Hukuki tartışmalar bir kenara, CHP’ye yönelik bu saldırı anlayışı büyük bir korkudan kaynaklanıyor: Kaybetme korkusu. Bu, yerel seçimler sonrasında iktidarın hissettiği bir korku. Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarını zedeleyecek kararlar alındı, örneğin İmamoğlu’nun diplomasının iptali gibi.
Başka bir gerçek ise mücadelenin esasen bu konu üzerinden yürütülmesidir. CHP, kendisine biçilmiş olan rolü kabul etmiyor. Bahçeli ve Erdoğan’ın “Siyaseti Ankara’da yap. İmamoğlu’nu unut” şeklindeki örtülü telkinleri CHP lideri Özel tarafından dikkate alınmadı. İktidarın istemediği bir muhalefet tutumu, ülkenin siyasi dengesini altüst etmiş durumda. İmamoğlu’nun yaptığı konuşmalarda, ellerini iki yana açarak, “Bizi yenemeyeceksiniz, yenemeyeceksiniz…” diyerek meydan okuması iktidarı endişelendirdi. Şimdi CHP lideri Özel, 50 miting gerçekleştirdi ve heyecan hiç azalmadı. CHP, iktidara gelmek için kararlılıkla çalışmaya devam ediyor.
CHP Genel Merkez yöneticileri, Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli olayların neden yaşandığını biliyor. Geri adım atılmasının söz konusu olmadığını söyleyebiliriz; çünkü asıl zor durumda olan iktidar. Alınan kararların parti tabanını bir araya getirdiği gözlemleniyor. Toplumun tepkilerini tahmin etmek kolay; CHP yöneticilerinin bu yoldan geri dönmeleri beklenmiyor.
CHP 38. kurultayının iptali için Ankara’da bir dava var ve duruşma 15 Eylül’de görülecek. İstanbul’dan karar gelene kadar, ceza davasının hangi mahkemede görüleceğine dair Beklentiler vardı. 38. kurultayın iptali için herhangi bir neden bulunmuyor. Şimdi “İstanbul’dan karar gelince ne olur?” sorusu gündeme geldi. Beklentiler geniş; “Her şey olabilir” görüşü hakim. CHP’nin başına gelebilecek her durumu düşünmek mümkün.
Kararın çıkmasının ardından, yazıldığı sırada borsa yüzde 5 düşmüştü. İktidarın korkuları, iktisadi alanda ağır bedellere mal oldu. İktidar partileri içinde “CHP’ye ne yapılmalı” sorusu etrafında adeta fantezi senaryoları tartışılıyor. Ancak AKP’nin içinde bir görüş var ki “Siyasete bu kadar müdahale etmek ekonomiyi mahveder” diyorlar. Bu görüşlerini etkili makamlara iletiyorlar. Yatırımcıların Eylül ayını kaybettiği anlaşılıyor; çünkü en azından 15 Eylül’e kadar piyasalarda bir belirsizlik hakim olacak.
Son olarak, siyasi demokrasinin uygulanmasına getirilen engellere dikkat çekmekte fayda var. Mahkeme, İstanbul’da, 39. kurultay çalışmalarını, yani mahalleden başlayan seçimlerin de durdurdu. Herkes halen CHP üyesi; ilçe yönetimleri tam yetkili. CHP’nin nasıl bir yapıda olmasını istiyorsunuz, bundan mı korkuyorsunuz?
Türkiye hızlı bir yol ayrımına doğru sürükleniyor mu? Bu soruya kimse “hayır” diyemiyor.
CHP’de titiz kongre süreci