0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İstanbul’daki soruşturmada yeni ifade: Casusluk iddiaları ve uluslararası bağlantılar

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk iddiaları kapsamındaki soruşturma devam ediyor. Soruşturma kapsamında adı geçenler arasında, tutuklandığı ve görevinden uzaklaştırıldığı belirtilen Ekrem İmamoğlu, stratejist Necati Özkan, kayyum atanan bir televizyon kanalının eski genel yayın yönetmeni, teknoloji yatırımcısı Hüseyin Gün ve diğer bazı şüpheliler yer alıyor. Savcılığın yürüttüğü soruşturma, casusluk yönündeki iddiaların incelenmesini de kapsıyor.

İtirafçı üvey oğlun ifadesi

Soruşturma kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandığı belirtilen Hüseyin Gün’ü ihbar eden üvey oğlu Ü.D.A.’nın İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde verdiği ifade metnine göre; Ü.D.A., Gün ile annesi aracılığıyla 2004 yılında tanıştığını anlattı. İfadesinde, tanışmanın Azerbaycan’da düzenlenen bir ekonomi konferansına dayandığını belirterek, annesiyle yapılan görüşmelerde yurt dışı bağlantıları ve yatırım vaadiyle ilişkilendirilen görüşmelerin yaşandığını iddia etti.

Ü.D.A.’nın beyanına göre, annesi ile Hüseyin Gün ortaklığı sonucunda 2005 yılında “Avicenna Capital” ve “Avicenna Holding” benzeri şirketler kuruldu. Üvey oğul, şirket faaliyetlerinden elde edilen kar ve sermaye hareketlerinin annesinin onayı dışında çeşitli iç ve dış şirketlere aktarıldığını öne sürdü.

CELLCRYPT yazılımı ve istihbarat iddiaları

Ü.D.A., ifadesinde Hüseyin Gün’ün “CELLCRYPT” adlı kripto iletişim yazılımını dönemin bazı yetkililere sunma ve pazarlama amacıyla tanıttığını belirtti. Bu yazılımın amacının, devlet görevlilerinin iletişimlerine sızmak ve gizli bilgileri açığa çıkarmak olduğunu düşündüğünü söyledi. Ayrıca yaptığı araştırmalara dayanarak bu yazılımın İngiltere istihbaratıyla ilişkili olabileceği yönünde kanaat belirttiği aktarıldı.

Behaneye göre, Gün’ün çevresinden bir kişinin kendisine, Gün’ün polis kontrollerinde sorun yaşamamak için araçta sinyal kesici bulundurduğunu söylediği, Gün’ün İsrail ve Afrika ülkelerine sık seyahat ettiği ve bazı ülkelerde istihbarat elemanlarıyla görüştüğü iddia edildi. Hatta pandemi döneminde bazı kısıtlamalara rağmen Gün ve beraberindekilere özel muamele yapıldığına dair anlatımların olduğunu belirtti.

Lübnan’daki olay ve bölgesel faaliyetlere dair iddialar

Ü.D.A., Lübnan’daki telsiz/çağrı cihazı patlaması haberlerini gördüğünde ilk aklına gelen kişinin Hüseyin Gün olduğunu ifade etti. Geçmişte kriptolu telefon, çağrı cihazı ve sinyal kesici gibi teknolojik cihazların ticaretiyle ilgilenme niyeti ve yurt dışındaki istihbarat bağlantıları göz önünde bulundurulduğunda bu tür olaylarda rolü olabileceğini düşündüğünü söyledi.

Ayrıca, iddialara göre, söz konusu kişi yalnızca Türkiye’de değil Azerbaycan, Özbekistan ve Kırgızistan gibi bölge ülkelerinde de çeşitli faaliyetlerde bulunmuş; bu çerçevede muhalif şahısların desteklenmesi ve bölgesel siyaset üzerinde etkide bulunma amaçlı girişimler olduğu öne sürüldü. Ü.D.A.’nın ifadesinde ayrıca bazı para transferlerinin yurt dışında lobicilere ya da avukatlık bürolarına aktarıldığı iddiası yer aldı.

Ekonomik öngörüler ve iletişim yöntemleri iddiası

Ü.D.A., ifadesinde Hüseyin Gün’ün çevresine zaman zaman Türkiye ekonomisiyle ilgili olumsuz öngörülerde bulunduğunu ve yurtdışına para transferi, yatırım taşınması yönünde telkinlerde bulunduğunu aktardı. Bunun yanında, Gün’ün belirli kişilerle kamufle amaçlı olarak sıkça küçük kafelerde görüştüğünü ve bu mekanların dikkat çekmemek için tercih edildiğini iddia etti.

Soruşturma yetkilileri, bu tür beyanlarla birlikte dosyadaki delilleri değerlendirmeye devam ediyor; iddiaların doğruluğu ve bağlantıların boyutu yargı sürecinde netleşecek.