Sındırgı’daki Artçı Sarsıntılar: Uzmandan Değerlendirme ve Reassurance

10 Ağustos ve 27 Ekim tarihlerinde, her biri yaklaşık 6,1 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Bu depremlerden sonra bölgede çok sayıda artçı sarsıntı kaydedilmeye devam ediyor ve vatandaşlar daha büyük bir deprem endişesi taşıyor. Uzmanların değerlendirmeleri, mevcut durumu ve olası riskleri açıklıyor.

Mevcut Durum ve Artçıların Özelliği

Bölgede gözlenen artçı sarsıntılar, ana bir fayın büyük bir kırılma ile yeni bir yüzey oluşturmasından ziyade, çevredeki küçük fayların ardışık olarak kırılmasıyla gerçekleşiyor. Bu tür çoklu küçük sarsıntı dizisine bazen “deprem fırtınası” deniliyor; enerji daha küçük parçalar halinde açığa çıkıyor ve tek büyük bir kırılma oluşmuyor.

Uzmanın Değerlendirmesi

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, sahanın davranışını inceleyerek, ilk 6,1’lik depremin ardından artçıların Sındırgı Dağı çevresindeki küçük fay sistemleri üzerinde yoğunlaştığını belirtti. Bu küçük fay kırılmaları, 4’lük ve 5’lik depremler şeklinde yüzeyin sınırlı alanlarında gerçekleşiyor; 6 büyüklüğünde bir sarsıntı oluşturacak genişlikte bir kırılma için çok daha büyük bir yüzey alanının zarar görmesi gerekir.

Uzman, iki büyük depremin arasındaki bölgelerde enerji birikiminin olabileceğini, ancak şu anki verilerin yeni bir ana fayın kırıldığını veya sistemin farklı bir yöne yayıldığını göstermediğini söyledi. Mevcut kırılmalar aynı alan içinde kaldığı için yeni bir büyük kırılma olasılığı azalıyor.

Neden Endişe Azalıyor?

• Artçıların büyük oranda küçük, lokal fayları etkilediği gözlemleniyor.
• Deprem fırtınası şeklinde enerji salınımı, ana fay dizilimini yırtan tek bir büyük olayı işaret etmiyor.
• Mevcut kırılmış düzenin yeni bir yüzey oluşturmaması, yayılma riskini düşürüyor.

Ne Beklenmeli?

Artçı sarsıntıların sürmesi beklenebilir; bu durum enerjinin bölgede hâlâ boşaldığını gösterir. Ancak şu aşamada, veriler üçüncü ve çok daha büyük bir depremin yakın olduğunu işaret etmiyor. Yine de bölgede izleme ve değerlendirme çalışmaları devam ediyor, dolayısıyla yeni veriler ışığında değerlendirme güncellenebilir.

Vatandaşların resmi kurumlardan gelen uyarıları ve güvenlik önerilerini takip etmeleri, yapı güvenliği ve acil durum hazırlıkları konusunda tedbirli olmaları önem taşıyor.