Ufuk Avrupa’daki başarılar ve proje liderliği

Türkiye’nin Ufuk Avrupa programına katılımı kapsamında 1.194 araştırmacı ve şirketin 729 projede yer alarak yaklaşık 362 milyon avro hibe elde ettiğini belirten Kacır, ülkenin koordinatörlüğünü üstlendiği proje sayısının 29 olduğunu aktardı. 2021–2027 döneminde ise Türkiye’den araştırmacıların ve kurumların 55 büyük ölçekli uluslararası işbirliği projesine liderlik ettiğini, bunun ekosistemin geldiği seviye açısından önemli olduğunu ifade etti.

Ar-Ge ve inovasyon kapasitesindeki hızlı artış

Kacır, son 22 yılda Türkiye’nin Ar-Ge ve yenilik kapasitesinde kayda değer bir yükseliş yaşandığını vurguladı. 2002’de milli gelirin binde 5’inin Ar-Ge’ye ayrıldığını; bu oranın geçen yıl yüzde 1,46 seviyesine çıktığını, Ar-Ge harcamalarının 1,2 milyar dolardan 19,9 milyar dolara yükseldiğini anlattı. Ayrıca özel sektörün Ar-Ge faaliyetlerinde lider olduğunu; geçen yıl Ar-Ge faaliyetlerinin yaklaşık yüzde 65’inin özel sektör tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.

İnsan kaynağı açısından da önemli ilerleme kaydedildiğini belirten Kacır, tam zamanlı Ar-Ge çalışanı sayısının 2002’de 29 binden bugün 311 bine ulaştığını ifade etti. Bu gelişmelerin, Türkiye’yi Avrupa’da Ar-Ge kapasitesini en hızlı artıran ülkeler arasında gösterdiğini ekledi.

Teknoparklar, girişimler ve AR-GE merkezleri

Türkiye’nin teknoloji altyapısında da büyüme yaşandığını aktaran Kacır, teknopark sayısının 113’e çıktığını ve yaklaşık 12.000 teknoloji girişiminin bu teknoparklarda Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları yürüttüğünü söyledi. Özel sektörde 1.700’ün üzerinde Ar-Ge ve tasarım merkezinin bulunduğunu belirtti.

Fikri mülkiyet ve patent başvurularındaki yükseliş

Fikri mülkiyet alanında kayda değer gelişme yaşandığına dikkat çeken Kacır, 2002’de 414 olan yerli patent başvuru sayısının geçen yıl 10 bini aştığını ve Türkiye’nin artık dünya patent sıralamasında ilk 10 ülke arasında yer aldığını söyledi. Uluslararası patent başvurularında kadın buluşçuların oranındaki artışın Türkiye’yi bu alanda öne çıkardığını vurguladı.

Gelecek programlar ve yeni fırsatlar

AB’nin 2028–2034 dönemine yönelik program hazırlıklarının sürdüğünü ve Ufuk Avrupa’nın sonraki versiyonunun bütçesinin önemli ölçüde artmasının öngörüldüğünü belirten Kacır, 10. çerçeve programı için yaklaşık 175 milyar avro seviyesinin gündemde olduğunu söyledi. Ayrıca Avrupa Rekabetçilik Fonu benzeri programların da yüz milyarlarca avroluk bütçelere sahip olabileceğinin değerlendirildiğini aktardı. Bu tür programların Türkiye için yeni işbirliği ve kaynak fırsatları yaratacağına dikkat çekti.

Gümrük Birliği ve vize serbestisi gündemi

Türkiye-AB ilişkilerinde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve kapsamının genişletilmesi ile Türk vatandaşları için vize serbestisinin sağlanmasının öncelikli başlıklar arasında yer aldığını belirtti.

Savunma işbirlikleri ve Avrupa Güvenlik Eylemi (SAFE)

AB’nin güvenlik ve savunma alanındaki ortak finansman programı SAFE’e ilişkin değerlendirmede bulunan Kacır, programın uzun vadeli uygun finansman imkânları sunacağını ve Türkiye’den katılımcıların Avrupalı paydaşlarla ortak projeler geliştirme fırsatı bulacağını söyledi. Türkiye’nin savunma teknolojilerindeki güçlü konumuna işaret ederek, yerli sistemlerin payının önemli oranda arttığını; insansız hava araçları gibi alanlarda dünya pazarında yüksek paylara ulaşıldığını hatırlattı.

Kacır, Avrupa ile kazan-kazan anlayışı içinde yeteneklerin ve imkanların birleştirilmesi yönünde işbirliklerinin güçlendirilmesini hedeflediklerini ve bu temasların önümüzdeki dönemde somut işbirliklerine dönüşmesini ümit ettiklerini ifade etti.