41,3283$% 0,23
48,6021€% 0,44
55,8098£% 0,24
4.867,74%0,62
3.657,81%0,38
11.103,05%0,50
9 Eylül’de Katar’ın başkenti Doha’da bulunan Hamas heyetine düzenlenen hava saldırısında, hareketin üst düzey yöneticileri yara almadan kurtulurken, Halil el-Hayya’nın oğlu, dört Hamas mensubu ve bir Katar polisi hayatını kaybetti.
Saldırı, İsrail tarafından Katar topraklarına yönelik bilinen ilk askeri müdahale olarak kayda geçti ve uluslararası kamuoyunda güçlü tepki yarattı. Olay sonrası farklı ülkeler ve uluslararası kuruluşlar yaşananları kınadı veya endişelerini dile getirdi.
ABD yönetiminden gelen ilk tepkilerde, Washington’un önceden bilgilendirilmediği yönünde açıklamalar yer aldı; buna karşın Amerikan medyasında, Washington’un süreçten haberdar olduğuna dair iddialar yayınlandı. Bu çelişkiler diplomatik tartışmaları alevlendirdi.
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi, saldırının ardından olağanüstü toplanarak Katar’da ortak bir zirve gerçekleştirdi. Zirve bildirisi, İsrail’e karşı birlikte hareket edilmesi gerektiğini vurguladı ve bölgesel dayanışma çağrısı yaptı.
Dışişleri yetkililerinin verdiği bilgiye göre, zirve bildirisinde yer alan maddelerin ötesinde, liderler arasında yapılan kulis görüşmelerinde İsrail’in bölgedeki tutumuna karşı daha sert ve kapsamlı önlemler üzerinde mutabakata varıldı; bu kararların bir kısmı kamuoyuna açıklanmadı.
İsrail yönetimi cephesinden gelen açıklamalarda ise sert bir tutum benimsendi. İsrail liderleri, Katar’ın ilgili kişilere yönelik adımlar atmaması halinde kendilerinin harekete geçebileceğine dair uyarılarda bulundu ve ileriye dönük tehditler dile getirildi.
Bu gelişme, bölgedeki gerilimi artırma potansiyeli taşıyor; diplomatik çabalar ve uluslararası tepkiler takip edilmeye devam ediyor.
Erken seçim çağrıları sürerken… Bu anket sonucunda AKP yüzde 28’in altında!