Avrupa Merkez Bankasından sabit kripto para uyarısı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Avrupa Sistemik Risk Kurulu (ESRB) 9. Yıllık Konferansı’nın açılışında önemli bir konuşma yapıldı. Finansal sistemin hızla değiştiği bir dönemden geçildiğine vurgu yapıldı; jeopolitik parçalanma, iklim değişikliği ve hızlı dijital dönüşüm, finans sektörünün dinamiklerini değiştirmekte.

Özellikle, geçmişte Avrupa’nın finansal sistemi bankaların hâkimiyetindeyken, artık bu durumun değiştiği ifade edildi. Banka dışı finans sektörünün hızla büyümesiyle birlikte, riskleri tespit etme yöntemlerinin de evrildiği aktarıldı.

Banka faaliyetlerinin, yeni girişimler ve fintech platformları gibi yeni katılımcılarla daha da iç içe geçtiği belirtildi. Bankalar ile banka dışı finans kuruluşları arasındaki sınırların giderek belirsizleştiği ifade edildi.

Ayrıca, sabit kripto paraların ihraç edilme nedenleri ve bunların kripto ekosistemiyle olan ilişkileri üzerine değinildi. Bu tür varlıkların, istikrarlı değer sağlama vaadiyle piyasaya sürüldüğü ve ticaret için bir köprü görevi üstlendiği vurgulandı. Ancak aynı zamanda daha geleneksel işlevleri de üstlenmeyi hedefledikleri belirtildi.

Söz konusu yeni faaliyetlerin getirdiği potansiyel riskler de gündeme getirildi. Özellikle likidite riskinin önemli bir endişe kaynağı olduğu ifade edilerek, yatırımcılar için kısa vadeli geri ödeme vaat eden kuruluşların yarattığı zorluklar üzerinde duruldu. Bu tür kuruluşların likidite durumlarının gözden geçirilmesi gerektiği vurgulandı.

Ayrıca, AB Kripto Varlık Piyasaları Yönetmeliği ile sabit kripto paralar konusundaki risklerin ele alınmasının amaçlandığı kaydedildi. İlk olarak, sabit kripto para ihraç edenlerin, yatırımcıların varlıklarını her zaman nominal değerde geri almasına izin vermesi gerektiği belirtildi. İkinci olarak ise, stabil kripto para ihraç edenlerin, banka mevduatlarında önemli rezerv bulundurmasının zorunlu olması gerektiği ifade edildi.

Sistemde, AB kuruluşları ile AB dışı kuruluşların birlikte stabil kripto paralar ihraç etmesine yönelik bazı boşlukların bulunduğu dile getirildi ve bu durumların AB yönetmeliklerinin kapsamını etkileyeceği vurgulandı.

Önemli risklerin farkında olunduğu ve proaktif önlemler alınması gerektiği dile getirildi. Avrupa mevzuatının, bu tür programların sağlam eş değerlik rejimleri ve varlık transferi güvence altına alınmadan uygulanamayacağını belirtmesi gerektiği ifade edildi.