40,7563$% 0.14
47,6682€% 0.38
54,9491£% 0.24
4.425,36%-0,42
3.375,97%-0,63
10.972,63%0,15
11 Ağustos 2025 Pazartesi
Ali Can POLAT
Türkiye’de en uygun fiyatlı araç olarak bilinen yerli üretim otomobillerin pazar payı, tarihi bir düşüş yaşayarak yüzde 30’un altına geriledi. Şimdi de otomobil üretiminde azalma gözlemleniyor. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, 2025 yılının ilk 7 ayında traktör ve ağır ticari araçların etkisiyle toplam otomotiv üretimi, yüzde 1 artışla 834 bin 838 adete ulaştı.
SADECE ZENGİNLERİN TERCİHİ
Ancak, otomobil üretimi yüzde 3.8 oranında düşerek 521 bin 444 adede geriledi. Aynı dönemde otomotiv ihracatı da yüzde 5 azaldı. 2025 yılı Ocak-Temmuz döneminde otomobil pazarında ithal araçların payı yüzde 70’e yükseldi ve bu araçların satışları yüzde 7 oranında arttı. Böylece otomobil alımında sadece zenginlerin ön plana çıktığı görülüyor. Hafif ticari araçlarda yerli üretim payı düşerken, ithal araçların payı artış gösterdi. Yılın ilk 7 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre, toplam hafif ticari araç satışları yüzde 6 ve ithal hafif ticari araç satışları ise yüzde 23 artarken, yerli ticari araç satışları yüzde 33 oranında düştü.
2025 yılı Ocak-Temmuz döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam otomotiv ihracatı, adet bazında yüzde 9, dolar bazında ise yüzde 14 artış gösterdi. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin verilerine göre toplam otomotiv ihracatı 23.5 milyar dolar seviyesine ulaştı.
Küresel ekonominin en önemli aktörü olan Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye ekonomisi hakkında çarpıcı eleştirilerde bulundu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yönelik yapılan değerlendirmelerde, Türkiye’nin yüksek dış borç seviyesi ile ilgili kaygılar dile getirildi ve bu durumun ödeme kabiliyeti üzerinde risk oluşturabileceği vurgulandı.
‘Ciddi Riskler Mevcut’
IMF, Türkiye’nin enflasyonla mücadele politikasını eleştirerek, “Makroekonomik politikalar, enflasyonu orta vadede Merkez Bankası’nın (TCMB) hedeflerine sürdürülebilir bir şekilde indirmek için yeterince sıkı değil” açıklamasını yaptı. Ayrıca TCMB’nin rezerv yeterliliği konusunda da endişelerini paylaştı: “Türkiye’nin rezerv yeterliliği yüzde 72 seviyesindedir ve bu oranın en az yüzde 100 olması gerekmektedir” ifadesini kullandı. 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan operasyon sonrası TCMB’nin yaklaşık 60 milyar dolarlık rezerv satışı ile ilgili olarak IMF, “Mart ayındaki çıkışlar rezervleri olumsuz etkiledi, bu durum rezerv kalitesinin hala sorunlu olduğunu gösteriyor” yorumunu yaptı. Raporda, TCMB rezervlerindeki artışın büyük ölçüde altın fiyatlarındaki yükselişten kaynaklandığı belirtildi.
IMF, Türkiye’nin dış borcunun ‘orta vadede’ sürdürülebilir olduğunu savunsa da, döviz kurundaki değer kaybının borç ödeme yapısında ciddi riskler barındırdığına dikkat çekti. Türkiye’nin dış borcunun yüzde 43.8’inin kısa vadede geri ödeneceğini ifade eden IMF, Türkiye’ye sermaye hareketlerine yönelik kısıtlama getiren uygulamaları kaldırma ve seçici kredi politikalarından vazgeçme tavsiyesinde bulundu.
IMF, cari açığın artmaya devam ettiğini ve Türkiye’nin yüksek dış borç yükü altında olduğunu hatırlattı. “Türkiye, likidite şoklarına, yatırımcı güvenindeki ani değişimlere ve küresel faiz oranlarındaki artışlara karşı savunmasız bir konumda” uyarısında bulundu. Ayrıca IMF, reel sektörün döviz pozisyonunun geçen yıl önemli ölçüde kötüleştiğini belirtti. Rapor, dolara karşı Türk lirasının diğer para birimlerine oranla sadece yüzde 5.2 değerli olduğunu ortaya koydu.
Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde bu akşam saat 19.53’te 6.1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Yerin 11 kilometre derinliğinde gerçekleşen bu deprem sonucunda 1 kişi hayatını kaybederken, 29 kişi de yaralandı. Depremin etkisi, İstanbul, İzmir ve Bursa başta olmak üzere birçok ilde hissedildi.
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un, Balıkesir Sındırgı’da yaşanan 6.1 büyüklüğündeki depremin öncesinde, tam 1 ay önce bölgedeki risklere dikkat çekerek uyarılarda bulunduğu öğrenildi.
Prof. Dr. Üşümezsoy, 6.1 büyüklüğündeki Balıkesir depremi ile ilgili olarak sosyal medyada gündeme gelen tahminini, Habertürk TV’de detaylandırdı.
Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde, arazi anlaşmazlığı nedeniyle akrabalar arasında çıkan silahlı çatışmada 30 yaşındaki Mehmet Gülü Seçme ile 50 yaşındaki Murat Seçme hayatını kaybetti. Olayda bir kişi de yaralandı.
Bir süre önce aralarında başlayan arazi anlaşmazlığı nedeniyle husumet bulunan iki akraba ailenin, Bozdere Mahallesi’nde karşılaşması sonrasında gerginlik arttı.
Sözlü tartışma kısa bir süre zarfında silahlı bir çatışmaya dönüştü. Olay sırasında 28 yaşındaki Murat Seçme de dahil olmak üzere üç kişi yaralandı. İhbarın ardından bölgeye sağlık ekipleri ve jandarma sevk edildi. Yapılan ilk kontrollerde, Murat Seçme’nin olay yerinde yaşamını yitirdiği tespit edildi. Yaralılar Mehmet Gülü Seçme ve Murat Seçme, ambulansla Birecik Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.
Yaralı duruma getirilen Mehmet Gülü Seçme, doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamadı. Acı haberi alan yakınları hastaneye akın ederek gözyaşlarına boğuldular.
Jandarma ve polis ekipleri, hastane çevresinde ve olayın gerçekleştiği mahallede geniş güvenlik tedbirleri aldı. Olayla ilgili olarak soruşturma başlatılmıştır.
İsrail ordusunun Gazze kentinde, Şifa Hastanesi yakınlarında gazetecilere ait çadıra düzenlediği saldırıda, 5 gazeteci hayatını kaybetti. Bu gazeteciler arasında 2 Al Jazeera muhabiri de bulunuyor.
İsrail, Gazze’ye yönelik saldırılarına devam ederken, son hedefi gazetecilerin bulunduğu çadır oldu.
Bu olayda Gazze’deki Şifa Hastanesi çevresinde yer alan çadıra yapılan saldırıda Al Jazeera muhabirleri Enes eş-Şerif, Muhammed Kurayka ve 3 kameraman yaşamını yitirdi.
İsrail ordusu, Enes es-Şerif’in ölümünü doğruladı ve açıklamasında, “Şerif’in Hamas’ta bir hücre lideri olarak görev yaptığı ve İsrail’e roket saldırıları planladığı” iddiasıyla hedef alındığını belirtti.