40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
02 Ağustos 2025 Cumartesi
CHP İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen, Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından yayımlanan 2025 yılı ilk yarısına dair “Ekonomik Değerlendirme Anket Analizi” sonuçlarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Ösen, iç pazar ve dış pazardaki talep düşüşünün yanı sıra üretim kapasitesinin de azaldığını vurguladı. 2025 yılı ilk yarısında firmaların %68’inin üretimlerinin azaldığını bildirdiğini kaydetti.
Ösen, anket sonuçlarının sanayicilerin geleceğe dair umutsuzluğunu yansıttığını belirtirken, “Firmaların %51’i ‘ekonominin koşullarına ilişkin beklentiler’ sorusuna ‘kötü olmaya devam edecek’ cevabını verirken, %21’i ise ‘daha da kötü olacak’ yanıtını veriyor. Bu durumda her 10 sanayiciden 7’si umutsuz bir bakış açısına sahip.” şeklinde konuştu.
Bu veriler ışığında, iktidarın sanayicilerin toparlanması için gerekli adımları atmadığını söyleyen Ösen, sanayicilerin sorunlarını da gündeme getirdi. Yüksek kredi faizlerinin devam etmesi, kurların baskılanması ve iç talepteki yavaşlama gibi durumların sanayicilerin zorluğunu artırdığını ifade etti. Ayrıca iş gücü maliyetlerindeki artış, döviz kurlarındaki belirsizlik ve nakit akışındaki bozulmaların çözülmesi gereken sorunlar arasında yer aldığını vurguladı.
Ösen, hükümetin sanayicilerin sesine kulak vermesi gerektiğini belirterek, “Öncelikle finansmana erişimin önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor. Aylardır sanayiciler finansmana erişim bekliyor. Bununla birlikte finansmana erişim maliyetlerinin düşürülmesi de acil talepler arasında.” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ocak-haziran döneminde turizm geliri 25 milyar 778 milyon 39 bin dolar olarak belirlendi.
Bu rakam, geçen yıla göre yüzde 7,6’lık bir artış göstererek yılın ilk yarısındaki en yüksek turizm geliri olarak kaydedildi.
Bu dönem içerisinde Türkiye’yi ziyaret eden turist sayısı, geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında yüzde 1,7’lik bir artışla 25 milyon 533 bini geçti.
Türkiye’yi ziyaret eden yabancı turistlerin hediyelik eşya harcamaları, 2023 yılının ilk yarısında rekor bir seviyeye ulaştı.
Geçen yılın ocak-haziran döneminde 904 milyon 396 bin dolar harcayan turistler, bu yıl aynı dönemde hediyelik eşya için yüzde 15 artışla 1 milyar 48 milyon 518 bin dolar harcama gerçekleştirdi.
Antalya, Muğla ve İstanbul gibi popüler destinasyonlarda yoğunlaşan turistler, bu dönemde en yüksek hediyelik eşya harcamasını yaptı.
Bu harcama, şimdiye kadarki en yüksek rakam olarak kayıtlara geçti.
Türkiye’nin kültürünü yansıtan Türkiye’ye özgü magnetlerden halı, kilim, lokum ve çerez gibi ürünler, dünyanın dört bir yanına götürüldü.
Turizm gelirlerinin harcama türlerine göre analizi gösteriyor ki, turistler ilk 6 aylık dönemde en fazla yeme-içme alanında harcama yapmışlardır.
Bu dönemde turistlerden elde edilen gelir, yeme-içme kategorisinde 5 milyar 427 milyon 718 bin dolar olarak kaydedilirken, bunu 4 milyar 573 milyon 740 bin dolarla diğer mal ve hizmet harcamaları takip etti.
Turistlerin yerli ve uluslararası ulaştırma harcamaları 3 milyar 544 milyon 208 bin dolar, giyecek ve ayakkabı harcamaları ise 2 milyar 693 milyon 516 bin dolar olarak rapor edildi.
Yılın ilk 6 ayında turistlerin harcama türlerine göre verileri ise şu şekilde belirlendi:
Harcama Türleri ve Miktarları (Bin Dolar):
Yeme-İçme: 5.427.718
Diğer Mal ve Hizmetler: 4.573.740
Yerli Uluslararası Ulaştırma: 3.544.208
Giyecek ve Ayakkabı: 2.693.516
Konaklama: 2.621.724
Sağlık: 1.392.762
Ulaştırma (Türkiye İçi): 1.284.425
Hediyelik Eşya: 1.048.518
Diğer Harcamalar: 831.706
Spor, Eğitim, Kültür: 312.681
Tur Hizmetleri: 48.446
Artan enerji fiyatları karşısında elektrik faturalarını azaltmanın yollarını ararken, mutfaktaki basit bir alışkanlığın gizli maliyeti gün yüzüne çıktı.
Pek çok kişinin farkında olmadan yaptığı sıcak yemekleri buzdolabına koyma hatası, cihazın elektrik tüketimini %25 oranında artırarak hem faturalarınıza olumsuz etki ediyor hem de buzdolabının ömrünü kısaltıyor.
Peki, bu basit hareket faturayı nasıl etkiliyor? Buzdolabına sıcak bir yemek konulması, cihazın iç sıcaklığını aniden yükseltiyor. Bu durumda, buzdolabı bu ısıyı dengelemek için kompresörünü daha uzun süre ve daha yoğun bir biçimde çalıştırmak zorunda kalıyor. Bu da, elektrik tüketimini kayda değer ölçüde artırıyor.
Yapılan değerlendirmelere göre, bu yaygın davranışın ortalama bir aileye yıllık maliyeti yaklaşık 2.100 TL’ye kadar çıkabiliyor. Üstelik bu sorun genellikle, herhangi bir uyarı veya arıza sesi olmadan gerçekleştiği için fatura gelene kadar fark edilmez.
Tekrarlanan “termal şoklar” sadece elektrik faturalarınıza etki etmekle kalmaz, aynı zamanda cihazınıza da uzun vadede zarar verir. Sürekli aşırı yük altında çalışan kompresör, daha hızlı bir şekilde yıpranır. Bu durum, buzdolabının erken bozulma riskini artırır. Daha kısa ömürlü bir cihaz ise, beklenmedik yüksek yenileme maliyetleri ile sonuçlanabilir.
Neyse ki bu maliyetli hatayı düzeltmek oldukça basit. Uzmanların önerdiği en temel kural şudur: Pişirdiğiniz yemekleri buzdolabına koymadan önce oda sıcaklığında en az 20-30 dakika soğumaya bırakmalısınız.
Soğuma sürecini hızlandırmak için, yemeği daha geniş ve sığ bir kaba aktarmak da etkili bir yöntemdir. Bu basit alışkanlık, hem cihazınızı hem de bütçenizi koruma altına alır.
Terörsüz Türkiye projesinin en kritik adımı, 12 Mayıs’ta PKK’nın kendini feshetmesi ve silahları bırakacağını açıklamasıyla gerçekleşti. Bu gelişmenin ardından, Meclis’te sürecin hukuki zemininin oluşturulması amacıyla Terörsüz Türkiye komisyonu kuruldu. Bu süreçte, DEM Parti heyetinin sık sık ziyaret ettiği PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın dikkat çeken uyarıları İmralı tutanaklarına yansıdı.
Nefes gazetesinin yazarı Aytunç Erkin’in aktardığı bilgilere göre; Mayıs ayında İmralı heyetiyle gerçekleştirdiği görüşmede Öcalan, süreçle ilgili “Çomak sokmak isteyenler var. Bu masa ve konuşulanlar tarihi bir öneme sahip. Ancak yüzde yüz başarılı olacağını söylemek mümkün değil. Bozucular mevcut” dedi.
İmralı heyetinin, Öcalan’ın bu değerlendirmelerine yanıt olarak, “Dışarıdan bozmak isteyen unsurlar bulunuyor. Kandil’in belirttiğine göre, çağrıdan sonra etki sağlayan güçler devreye girmek istiyor. Onlarla görüşmek istiyorlar ve ‘Silah bırakmayın’ çağrısı yapıyorlar. ‘Rojava’da federasyon istemiyorsunuz’ diyorlar. Birleşmiş Milletler ve diğer güçler süreci desteklediklerini öne sürüyorlar, fakat arka planda ilişki kurarak ‘silah bırakmayın’ mesajı veriyorlar. Şu ana kadar tanışmaktan çekinenler, Kandil ile bir araya gelmek istiyorlar ve stratejik bir ilişki geliştirme çabası içinde.” şeklinde ifade ettikleri aktarıldı.
Öcalan’ın bu duruma dair değerlendirmesi ise “Yani şimdi bunu söylüyorlar. İlginç, daha önce dile getirmedikleri bir konu. Şimdi bu durumu konuşuyorlar. Amerika, İsrail ve İran güçleri buna dahil mi? (Heyete yöneliyor) Bunu görün, anlayın ve bir sonuç çıkarın. Bu kozun ellerinden alınması onları korkuttu. Ne yapacağımıza gelince, lütfen gizli bir toplantı yapıyormuşuz gibi rahat konuşun. Açıkça görüşlerinizi ifade edin.” şeklinde olduğu iddia edildi.
Ankara’nın kültürel zenginliklerinden biri olan Hamamönü’nde faaliyet gösteren Neyhane, 15 yıl boyunca ney ve kanun gibi geleneksel Türk enstrümanlarının hem üretim hem de eğitimi konusunda önemli bir rol üstlendi. Neyhane’de yetişen birçok yetenekli müzisyenden biri olan genç teğmen, Hakkari’de şehit oldu. Bu kahraman teğmenin ardında, kendisine ait üç hilal tasarımıyla dikkat çeken bir ney bırakıldı.
Neyhane’nin yöneticisi ve ney hocası Ömer Faruk Keskin, öğrencisi olan şehit teğmenin yadigarı olan üç hilalli neyi, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye takdim etti. Bahçeli, bu manevi değere sahip olan emanet karşısında büyük bir duygusal an yaşadı.
Bahçeli, kendisine sunulan neyin müzede sergilenmesini istedi. Böylece, şehidin neyi artık MHP Genel Merkezindeki müzede yer alacak.
Ziyaret esnasında Ömer Faruk Keskin, Bahçeli’nin isteği üzerine makamında ney çaldı. Bu anlamlı anlarda, Keskin, Bahçeli’nin çok sevdiği ve geçen yıl vefat eden ünlü sanatçı Ferdi Tayfur’un bazı eserlerini ney ile seslendirdi.