41,2421$% 0,44
48,3440€% 0,72
55,7623£% 0,62
4.789,97%1,85
3.587,06%1,19
10.729,49%-0,92
07 Eylül 2025 Pazar
Coldplay konserinde, insan kaynakları müdürü olarak görev yapan Kristin Cabot’un, konser sırasında CEO ile samimi bir şekilde görüntülendiği öğrenildi. Eşine boşanma davası açan Cabot’un, yaşanan yasak aşkın ortaya çıkmasının ardından büyük bir skandalın patlak verdiği bildirildi.
Temmuz ayında, grubun ABD’deki ‘Music of the Spheres’ turnesi kapsamında verdiği bir konserde yakınlaşan iki kişinin görüntülenmesi, bu durumu ortaya çıkardı. Kristin Cabot ve CEO’nun aynı şirkette çalıştığı açıklandı.
O dönemde teknoloji şirketinin CEO’su olan kişi, skandalın ardından istifa ettiğini duyurdu. Bunun hemen ardından, insan kaynakları müdürü Kristin Cabot’un da istifa ettiği belirtildi.
Kristin Cabot, 2023 yılından beri evli olduğu eşiyle boşanma davası açtığını 13 Ağustos’ta New Hampshire’daki mahkemeye sundu. Boşanma davasının, konser sırasında yaşanan olayın ardından geldiği kaydedildi.
Konserde ifşa olan yasak aşkın, çiftin evliliğinde sorunları derinleştiren bir etken olduğu ifade edildi. Olayla ilgili bir kaynağın verdiği bilgiye göre, çiftin uzun süredir evliliklerinde sorun yaşadığı ve ayrılmayı düşündükleri belirtiliyor.
Temmuz ayında ABD’nin Boston kentinde düzenlenen Coldplay konserinde ‘kiss cam’ adlı canlı yayın kamerası, seyirciler arasında samimi bir şekilde oturan bir çifti yakaladığında, grubun solisti bir anons yaptı. Ancak görüntülenen çift, kameraları görünce panikleyerek dağıldı.
Sahnedeki solist olayı esprili bir dille yorumlayarak, “Ya aralarında bir yasak aşk var ya da sadece çok utangaçlar” dedi. İlk tahmin doğru çıktı.
Kısa süre içinde sosyal medyada yayılan görüntülerdeki kişilerin, CEO ve insan kaynakları müdürü olduğu öğrenildi. Her ikisinin de başka kişilerle evli olduğu bilgisi de sosyal medyada hızla yayıldı.
Skandalın ardından CEO’nun eşinin sosyal medya hesaplarından soyadını değiştirmesi dikkat çekti.
Türkiye’nin otomotiv sektörü, Ağustos ayında ihracatını geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,3 artırarak 2 milyar 733 milyon dolara ulaştı. Sektör, yılın Ocak-Ağustos döneminde ise toplamda 26 milyar 547 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirdi ve bu rakam, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12,9’luk bir artışı ifade ediyor. Otomotiv endüstrisi, Türkiye ihracatının yüzde 12,5’ini oluşturuyor.
Ağustos ayında tedarik endüstrisinin ihracatı, yüzde 1 artış göstererek 1 milyar 221 milyon dolara çıktı. Diğer ürün gruplarındaki ihracat rakamları ise şu şekilde oluştu: Binek otomobillerin ihracatı yüzde 2 düşerek 705 milyon dolar, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar yüzde 9 düşüşle 366 milyon dolar, otobüs-minibüs-midibüs ihracatı yüzde 26 artışla 272 milyon dolar ve çekiciler yüzde 19 artışla 127 milyon dolar olarak kaydedildi. “Diğer” kategorisinde listelenen sektörlerin ihracatı ise 42 milyon dolar olarak açıklandı.
Ağustos ayında sektörün en büyük pazarı olan Almanya’ya yapılan ihracat, yüzde 41 artışla 499 milyon dolara yükseldi. Fransa, yüzde 14 artış ve 281 milyon dolar ile ikinci büyük pazar oldu. İspanya ise yüzde 59 artışla 238 milyon dolarlık bir ihracat rakamına ulaşarak üçüncü büyük pazar konumunu sürdürdü.
Otomotiv sektörü Temmuz ayı itibariyle ihracat liderliğini sürdürdüğünü ve özellikle çekiciler ile otobüs-minibüs-midibüs ürün gruplarında çift haneli artışlar kaydedildiğini ifade etti. İlk sekiz ayda toplam ihracatlarını 26,5 milyar doları aşarak Türkiye’nin ihracatına en büyük katkıyı sağladıkları vurgulandı.
Bugün, muhalefet ve bazı grupların yargı hedef alındığı vurgulandı. Belirli bir isim, aslında yargının içinde bulunduğu durumu eleştiren ifadeler kullandı.
Eski bir milletvekili, bir avukatın gözaltına alınma sürecinde önemli iddialar öne sürdü. Bu süreçte, birçok üst düzey ismin devreye girdiği iddia ediliyor.
Bazı siyasi figürlerin, gözaltı sürecinin ardından gerçekleştirdiği açıklamalarla, iktidar cephesinde gerginlik yaşandı.
Bir yazar, Türkiye’nin hukuk olgusu üzerine düşüncelerini paylaştı. Belli bir isim vermeden, genel siyasetteki bir grup insanın pozitif hukuk düzenini sorguladığını belirtti:
“Aktüel siyasette bazı muhalefet unsurlarının hukuksuzluğu meşrulaştırmaya çalıştığı gözlemleniyor.”
Yazar, mevcut hukukun önemli noktalarına değinerek, bu bağlamda bazı taleplerin kabul edilmeyeceğinin altını çizdi:
“Hiçbir hukuk düzeni mutlak normatif kesinliğe sahip olamaz. Bu nedenle hukukun değişkenliği göz önünde bulundurulmalıdır. Hareket alanı yaratan demokratik siyasetin önemi büyüktür.”
Yazarın paylaşımları detaylandırarak, hukukun ön planda tutulması gerektiğini belirtti:
“Türkiye’nin genel gündeminde hukukun merkezi bir tema olarak kalması, sürekli bir reform ihtiyacını doğuruyor. Herkesin bu süreçte katkı sağlaması değerlidir.”
Hukukun tanınması ve geliştirilmesi adına atılacak adımların önemi vurgulandı:
“Pozitif hukuk düzeni değişken bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, hukuk normlarının gelişimi sürekli göz önünde tutulmalıdır.”
Sonuç olarak, hukuk alanında yapılacak her türlü sağduyulu değişim ve reform, toplum açısından kazandırıcı bir süreç olacaktır.
CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nden bir mektup yazdı.
İmamoğlu, gençlere yönelik mektubunda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlik ile ilgili sözlerine atıfta bulunarak, “Hayallerinizle, fikirlerinizle, azminizle bu ülkeyi yeniden inşa edeceğiz. Hep birlikte ‘Tam Yol İleri!’ diyerek adaletin, özgürlüğün ve eşitliğin hâkim olduğu bir Türkiye’yi kuracağız” ifadelerini kullandı.
167 gündür tutuklu olan Ekrem İmamoğlu, mektubunda şunları yazdı:
“Sevgili gençler, bu mektubu, Silivri Cezaevi’nde bulunduğum hücremden yazıyorum ve sizlerle özlemlerimi, umutlarımı paylaşmak istiyorum. Sizi çok özledim…
Sizler, bu ülkenin geleceğini şekillendiren en büyük gücünüz. Hayat, bazen zorlu yollar, bazen de engin ufuklarla bir mücadele sahnesidir. Gençlik, bu uzun yolculuğun en coşkulu, en kararlı, en ilham verici anıdır. Bu çağ, aklınızı kullanmanın, hayalleri gerçeğe çevirmenin, dayanışmayla dünyayı daha güzel kılma inancının hakim olduğu bir zamandır. Sizler, yalnızca kendi hikayenizi değil, bir milletin kaderini yazıyorsunuz.
Biliyorum ki, özgür, adil ve eşit bir gençliği yaşamak için önünüzde pek çok engel var. Eğitimdeki fırsat eşitsizlikleri, barınma ve geçim kaygıları, mezuniyet sonrası iş bulma mücadelesi, emeğinizin karşılığını alamama ve haklı taleplerinizi dile getirdiğinizde maruz kaldığınız baskılar… Bu zorluklar, sizin sabrınızı, cesaretinizi ve azminizi sınayan gerçeklerdir. Ama unutmayın: Sizler, bu toprakların vicdanı, değişimin ve umudun temsilcilerisiniz. Size baktığımda, hayal kuran, umudu taşıyan, ülke genelindeki olumsuzluklara rağmen düşünmekten, öğrenmekten ve üretmekten vazgeçmeyen, Türkiye için adalet talep eden ve özgürlük için mücadele eden kardeşlerimi görüyorum.”
“Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ‘Biz her şeyi gençliğe bırakacağız… Geleceğin umudu, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün umudum gençliktedir’ diyerek gençlere olan güvenini belirtmiştir. O, bu sözleriyle yalnızca bir temenniyi değil, bir milletin geleceğini gençlerin ellerine emanet etme iradesini ortaya koymuştur. Sizler, Atatürk’ün bu emanetini taşımakta, onun gösterdiği yolda bilimin, aklın ve vicdanın rehberliğinde yürümekte olan gençlersiniz. Bu emanet, sizin omuzlarınızda yükselecek; çünkü bu ülkenin yarınlarını inşa edecek olanlar, onun fikirlerini yaşatacak ve adaletsizliğe karşı duran sizlersiniz.”
“En büyük dileğim, haksız yere özgürlüklerinden mahrum bırakılan arkadaşlarınızın bir an önce aranıza dönmesi ve omuz omuza, daha adil, daha özgür, daha eşit bir Türkiye’yi kurmamızdır. Bu yolda karşımıza çıkan her engel, sizin dayanışmanız, cesaretiniz ve kararlılığınızla aşılacaktır. Sizler, bu ülkenin kalbi ve geleceğin mimarlarısınız. Haksızlığa karşı susmayan, adaletsizliğe karşı duran, her zorluğa rağmen umudunu kaybetmeyen bir nesilsiniz.
Tek bir ricam var: Yüreğinizdeki sarsılmaz umudu ve gözlerinizdeki kararlı ışığı asla kaybetmeyin. Birlikte tartışın, öğrenin, paylaşın, birbirinize güç verin. Her biriniz, bu topraklara ekilen bir tohum ve geleceği aydınlatacak bir meşalesiniz.
Hayallerinizle, fikirlerinizle, azminizle bu ülkeyi yeniden inşa edeceğiz. Hep birlikte ‘Tam Yol İleri!’ diyerek adaletin, özgürlüğün ve eşitliğin hâkim olduğu bir Türkiye’yi el ele kuracağız. Sizin enerjiniz, inancınız ve dayanışmanız bu ülkenin yarınlarını yeniden yazacak. Sizleri çok seviyor, kavuşacağımız günleri hasretle bekliyorum.”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin 102. kuruluş yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde Eymir Gölü’nde gerçekleştirilen CHP 102. Yıl Koşusu’na katıldı.
Özel, bu etkinlikler kapsamında Eymir Gölü çevresindeki 10 km’lik parkuru 56 dakikada tamamladı.
Koşu sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, partisinin kuruluş yıl dönümünü 4-9 Eylül tarihleri arasında kutlayacaklarını ve bu hafta boyunca yoğun, bilimsel, kültürel, sanatsal ve siyasal etkinlikler düzenleyeceklerini belirtti. Ayrıca, pazar gününü de 102. yıl koşusuna ayırdıklarını ifade etti.
Özgür Özel, en son Kadıköy’de maraton koştuğunu ve Ankara’da maraton pistlerinin yetersizliğinden bahsetti. Bu konuda, “Mansur Başkan, Ata Çiftliği’nde güzel bir tam maraton parkuru hazırladı. Umuyorum ki seneye onu da koşacağız. Burası ODTÜ Ormanı’nın içinde, Eymir Gölü’nün etrafında. Yanan ODTÜ Ormanı’nın ağaçlarının yerine ağaç dikme kampanyası da bugün başlatılacak. Bu nedenle bugün bir maraton parkuru düzenlendi. Genç arkadaşlarla birlikte koştuk. 10 kilometreyi biraz geçen bir parkuru hep beraber el ele koştuk.” dedi.
Milli maratoncumuz Mehmet Yurdadoğan burada. O, her zaman Ankara’daki etkinliklerimize eşlik ediyor. “Gençler bilmez,” dedi Özel, “Mehmet Bey maraton koşarken sınırı geçmiş, peşinden ‘yurda dön’ diye bağırmışlar. Öyle bir özelliği vardır. Biz de bugün genç arkadaşlarla birlikte koştuk. Her yıl Cumhuriyet’in 150. ve kuruluşumuzun 200. yıllarında bu koşular yapılırken burada arkadaşlarımızı anmayı umuyoruz. Koşunun sonunda hepimiz ödül olarak İmamoğlu’na özgürlük isteyen tişörtlere sahip olduk.” şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin, partisinin 21 Eylül’de yapılacak olağanüstü kurultayına dair sorduğu soru üzerine, “Bugün maraton günü, siz yine engelli koşuya getirdiniz,” diye yanıt verdi. Kadıköy’deki maratonu 59 dakikada bitirdiklerini, bugün yaptıkları koşuyu ise 56 dakikada tamamladıklarını aktaran Özel, “Öbür koşuyu nasılsa tamamlarız.” şeklinde konuştu.
Özgür Özel, kendisine yönelik “Uzaktan kumanda ile idare edilen genel başkan” ifadesini kullanan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a cevap verdi.