41,2872$% 0,26
48,5703€% 0,46
56,0544£% 0,32
4.839,10%0,35
3.649,04%0,35
10.486,92%0,36
09 Eylül 2025 Salı
Coldplay konserinde, Astronomer şirketinin yüksek düzeydeki yöneticileri arasındaki yasak ilişki ifşası büyük yankı uyandırdı. İnsan kaynakları müdürü Kristin Cabot’un boşanma davasını açtığı eşi Andrew Cabot, olayın ardından konuştu.
Temmuz ayında meydana gelen skandala göre, aynı şirketin iki yöneticisi, Coldplay konserinde ‘kiss cam’ adı verilen seyirci kamerasına sarılırken yakalanmıştı. Gizli kalmak için çaba sarf etmeleri sonucunda ise ilginç görüntüler ortaya çıkmıştı. Bu görüntüler sosyal medya platformlarında hızla yayıldı ve her ikisi de başka kişilerle evli olan yöneticiler, işlerinden istifa etmek zorunda kaldı.
Olaydan iki ay sonra Kristin Cabot’un boşanma davası açtığı eşi Andrew Cabot, ayrılıklarındaki zaman dilimi ile ilgili bir açıklama yaptı.
Andrew Cabot’un konuşan sözcüsü, Cabot çiftinin Coldplay konserinden birkaç hafta önce dostça ayrıldığını belirtti. “Boşanma kararı o akşamdan önce çoktan verilmişti” diyen sözcü, “Boşanma davasının kamuoyuna açıklanması, Andrew’un spekülasyonların son bulmasını ve ailesinin her zaman önem verdiği özel hayatın korunmasını umuyor. Başka bir kamuoyu açıklaması yapılmayacak” ifadesini kullandı.
Andy Byron ve Kristin Cabot’un ilişkisi, istemedikleri bir şekilde bütün dünyaya yayıldı, ancak olayla ilgili henüz hiçbir açıklama yapılmadı.
Astronomer’ün yeni CEO’su, göreve başladıktan çok kısa bir süre sonra yaşanan bu skandala atıfta bulundu ve şirketin bu ilgi odağının karşılığını vermek adına büyük bir reklam kampanyası düzenleyeceğini açıkladı.
Türkiye’nin güncel ekonomik durumu üzerine önemli değerlendirmelerin yapıldığı 22’nci Para Politikası Değerlendirme Notu yayımlandı. Bu raporda, iç siyasette yaşanan belirsizliklerin artmasıyla birlikte Türkiye ekonomisindeki risklerin büyüdüğü ifade ediliyor. Finansal istikrar göstergelerinin dikkatle izlenmesi gerektiği belirtilirken, risklerin hayata geçmesi durumunda finansal istikrarı koruma yollarına öncelik verilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Önceden dile getirilen risk unsurlarının hala geçerliliğini koruduğu ifade ediliyor. Rapor, enflasyon beklentilerinin hala belirgin bir şekilde düşürülmediğini, kamu tarafından belirlenen mal ve hizmet fiyatlarındaki artışların sürdüğünü, bütçe açığının yüksek seviyede devam ettiğini, ekonomi programına yönelik eleştirilerin arttığını ve ihracatçıların küresel pazarlardaki rekabet koşullarıyla mücadele ettiğini aktarıyor.
Rapor, yapılan değerlendirmeler doğrultusunda politika faizinin sabit tutulması gerektiğini öneriyor. Ayrıca, para politikasının esnekliği için Merkez Bankası’nın gecelik borç verme faizi ile repo faizi arasındaki farkın korunması gerektiği belirtiliyor ve mevcut gecelik borç verme faizinde bir değişiklik yapılmaması tavsiye ediliyor.
Kapsamlı bir ekonomik programın bir an önce uygulanması gerektiği, enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesine yönelik önemli bir adım olacağı ifade ediliyor.
ABD, Japonya’dan ithal edilen otomobil ve otomobil parçalarına uygulanan gümrük vergilerini 16 Eylül tarihine kadar yüzde 27,5’ten yüzde 15’e düşürecek. Bu kararın, Japon otomotiv endüstrisi üzerinde önemli bir rahatlama sağlaması bekleniyor.
Japonya’nın başmüzakerecisi, yapılan basın toplantısında, revize edilen tarifelerin resmi olarak yayımlanmasının ardından yedi gün içinde yürürlüğe gireceğini duyurdu.
Otomotiv sektöründeki bu gelişmeyi olumlu karşılayan yetkili, eczacılık ürünleri ve yarı iletken ihracatına yönelik tarifelerde ise hala belirsizliklerin bulunduğunu vurguladı. “Vergilerin devam etmesi durumunda ülkemizin ekonomisi zarar görmeye devam edecek” ifadesini kullanan yetkili, ABD’nin bu alanlarda atacağı adımların büyük bir öneme sahip olduğunu belirtti.
Yozgat’ta artan üretim maliyetleri karşısında çiftçiler alternatif yöntemler bulmaya çalışıyor. Bazıları gübre ve tohum kullanımını azaltırken, diğerleri işçi giderlerini kısmaya yönelik çözümler geliştiriyor. Genç üretici, Doğu Anadolu’yu batı illerine bağlayan karayolu boyunca bulunan domates tarlasını ziyaretçilere açtı. Yolda seyredenler, araçlarını durdurarak tarlaya girip domatesleri dalından toplama fırsatı buluyor.
Domates almaya gelen bir müşteri, “Burası bir komşunun bahçesi. Yirmi liradan domates alıyorum. Yuvarlak domates için yirmi beş lira isteniyor. Menemen yapacağım, kızıma salça hazırlayacağım. İki bin liralık aldım; ailem için turşu, konserve, salça yapacağım inşallah.” dedi.
Domates üreticisi, müşterilerin istedikleri domatesleri kendilerinin seçmeleri ve beğenmediklerini bırakmalarının her iki taraf için de olumlu olduğunu belirtiyor. “Ben üniversite öğrencisiyim ve yaz aylarında buraya geliyorum. Buğday, arpa, mercimek gibi ürünlerin yoğun olduğu bir bölgede, farklı bir şey üretmek istedik. Ortağımla birlikte bu işle ilgileniyoruz. Müşterinin kendisi topladığında her zaman daha iyi; seçimini kendisi yapıyor, beğenmediğini bırakıyor. Müşteriler de bu durumu seviyor. Biz toplarsak işçi maliyetlerimiz daha da artıyor.” şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği’nde (AB) sanayi sektöründe yaşanılan kapanışlar, son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Avrupa Yeniden Yapılandırma Monitörü (ERM) verilerine göre, 2024 yılı itibarıyla toplam 72 büyük sanayi tesisi faaliyetlerini durdurma kararı aldı. Bu rakam, küresel mali krizin en ağır şekilde hissedildiği 2009 yılından bu yana kaydedilen en yüksek kapanış oranı oldu.
Pandemi dönemini geride bırakan bu kapanış sayısı, Avrupa ekonomileri üzerinde büyük bir endişe yarattı. 2009 yılında aynı dönemde 81 sanayi kuruluşu kapanmışken, 2020’de bu rakam 49 ile sınırlı kalmıştı. Ancak bu yıl 72 şirketin kapanması, ekonominin kırılganlığını ortaya koydu.
Kapanışların en belirgin etkisi iş gücü piyasasında kendini gösterdi. Sanayi sektöründe 18 bin işçi işsiz kaldı ve bu tarihsel olarak AB için üçüncü en yüksek kapanış sonucu olarak kayıtlara geçti. Bu durumu daha iyi anlamak için; küresel mali kriz döneminde 27 bin 300, Kovid-19’un zirve döneminde ise 18 bin 700 kişinin işini kaybettiğini belirtmek gerekir.
Kapanan işletmelerin coğrafi dağılımı ise dikkat çekici. Toplam kapanışların yüzde 17’si İspanya’da, yüzde 14’ü Fransa’da ve yüzde 11’i Almanya’da gerçekleşti. Daha küçük ekonomilere sahip Hırvatistan ve Danimarka gibi ülkelerde de dükkanlar faaliyetlerine son verdi.
Önceki yıllarda kapanışların çoğu Almanya merkezli olurken, bu yıl Avrupa genelinde kapanışların daha dengeli bir dağılım gösterdiği gözlemlendi. Uzmanlar, bu durumu Avrupa sanayisinin genelinde var olan yapısal zorlukların bir işareti olarak değerlendiriyor.