40,4343$% 0.24
47,1614€% 0.49
54,2613£% 0.02
4.344,14%0,72
3.349,56%0,33
10.366,16%-0,04
04 Ağustos 2025 Pazartesi
Ankara’nın Mevlana Bulvarı’nda, sürücülerinin kimliği henüz tespit edilemeyen bir otobüs ile kamyonetin çarpışması sonucu meydana gelen kazada, kamyonetteki S.Y., Y.Y., R.Y., K.K. ve kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi ile otobüsteki G.A. yaralandı.
Alınan bilgilere göre; yaralılar, Bilkent Şehir Hastanesi ve Gazi Hastanesi’ne sevk edildi. Olayla ilgili olarak geniş çaplı bir inceleme başlatıldı.
Sürmene ilçesi Fındıcak Mahallesi’nde H.Ö. ve eşi A.Ö’den haber alamayan aile üyeleri, çiftin fındık hasadı yapmakta olduğu bahçeye yöneldi.
Yardımseverleri, çiftin hareketsiz bir şekilde yerde yattığını görünce jandarma ve 112 Acil Sağlık ekiplerini derhal ihbarda bulundu.
AA’nın aktardığına göre; olay yerine ulaşan ekiplerin yaptığı incelemeler sonucunda, çiftin öldüğü anlaşıldı ve fındık bahçesinde elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.
Çiftin cenazeleri, kesin ölüm nedenlerinin tespit edilmesi amacıyla otopsi yapılmak üzere Trabzon Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi.
*Haberin fotoğrafı DHA tarafından sağlanmıştır.
AKP’nin 2023 seçimlerinde önemli bir rol oynayan ve yoksuldan zengine servet transferine yol açan Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulaması, bazı kesimlerce kamu kaynaklarının istismarına neden olduğu iddialarıyla gündeme geldi. Ekonomist Erol Taşdelen, KKM ile devlet kaynaklarının sıfır riskle kullanıldığını belirterek, kamu kurumlarının bu ‘KKM soygununu’ denetlemediğini ifade etti.
BİRÇOK KEZ TEKRARLANDI
Taşdelen, bazı şirketlerin ve bankaların KKM sistemini kötüye kullandığını savunarak, ‘kredi ile KKM’ye giden yolu’ şu şekilde tanımladı:
“Örnek verelim, bir şirket 10 milyon lira kredi alıyor. Bu miktar hemen KKM hesabına yatırılıyor. Döviz kuru yükseldikçe kamu, kur farkını karşılıyor. Vade sonunda şirket hem anaparayı hem de kur farkını elde ediyor. Kredi geri ödendiğinde şirket büyük bir kazanç sağlamış oluyor.” Taşdelen, bu sürecin birçok kez tekrarlandığını öne sürerek, “10 milyon TL’nizi KKM yaptırıp bloke ettiriyorsunuz ve nakit karşılığında kredi alıyorsunuz. Sonrasında bu parayı başka bir bankaya aktarıp aynı işlemi tekrar ediyorsunuz.” şeklinde konuştu.
Ekonomist Erol Taşdelen
Kamuda çalışan 600 bin sendikalı işçi, grev hakkının sayesinde, tam istediği olmasa da, iktidarın %24’lük enflasyon hedefinin iki katını aşan oranda zam almayı başardı. İktidarın hayali enflasyon ısrarına takılıp açlıkla boğuşan milyonlarca asgari ücretli ise sahipsiz kaldı. Asgari ücretlinin 2025 zammı %30’da bırakılırken, sendikalı kamu işçisinin 2025 zammı %51 oldu.
Bu durum, Kemal Sunal’ın ‘Kibar Feyzo’ filminde sendikalı işçilerin kendisinden fazla yevmiye aldığını görünce söylediği, “E ben de Harranlıyam!” sözünü yeniden gündeme taşıdı. Filmde Kemal Sunal, maaş kuyruğunda bekleyen işçilerden bazıları 300 TL alırken kendisine 100 TL verilince, “E benimki niye eksik gardaş?” diye soruyor. “Onlar sendikalı da ondan” yanıtını alınca saf bir şekilde, “E ben de Harranlıyam” cevabını veriyor. Bu diyalog, sendikal mücadelenin en çarpıcı vurgularından biri olarak hafızalara kazınıyor. İktidar, %24 enflasyon tahminini gerekçe gösterip asgari ücrete yıllık %30 zam verdi. Asgari ücretliyi temsil eden Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) masadan kalktı. Ancak örgütsüz ve sahipsiz asgari ücretlinin grev hakkı olmadığı için iktidarın istediği oldu ve milyonlar göz göre göre açlık sınırının altına sürüklendi.
ARA ZAM TALEBİ BÜYÜYOR
Asgari ücretlilerin yanı sıra özel sektörde çalışan milyonlarca sabit gelirlinin zammı %30 ve civarında oluştu. Yılın ortasında TÜFE %16.67 oldu, açlık sınırı asgari ücreti aşıp 26 bin 413 liraya çıktı. İktidarın kamu işçisine verdiği %51’lik zam, asgari ücretli ve özel sektör çalışanlarının ‘ara zam’ talebinde ellerini güçlendirdi.
İktidarın Türk-İş ve Hak-İş heyetiyle yaptığı zam pazarlığı sırasında asgari ücretli ve emeklilerin durumunun da gündeme geldiği, bakanların, “Size bu zamları verirsek asgari ücretliye, emekliye nasıl anlatırız?” dedikleri öğrenildi. İşçiye ilk 6 ay için %24 zam vermeyi kabul eden iktidarın, bunun dışında iş gücüne göre %3-7 oranında ek zam vermeyi kabul ettiği belirtildi. Ancak asgari ücretli ve emeklilerin tepkisini çekmemek için bu zammın kamu çerçeve protokolü (KÇP) yerine sendikaların imzalayacağı sözleşmelere yazılmasını ve dillendirilmemesini istediği ortaya çıktı.
Kemal Sunal’ın başrolünde oynadığı Kibar Feyzo’da inşaatta çalışan Feyzo, kendisi 100 lira alırken sendikalıların 300 lira yevmiye aldığını görünce sarf ettiği “Ben de Harranlıyam” ifadesi, sendikal mücadelenin çarpıcı vurgularından biri olarak hafızalara kazındı.
Son 1.5 yıl içerisinde devletin kontrolündeki köprü ve otoyollarda gerçekleştirilen yüzde 400’ün üzerindeki zamlar, devletin gelirlerini önemli ölçüde artırdı. 2025 yılının ilk altı ayında Karayolları Genel Müdürlüğü’nün köprü ve otoyol gelirleri 12 milyar 103 milyon TL’ye ulaştı. Geçen yılın aynı dönemindeki gelir ise yalnızca 3 milyar 395 milyon TL seviyesindeydi.
281 MİLYON ARAÇ GEÇİŞ YAPTI
CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, emeklilerin ve asgari ücretlilerin gelirlerinin artmadığı bir dönemde, yap-işlet-devret projeleriyle şirketlere yapılan ödemelerin yanı sıra devletin köprü ve otoyollarına sürekli zam yapıldığını ifade etti.
İktidarın emeklilerin ve asgari ücretlilerin durumunu görmezden geldiğini belirten Sarıgül, “Emeklilerin ve asgari ücretlilerin yüzde 40’lık zamdan yararlanamadığı bir dönemde devletin köprü ve otoyollarındaki gerçekleşen yüzde 400’lük zammı kabul etmek mümkün değil. 2024 yılının ilk altı ayında KGM’nin köprü ve otoyol gelirleri 3 milyar 935 milyon TL iken, 2025 yılının ilk altı ayında bu gelir yüzde 300’ün üzerinde artarak 12 milyar 103 milyon TL’ye ulaştı. İlk altı ayda köprü ve otoyollardan 281 milyon 606 bin araç geçti.” ifadelerini kullandı.