41,0877$% 0,50
47,8693€% 0,56
55,4374£% 0,59
4.454,43%0,42
3.379,44%0,41
11.559,79%0,71
26 Ağustos 2025 Salı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik gerçekleştirilen mali operasyonla ilgili yeni gelişmeleri duyurdu.
Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Başkanı’nın avukatlarından birinin, bugün Trabzon’da gözaltına alındığı öğrenildi.
Avukatın, İBB’ye yönelik soruşturma kapsamında “rüşvete aracılık etmek” suçu ile gözaltına alındığı belirtildi.
Aynı zamanda İBB Başkanı’nın çocukluk arkadaşı olan ve yakınlarının avukatlığını yapan bu kişinin, normalde bugün Trabzon’dan İstanbul’a sevk edilerek Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirilmesi bekleniyordu. Ancak uygun uçak bulunamaması nedeniyle sevk işlemlerinin yarına sarkabileceği aktarıldı.
İBB Başkanı’nın bir diğer avukatı, “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” suçu ile 19 Haziran’da tutuklanmıştı.
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ifadeye çağırması üzerine avukat adliyeye kendi başına gitmiş ve burada hakkında bir soruşturma açıldığını öğrenmiştir. Aynı gün sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştır.
Malazgirt Zaferi’nin 954. Yıldönümü ile Büyük Taarruz’un 103. Yıldönümü hakkında yapılan basın açıklaması, Türk milletinin tarih boyunca medeniyetin taşıyıcısı olduğunu vurgulamaktadır.
Bu yükseklik ve onur, zamanla tüm coğrafyalara yayılmış, karanlık ve durgun bölgelerin ufkunu fetih ve taarruz ile aydınlatmıştır.
26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi ile 26 Ağustos 1922 Büyük Taarruz, Anadolu’nun kurtuluşuna dair önemli dönüm noktaları olmuştur. Bu zaferler, Allah’ın bir lütfu ve milletin gurur kaynağıdır.
Her iki tarih, Anadolu’nun esaret zincirlerinden kurtularak milletimizin şerefi ve onuru ile pekiştirilmiş olduğu anlamına gelir. Malazgirt Ovası’nda oluşan yeni güç dengeleri, dünyanın gidişatını etkileyen değişimlere yol açmıştır.
Bu tarihsel olaylar sadece bir savaşın zaferi olarak değil, aynı zamanda Anadolu’nun yeniden doğuşunun müjdecisi olarak da değerlendirilmelidir.
Malazgirt Zaferi, Anadolu’nun yeniden doğuşunu müjdeleyerek, haksızlık ve zulme maruz kalanların dirilişine zemin hazırlamıştır. 954 yıl önce ayrımcılıkla mücadele edilerek, birlik ve dayanışma duygusu pekiştirilmiştir.
Bu zafer, sadece sınırları açmakla kalmamış, aynı zamanda toplumun umut ve heyecan kaynağı olmuştur.
Türk milleti, Anadolu’yu merkez haline getirerek büyük amaçlar peşinde koşmuş ve dünyayı kuşatacak şekilde bir birlik oluşturmuştur.
Malazgirt Zaferi’nin etkileri günümüzde de devam etmektedir. Bu zaferden rahatsız olan çevreler, Türk milletinin birlikteliğini hedef alarak çeşitli oyunlar kurmaya devam etmektedir.
Malazgirt’in manevi mirası ve Büyük Taarruz’un duruşu karşısında bu kötü niyetler etkisiz kalmıştır.
Malazgirt’in tarihi dokusu ve zafer ateşi, “Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşmak için önemli adımların atılmasına vesile olmaktadır.
Terörsüz bir Türkiye, barış ve huzurun hakim olduğu yeni bir yüzyılın temelini oluşturacaktır.
Önümüzdeki fırsatlar iyi değerlendirilmelidir. Coğrafyayı vatan yapan kardeşlik ruhu korunmalıdır.
Tarihin her döneminde milli bekayı korumak için emsalsiz sorumluluklar üstlenmiş atalarımızı minnet ve rahmetle anıyoruz.
Malazgirt Zaferi’nin 954. ve Büyük Taarruz’un 103. yıl dönümünde, ecdadımıza rahmet ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Zafer ve taarruz günümüz kutlu olsun. Vatanımız sonsuza kadar var olsun.
Olay, Sincan’da meydana geldi. Hafta sonu evinde uyuyan bir çocuğu lağım faresi ısırdı. Annesinin durumu fark etmesiyle hastaneye kaldırılan çocuk, kuduz aşısı yapılarak antibiyotik tedavisine alındı. Aile, durumu belediye ekiplerine bildirmiş, ancak herhangi bir işlem yapılmamıştı. Farenin banyoya kaçtıktan sonra kaybolduğu belirtildi.
Anne, çocuğunun ısırıldığını fark ettiği günü anlattı: “Pazar sabahı oğlumun ağlama sesiyle uyandık. Odasına gittiğimizde yüzünden kan akıyordu. Durduramadığımız bir kan vardı. Eşim oğlunu sakinleştirmeye çalıştı, ben de çarşaflarını değiştirmek için geri döndüğümde lağım faresini gördüm. Yatak altından çıkıp peteğin altına girdi. Benim çığlığımı duyunca tekrar kaçtı. Oğlum epilepsi hastası. Herhangi bir ısırık sonucunda bir sorun olmasın diye hemen Bilkent Şehir Hastanesi’ne gittik. Giderken odaları kontrol ettim ki bir odadaysa diğerlerine geçip bir şey yapmasın. Banyonun kapısını kapattım, ancak giderlerin açık olduğunu fark ettim. Farenin bu giderlerden girdiğini düşünüyoruz. Eve döndüğümüzde fare banyoda yoktu. Çocuğumun yanağını ve göz kapağını ısırmış. Hastaneye gittiğimizde yaraları açık olduğu için yüzüne özel bir ilaç enjekte ettiler. Kuduz aşısı yapıldı ve 4 doz daha yapılacak. Yaraları için antibiyotik tedavisi verdiler; biz de tedbir olarak önlemler aldık.”
Anne ayrıca, ilaçlama yapılmasını talep ettiğini belirterek, “Pazar günü hastaneden döndükten sonra belediye ekipleriyle görüştüm. Talebiniz oluşturuldu dediler, ancak bugün 3. gün ve hala herhangi bir ilaçlama yapılmadı. Bunu biz çocuğumuzla yaşadık ve başka insanların da böyle bir durumla karşılaşmasını istemiyoruz. Hastalık taşıyan, kirli ortamda yaşayan hayvanlar bunlar. Gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Görüntüler, Ataşehir Yenisahra Mahallesi’nde bulunan bir markette kaydedildi. Market çalışanları, çok sayıda domatesi arka arkaya çöpe boşalttı. O anlar bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansırken, domateslerin çöpe dökülmesi büyük tepki topladı. Bu esnada, çevredeki bir vatandaşın çöpe atılan domatesleri almaya çalıştığı da dikkatlerden kaçmadı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Afyonkarahisar 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan bir tutukluya ziyarette bulundu.
Gerçekleştirilen ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Özel, geçen akşam 14 kilometrelik bir kurtuluş yolunda Zafer Yürüyüşü yaptıklarını ifade etti.
26 Ağustos’un hem Büyük Taarruz’un hem de Malazgirt Meydan Muharebesi’nin yıldönümü olduğunu belirten Özel, “Malazgirt Meydan Muharebesi’nin 954. yılındayız. Anadolu’yu Türklere vatan kılan Alparslan ile bu toprakları düşman işgalinden kurtaran Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi huzurunda bir kez daha saygıyla eğiliyorum.” dedi.
Özel, tutuklu kişiyi ziyaretine ilişkin olarak, bu kişinin suçunun “birine iftira atmamak” olduğunu savundu.
Özel, “Savcı diyor ki, ‘Sen geçmişte İBB’de bir görev yapmışsın, gel İmamoğlu’na şu suçlamayı yönelt.’ Ancak o kişi, ‘Olmayan bir şey için nasıl suçlama yapabilirim? Onurla çalıştım, şimdi nasıl iftira atayım ve bunun sonuçlarıyla nasıl yüzleşirim?’ diyor.” şeklinde konuştu.
Özel, insanların iftira atmaya zorlandığını öne sürerek, “Bunu yapanlar ve yaptıranlar yargılanacak. Bunu hep birlikte göreceğiz.” diye ekledi.